Yeniden Başlamak
Filiz Kılıç Sağlam
Hayat, kimi zaman yaşamımızı tam ortasından bölen, planlarımızı altüst eden, bizi tanımadığımız bir yalnızlıkla baş başa bırakan dönüşler yapar. Bu bazen bir hastalık bazen bir kayıp bazen de bir vazgeçiş olabilir. Bu anlarda insan kendine “Ne yapacağım şimdi?” diye sorar. Bu soru, görünenden çok daha derin bir cevabı arar: “Nasıl yeniden başlarım, nereden başlarım ?” Yeniden başlamak, çoğu zaman bir güç gösterisi değildir ; yaraların kabulü, hayal kırıklıklarının tahammülü ,olumsuzluklara gösterilen sabrı , iyileşme zamanını bekleme cesareti gösterebilmek ve ilerlemek için adım atabilmektir.
Psikiyatrist Elisabeth Kübler Ross, zor durumlarla baş etmenin evrelerini tanımlarken, sonunda her zaman bir “kabul” evresine ulaşıldığını vurgular.
İşte bu kabul, yeniden başlamanın ilk ve en zor adımıdır. Acıyı bastırmadan, ona kulak vererek ve elinden tutarak , karanlığın içinden geçen bir yolculuk gibi ilerleyebilmek … Tasavvuftaki teslimiyet ve tevekkülle benzerlik taşır. Tevekkül sorunların karşısında pasif bir kabulleniş değildir , çözüm için kişinin proaktif hale gelmesidir. Elinden geleni yapıp gerisini Yaradan a bırakabilme , sonsuz güvenle teslim olabilmesidir. İşte bu nokta karanlığın bittiği güneşin doğduğu anla aynıdır.
Freud ise “Bastırılan her şey, bir gün başka bir biçimde geri döner,” derken bize duyguların ertelenemez ve kaybolmaz gerçekliğini anlatır. Hissetmek, yaratılışımıza sadık olan insani bir eylemdir. Acıdan kaçmak değil, onunla kalabilmek; , onunla birlikte yürüyebilmektir asıl güç. Acıları yok sayarak değil varlığını kabul edip , önünde bazen diz çökerek ,güçsüzlüğümüzü kabul ederek ilerlemektir. Hem Sezenciğim de boşuna söylüyor olamaz “Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir” diye.
Günlük yaşamda her bireyin kendi dünyasında bu sürece yönelik birçok örnek yaşantısı vardır . Ağır bir hastalıktan sonra iyileşmek için çiçek sulamaya başlayan bir hasta, işini kaybettikten sonra sabahları yeniden çayını demleyen bir insan ya da bir yasın ardından yeniden müzik dinlemeye başlayan kişi … Bu küçük görünen eylemler aslında psikolojik dayanıklılığın ve esnekliğin , yeniden başlama gücünün ,umudun, varoluş cesaretinin ,devam edebilme gayretinin en büyük göstergeleridir. Alfred Adler şöyle der: “Bir insanı güçlü kılan, karşılaştığı zorluklar değil; o zorluklara verdiği tepkilerdir.”
Psikolojik sağlamlık, zorlu yaşam olayları sonrasında ayakta kalmak , yıkıldıktan sonra kendi temellerini yeniden inşa edebilmektir. Yenilgilerimizle , kayıplarımızla, hastalıklarımızla ,vazgeçişlerimizle , dibe vuruşlarımızla beraber devam edebilmektir. Yeniden başlamak demek; geçmişin silinmeyeceğini bilerek , bir daha eskisi gibi olmayacağını fark edip, yeniden şekillenen kişiliğimizle yol almaktır. Önemli olan belirsizliklerle ve kontrol edemediğimiz şeylerle dolu bu hayatta ,baş edebilme gücümüzün sandığımızdan daha büyük olduğunu fark etmektir. Dilerim ki ‘Yeniden başlayabilme gücümüz ’ hep canlı kalsın ve sarsılmasın , o zaman “Hadi yeniden başlayalım”.
“Biliyoruz ki bütün acılar bir gün geçer.
Bütün fotoğraflar sararır.
Yara kabuk tutar kapanır.
Bir sabah yine taze ekmek ister canın kahvaltıda.
Bir fincan sade kahve.
Demli bir çay ister akşam üstü olunca.
Sokakta mevsimi fark edersin aynada kendini.
Önceleri belli belirsiz sonra gamzene kadar gülersin.
Şarkılar mırıldanır
Çekmecelerde renkli kalemlerini ararsın.
Kuşlar gelir konar dallarına.
Kırıldığın yerden çiçek açarsın.
Bütün acılar bir gün geçer…
Ya da sen alışırsın.”