Cemil TURGUT

Sosyal medyada yozlaşan dil

Cemil TURGUT

Köşemizi takip eden kıymetli okurlarımız hatırlayacaklardır. Dilimize sahip çıkılmasıyla ilgili bu köşede zaman zaman değerlendirmeler yapıyoruz. Bu haftaki yazımız da bu minval üzere olacaktır.

Bilindiği gibi dil, bir milletin hafızasıdır. Milletin hafızası da geçmişten günümüze yaşanan bütün kültürel birikimlerin, inanç değerlerinin toplamıdır. Bu bağlamda dil, kültür hazinesini yüzyıllar sonrasına taşıması bakımından oldukça önemli bir görev üstlenmektedir. O halde dilin yozlaşmaması, dokusunun bozulmaması gerekmektedir.

Son yıllarda hayatımızın neredeyse her alanına nüfuz eden sosyal medyanın kendine has bir dili oluştu. Ne yazık ki bu dil de güzel Türkçemizi bozmaya yönelik bir zemin hazırlamaktadır. Özellikle WhatsApp, Instagram, Facebook, X( Twitter) gibi sosyal medya mecralarında kullanılan dil Türkçemizi bozmakta, kendine ait bir dil ve anlatım tarzı oluşturmaktadır. Yeni kuşaklar arasında oldukça taraftarı olan bu sosyal medya dilinin neredeyse her alanda dokumuzu bozduğunu ifade edebiliriz.
Özellikle gençler yaygın olarak, duygularını ifade etmek için kelimeleri gereksiz şekilde kısaltmakta ve çoğu kere anlamsız ifadeler kullanmaktadırlar. Hatta öyle ki adına emoji denilen birtakım işaretlerle iletişim sağlamaktadırlar. İletişimin bu soğuk yüzü, her evde farklı odalarda cep telefonlarına yumulmuş etrafına bile bakmayan dünya yıkılsa umurlarında olmayacak bireyler oluşturdu denebilir.

Artık sosyal medya mecralarında selam yerine slm-ne haber yerine nbr-tamam yerine ok, evet yerine yes, hayır yerine no- hoşça kal yerine by by- kendine iyi bak yerine kib-Allah razı olsun yerine aro-ne zaman yerine nzm -iyi yerine ii -sağol yerine saol  gibi kısaltmalar çok fazla kullanılmakta bunun yanında sokak dili olan kanki, aşko, bro, denyo, kral, kıtır, fos, mal gibi kelimeler toplum içinde ve pek çok yerde pervasızca ifade edilmektedir.

Yozlaşmış sosyal medya dili ile sokak dili bir yandan toplumun davranış dinamiklerini temelden sarsmakta, iletişimde samimiyeti, içtenliği ortadan kaldırmakta diğer yandan da eğitim, inanç ve ahlak değerlerini tahrip etmektedir. 
Korkarım ki bu tablo ilkokul düzeyindeki çocuklarda zamanla normalmiş algısı oluşturacak ve belki de uzun vadede kelimelerde anlaşılmayacak ciddi anlam kaymaları meydana gelecektir. Bu olursa şimdiki kuşaklar nasıl ki yetmiş seksen yıl önceki atasını anlayamıyor, gelecek kuşaklar da yetmiş seksen yıl önceki atalarını anlayamayacaktır. Doğal olarak bu süreç dilimizin başka dillerin, kültürümüzün ve değerlerimizin de başka kültürlerin etkisine gireceği anlamına gelmektedir.

Madem tablo bu ve bunun böyle olmasını istemiyoruz, başta üniversiteler olmak üzere tüm eğitim kurumlarının durumdan vazife çıkararak taşın altına elini koyma vaktidir. Kuru kuruya Türk Dili Bayramı kutlamakla bir arpa boyu yol alamayız. Nitekim yıllardır Türk Dili bayramı kutluyoruz. Sonuç ne? Değişen bir şey yok. Daha kalıcı, daha etkili önlemler almanın zamanı geldi de geçiyor. Batı ülkeleri bile ciddi önlemler almak için çalışmalar başlattı.

Dilimizin yozlaşıp yok olmasını istemiyorsak devletin sosyal medyayı bir an önce denetim altına alması ve belli bir yaşın altına sosyal medyayı yasaklaması gerekir. Sosyal medya sitelerine sınırlama getirilebilir. Bu konuda cesur davranılmalıdır vesselam.

Yazarın Diğer Yazıları