15 Temmuz FETO darbe girişiminin üzerinden 9 yıl geçti.
Asker ve sivil toplam 252 şehit, 2740 gazi verdik.
15 Temmuz darbe girişiminin amacı, ABD çıkarlarına hizmet etmeyen Erdoğan iktidarını yıkarak, Türkiye'nin gelişmesini engellemek ve sonrasında etnik ve mezhebi çatışmalar çıkartılarak Türkiye'nin Suriye gibi olmasını sağlayarak bölme ve parçalama girişimidir.
Başlığa bakıldığında CHP ve FETO ne alaka diyenler olacaktır.
Burada, Moon tarikatı dan bahsetmek gerekir.
Güney Kore'de kurulan ve daha sonra merkezi Amerika'ya nakledilen bir dinsel akımdır.
Moon ingilizce Ay anlamına gelir.
Fetonun ışık evleri projeside buradan esinlenmiştir.
Moon tarikatı ile Fethullah Örgütü arasındaki bağ, hedef benzerliğinden ibaret değil.Organik ilişkidir.
Moon tarikatının Türkiye temsilcisi, Cumhuriyet Halk Partisi eski Genel Sekreterlerinden Kasım Gülek'ti.
Kasım Gülek ile FETO ilişkisi çok eskilere dayanmaktadır.
FETO, 21 Mart 1958’de henüz 15 yaşındayken CHP’nin İstanbul İl Gençlik Kolları’nın, Beyoğlu Divan Otel’deki "Talebe ve Gençlik Teşekkülleri" toplantısı’na katıldı. Ecevit’in de bulunduğu toplantıda İsmet İnönü ile tanıştı. CHP’nin o dönemdeki Genel Sekreteri Moon tarikatının Türkiye temsilcisi Kasım Gülek’tir. FETO'nun, CHP siyasetiyle ilişkisi ilerleyen yıllarda da devam etmiştir.
FETO, 1 Eylül 1997 tarihli Zaman gazetesinde bu ilişkiyi şöyle açıklıyor: “ABD’de görüştüğüm insanlardan biri Abramowitz’di.O, Türkiye’de bir zaman elçi olarak kalmıştı.Müşterek dostumuz Kasım Gülek Bey vardı.O’nun vasıtasıyla gıyaben O’nu tanıyorduk" demiştir.
FETO nün ABD'ye gidişinide bu ABD'li güçler sağlayarak yıllarca korumuşlardır.
FETO ile CHP arasındaki ilişki Kasım Gülek ile birlikteliğiyle başlamıştır.
Kasım Gülek vefat ettiğinde vasiyeti üzerine cenaze namazını FETO kıldırmıştır.
FETO'nun CHP ile ilişkisi Bülent Ecevit ilede devam etmiştir.
FETO'nun, eskiden sağ kolu olan Hüseyin Gülerce bakın bu ilişkiyi nasıl anlatıyor.
"Ankara’daki Samanyolu Koleji’ne altı ayda 80 defa müfettiş gitti. Öğrenciler, 'Derslerde öğretmenlerimizden çok müfettiş görüyoruz' dediler. Veliler, 'Çocuklarımız adam akıllı eğitim alamayacak mı?' diyerek isyan etti ve arkadaşlarımız rahmetli Ecevit’e şikâyete gittiler. Ve Ecevit inanamadı. Milli Eğitim Bakanı arayıp teyit edince şaşırdı. Hocaefendinin Ankara’daki kolejine 80 defa müfettiş gitmiş! Ama Başbakan Ecevit’in haberi yokmuş. Haberdar olunca tabi her şey süt liman olmuş.
Eski Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral, Fetullah Gülen hakkında 1999'da hazırladıkları rapora dair, "Dönemin Genelkurmay Plan Prensipler Başkanı, "Eğer rapor elimizde olmasaydı Ecevit bize Fetullah’ın Cumhurbaşkanlığını dayatacaktı" demiştir.
Cevdet Saral, Dönemin Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ı konutunda ziyaret ettigini, FETO ile ilgili bir çalışma yapmak istediğini söylediğinde, Mesut Yılmaz'ın kendisine "Sakın ha. Ecevit böyle bir çalışma yapıldığını duyarsa hükümeti yıkar" diyerek izin vermediğini söylemiştir.
