“İşte bütün mesele bu”. Shakespear’in (şekspir) Hamlet adlı oyununun vurucu cümlesi budur. Hamlet’te konu farklıdır elbette ama trafikte konu gerçekten de olmak ya da olmamak” meselesidir. Zira bu trafik keşmekeşliğinde hayatta kalabilmek gerçekten bir mucize. Araç sürücülerinin bir kısmı trafik kurallarına uyma noktasında bir umursamazlık ve zaaf içindeler.
Ülkemizde ne yazık ki; kırmızı ışık ve şerit ihlali, hatalı sollama, sinyal vermeme, araç önü kesme magandalığı, yaya yol vermeme gibi birçok trafik kuralı ihlali yapılıyor. Bu kural ihlalleri sebebiyle de birçok ölümlü, yaralamalı kaza meydana geliyor, maddi kayıplar yaşanıyor. Bazen çocuklar babasız annesiz, bazen babalar anneler çocuksuz kalıyor. Nihayetinde kalanlar bir ömür boyu unutamayacakları trajediler yaşıyorlar.
İşte kural ihlallerine örnekler. Arabanızla bütün kurallara uyarak seyir halindesiniz. Önünüzde araç olduğu için belli bir hız limitiyle yol alıyorsunuz. Arkadan bir araç size sürekli selektör yapıp yol istiyor. Doğal olarak yol verme imkânınız yok. Sonra ne mi oluyor? Adam yolunuzu kesiyor ve hakaret etmeye, aracınızı tekmelemeye hatta elindeki sert cisimlerle aracınıza vurmaya başlıyor. Yanınızda çoluk çocuk var mı yok mu umurunda değil. Çık çıkabilirsen işin içinden.
Tek şeritli bir yolda ilerliyorsunuz. Trafik magandasının biri şerit ihlali yaparak karşı yoldan hızla size doğru geliyor. İyice sağa yanaşıp durmaktan başka çareniz yok. Peki, o maganda ne yapıyor. Yanınızdan hızla ve hiçbir şey olmamış gibi geçip gidiyor.
Trafik ışıklarının olduğu yerde kırmızı ışıkta bekliyorsunuz. Arkadan gelen sürücüsü alkollü olan bir araç sizin aracınıza çarpıyor. Canınızı kurtarmışsanız çok şanslısınız. Ama bu tür kazalarda hayatını kaybeden birçok kişi var.
Yaya olarak trafik ışıklarının olmadığı yerde karşıdan karşıya geçeceksiniz. Yola adımınızı attığınız zaman gelen araçların durması lazım. Ama nerede o anlayışlı sürücüler. Büyük bir ihtimalle ya bir motosiklet ya da bir araç size çarpacaktır. Nitekim bu tür kazalar da ülkemizde çok fazla meydana gelmektedir.
Bir başka trafik kuralı ihlali de kavşaklara girerken uyarı ışığını beklememek. Mesela yeşil yanarken ışığın birden bire sarıya dönmesi ardından hemen kırmızı ışığın yanması ile oluşan kazalar var. Yeşil ışığa yetişirim diye gaza basıp geçmek isteyen ve fakat yetişemediği için diğer taraftan çıkan araca çarpıp kazaya sebebiyet veren sürücüler var.
Bir başka kural ihlali de sinyalizasyonda var. Normalde dönüş sinyalleri en az elli metre kala verilir. Ama gelin görün ki bazı sürücüler tam dönecekleri zaman sinyal veriyorlar. O da işe yaramıyor tabi.
Şu sıralar TBMM’de cezaların artırılması hakkında bir trafik yasası var. Takip ettiğimiz kadarıyla trafik kurallarına uymayanlara büyük cezalar yolda. Bile bile ölümlü kazaya sebebiyet verenler cinayet işlemekle yargılanacaklar diye bir kanun üzerinde de çalışıldığı ifade ediliyor. Kural ihlalleri biraz azalır mı derseniz evet büyük oranda azalır. Batı dünyası konuyu büyük cezalar uygulayarak çözmüş. Önce büyük cezalar uygulamış sonra da trafik kuralları içselleştirilerek ahlaki boyuta taşınmış.
Sonuçta trafik kuralları bir dizi testten geçmiş kurallardır. Bu kurallara uyulması bizim menfaatimizedir. İçimizdeki trafik canavarı olan diğer “beni” dikkate almazsak hem ülkemizdeki ölümlü, yaralamalı kaza sayısı azalacak hem de milli servet kaybı olmayacaktır.