
AK PARTİ MADEN-SİVRİCE-ARICAK VE ALACAKAYA İLÇELERİNİ TEMSİLEN SEÇİLECEK YERDEN ADAY GÖSTERMELİDİR
Faruk YILDIZ
Elazığ da siyaset kurumu ve bürokrasi bölgesel manada bir grubun ve zümrenin elinde realitesi artık yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Bugüne kadar medya patronlarının, şehrimizin gazete ve köşe yazarlarının, sivil toplum kuruluşlarının Ak Parti iktidarından bu yana bunu dile getirmeyişleri düşündürücü değil mi? 3 Mayıs 2018 tarihli köşe yazımda bu hususu yüksek sesle dile getiren biri olarak şunu ifade etmeliyim ki; bu yazımdan sonra bazı sivil toplum kuruluşları cılız da olsa buna benzer söylemler geliştirmeye başladılar.
Oysaki aday adayı olduğumuz 7 Haziran 2015 ve 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde bu sivil toplum kuruluşlarını ziyaretimizde bu hususu güçlü bir sesle ifade etmelerini istemiştik. Ama nedense sivil toplum kuruluşu temsilcileri sessizliğe gömülmüşlerdi. Şimdi ise kendi içlerinden birilerinin aday adayı olması ve bizimde bunu yazımızla dile getirmiş olmamız cesaret vermiş olmalı ki bölgesel adalet konusunu Ak Parti Bölgesel Adaleti Gözetmelidir başlıklı köşe yazımızdan sonra gündeme getirdiler. Ama yetmez… Sesiniz çok cılız çıkıyor…
Kişiyi, kurumu, topluluğu tahkir ve teşhir etmediğiniz sürece hakikati haykırmak en büyük toplumsal görevinizdir sivil toplum kuruluşu olarak. Bu bağlamda ilimizde öncelikle Sivil Toplum Kuruluşları Platformu başta olmak üzere, Memur-Sen, ELSAD, MASSAD gibi sivil toplum kuruluşları konuyu ortak bir basın açıklaması ile yüksek sesle gündeme getirmelidirler. Bu sorumluluk Elazığ halkı için sizlerin üzerindedir değerli STK temsilcileri. Aynı adaletsiz durumla yüzleşildiğinde hiç olmazsa biz üzerimize düşeni yaptık deme hakkınız olsun.
İttifakların yapıldığı bir seçim süreci realitesi var karşımızda. Son gelişmelere bakıldığında kıyamete kadar bile bir araya gelmesinin mümkün olmadığına inanılan siyasi partilerin bugün hiçbir şey olmamış gibi bir araya gelip ortak aday belirlemeye çalışması ve buna göre strateji belirleme faaliyetleri kamuoyunun gözünün önünde yaşandı ve yaşanmaktadır da.
Bugün milletin değerlerine savaş ilan edenlerle bu değerleri savunanların aynı çatının altında görmek kimseyi şaşırtmamalıdır. Çünkü siyasetin doğasında çıkar ilişkileri her zaman önceliklidir. Bir siyasi hareket düşüşe geçince dava aklına gelir ne yazık ki.
Ak Parti organlarındaki bu adaletsiz oluşum siyasal birlik ve beraberliği gelecek seçimlerde de zedelememesi için önümüzdeki dönemlerde sırasıyla Ak Parti il yönetimi organları, milletvekili dağılımında bölgesel adalet, belediye başkanı adayı, il genel meclis üyelerinin dağılımı, belediye meclis üyelikleri bölgesel adalet ilkesi korunarak yeniden tesis edilmelidir. Özellikle şehrin Maden, Sivrice, Alacakaya, Arıcak ilçelerinin Elazığ ilinin ilçeleri olduğunun hatırlanması gerekir. Artık seçmen bunu görmek istiyor. Seçmenin sabrını test etmek sadece bazı şahısların kişisel egolarını tatmin etmekten öteye geçemiyor artık. Ak Parti Elazığ ilinde en az oyu kuruluşundan bu yana bu bölgelerden almaktadır. Bu ilçelerimizde yaşayan halihazırda otuz bin seçmen bulunmaktadır ki şehir merkezine en yoğun göç veren ilçelerimiz olduğunu hesaba katarsak yaklaşık yüz binin üzerinde bir seçmen kitlesi bulunmaktadır. Dolayısıyla bu seçmen kitlesini küstürmek siyasi stratejiyle bağdaşmaz.
Buna rağmen ilimizde Ak Partide söz sahibi olan bazı güç odakları tam on altı yıldır bu siyasi hareketi kontrol altına almış bulunuyorlar. Bu anlayış Elazığ halkında artık isyan, öfke ve tepki meydana getirmiştir. Ak Parti milletvekili listelerinde kesinlikle Maden-Sivrice-Alacakaya-Arıcak bölgesini temsil eden bir aday olmalıdır.
Unutmayınız ki bu 50+1’in sorumluluğu çok büyüktür. Şahsi çıkarlarımız uğruna ülkenin ve milletin geleceğini yok etmeye hiçbir hakkımız yok.
Sivil toplum örgütlerimiz, basın organlarımız ve şehrin kanaat önderleri bu adaletsizlik karşısında sessiz kalmamalıdırlar. Seçim sürecine girildiğinde artık herkes buna göre konum alacaktır. Çünkü başkanlık sisteminin toplumun siyasete bakışı üzerinde hissedilir biçimde yeni bakış açıları oluşturması kaçınılmazdır. Bu hususta sivil toplum örgütleri temsilde adalet olması için ortak bir basın açıklaması ile genel merkezleri uyarmalıdırlar. Kişisel çıkarlar, kibir ve ego telafi edilemez sonuçlara neden olabilir.
Kalın sağlıcakla.