FETO, Ecevit'in ölümünün ardından yayınladığı mesajda, "Milletimizce de malum olduğu üzere, o, hep inandığı gibi yaşadı ve inançlarından asla taviz vermedi. Türkiye’mizin geleceği adına yapılan olumlu hizmetlere sürekli destek verdi. Bir takım kaba dayatmalar karşısında asla eğilmedi. Ve bu duygularla Allah'a yürüdü" demişti.
FETO bir konuşmasında "Allah bana şefaat hakkı verse bunu Bülent Ecevit için kullanırım" dediği bilinmektedir.
Bu arada Ekrem İmamoğlununda FETO'nun TV kanalı Samanyolunda bir dönem görev yaptığı notunu hatırlamakta yarar var.
Ayrıca FETO Fenerbahçe'yi ele geçirmek için operasyon yaptığında, Ekrem İmamoğlu'nun Spor yorumcusu olarak Samanyolu TV'de, Fenerbahçe yönetimini suçlaması unutulmamalıdır.
15 temmuz öncesinde "bu ülkede kim darbe yapmaya kalkarsa, tankların üzerine önce ben çıkarım" diyen Kemal Kılıçdaroğlu o gece darbecilerin arasından rahatça geçerek Bakırköy Belediye Başkanının evinde televizyonda darbe girişimini izlediğini hepimiz biliyoruz.
FETO, darbe sonrası yaptığı açıklamada kendilerini aklamak için "15 temmuzun tiyatro" olduğunu söylemesi ile Kılıçdaroğlu daha sonraki günlerde yaptığı açıklamalarda, FETO'cuların söylemleri doğrultusunda "kontrollü darbe" diyerek iktidarı suçlayarak darbeyi sulandırmaya çalışmıştır.
FETO terör örgütünün televizyon ve bankasına operasyon yapılırken de CHP'li milletvekilleri engel olmak için her şeyi yaptılar.
Samanyolu Yayın Grubu'na ait televizyon ve radyo kanallarının Türksat uydusundan çıkarılması üzerine, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal Twitter'dan FETÖ'ye destek çıktı.
"Samanyolu karartıldı! Türkiye geçmiş olsun. Kaybeden demokrasi oldu" diyerek terör örgütünün medyasını savunmuştur.
Yine, Parti yönetimi tarafından görevlendirildiğini belirten CHP milletvekili Mahmut Tanal’ın Koza-İpek Holding’e kayyum atanması üzerine akıttığı gözyaşlarını unutmak mümkün değildir.
Kılıçdaroğlu'nun 15 temmuz darbe girişimini sulandırmak amacı ile FETO'nun siyasi ayağı ortaya çıkarılmalıdır diyerek, Ak parti milletvekilleri içinde 120-180 arasında milletvekili var demeside yine FETO'nun iddiaları ile darbeyi sulandırma girişimleridir.
Yukarıda bahsettigim konular CHP-FETO ilişkisi ile Kılıçdaroğlu’nun bazı danışmanlarının ve CHP’li Urla Belediye Başkanı’nın FETÖ üyeliğinden tutuklanması gibi hadiseler FETÖ’nün siyasi ayağı konusundada CHP'yi işaret etmektedirler.
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler “Her ne kadar parti yönetimimiz inkar etse de 30 Mart seçimlerinde bir ittifak yaptı, cemaatle ittifak yaptı” açıklaması sonrasında partisinden ihraç edildiği unutulmamalıdır.
CHP'de uzun yıllar milletvekilli ve Genel Başkan Yardımcılığı yapan Onur Öymen, ABD yönetimiyle yakın bağları bulunan bir kuruluşun hazırladığı yetmiş beş sayfalık raporda “CHP Genel Başkanı Deniz Baykal sonunda istifaya zorlanacak ve yerine AK Parti içindeki yolsuzluğu ortaya çıkaran Kemal Kılıçdaroğlu getirilecek. CHP modern, Avrupa tarzında merkezci sosyal demokrat parti olacak ve buna Avrupa büyük destek verecek” ifadeleri yer almaktadır.
Deniz Baykal'a yapılan bu operasyon, CIA aparatlı FETO'cular tarafından yapılmıştır.
Görüldüğü üzere, CHP ile ABD destekli FETO terör örgütü arasında uzun yıllara dayanan bir ilişki söz konusudur.
Dokuzuncu yıldönümünde 15 Temmuz şehitlerini ve gazilerini bir kez daha rahmetle anıyoruz.
Rabbim bu devleti ve milleti içimizdeki hainlerden ve dışımızdaki düşmanlarımızdan muhafaza eylesin.
15 Temmuz'u unutmayalım, unutturmayalım.
