Balkan Gezisinden Notlar başlıklı seri gezi notlarımız ve yaşadığımız duyguları siz değerli okurlarımızla paylaşmaya devam ediyoruz.
Yazı dizimizin birinci bölümünde Kosova’nın özgürlük mücadelesinde yanında Sırplara karşı verdikleri onurlu direnişten söz etmiştik. Bu bölümde ise mevcut Kosova’dan söz etmek istiyorum.
Geçmişte yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen Kosova bugün, ayakları üzerinde durmayı ve kendi yağında kavrulmayı başarmış bir ülke konumunda. Tarım alanları çok fazla olmasına rağmen ekip biçme neredeyse yok gibi. Sebze ve meyve yakın ülkelerden ithal ediliyor. Maydanoz Yunanistan’dan geliyor dersem ne demek istediğimi daha iyi anlamış olursunuz. Özellikle tekstil, giyim ve gıdanın (bisküvi, şekerleme vs.) bir bölümü Türkiye’den ithal ediliyor. Ekonomisi genel olarak Avrupa ülkelerinde çalışan Kosovalı gençlere bağlı. Bu ülkelere çalışmaya giden gençler kazandıklarını Kosova’ya aktarma konusunda bir hassasiyete sahipler.
Müthiş bir aile bağlılığı var Kosova’da. Mesela Kosova’da huzur evi yok. Aile büyükleri hangi şartlarda olursa olsun el üstünde tutuluyor. Yaz aylarında Kosova’da daha çok Avrupa plakalı en son model lüks araçlar görürsünüz. Bu aylarda sıla-i rahim için Avrupa’dan Kosova’ya gelenler ile Kosova’yı merak edip gelen özellikle Türk turistlerle nüfusta gözle görülür bir artış oluyor.
Kosova’nın büyük çoğunluğu Müslüman, zaten başkent Priştina’ya adım atar atmaz sizi camiler karşılıyor. Şehrin birçok yerinde Osmanlıdan kalma tarihi camiler var. Bu görüntü Prizren ve Priştina’yı adeta Türk şehri gibi sunuyor ziyaretçilere. Namaz saatlerinde Kosova’nın ezan sesleriyle yankılanması burada yabancılık hissettirmiyor size. Camilerde daha çok gençleri görmek mümkün. Daha bilinçli ibadet ediyor Kosova’nın gençleri. Bir anekdot olarak bir gözlemimi paylaşmak istiyorum müsaadenizle. Fatih camii var Priştina’da bahçesi kafe gibi düzenlenmiş olduğundan genellikle boş zamanlarımda orada oturuyordum. Hem namaz vakitlerinde de camiye gidiyordum. Bir ikindi vakti ezan okununca camiye yöneldim. O ara bir grup oldukça asortik giyimli ( mini etekli, şortlu) bayanlar geldi ve onlar da camiye yöneldiler. Çantalarında namaz kıyafetleri varmış hemen onları giydiler camiye girip namazlarını kıldılar tekrar namaz elbiselerini çıkarıp geldikleri kıyafetlerle gittiler. Oldukça şaşırmıştım. Bunun yanında ülkemizdeki gibi tam tesettürlü bayanlar da namaza geliyorlardı.
Kosova’da tabi ki Hıristiyan nüfus da var. Kosova da hem tarihi hem de hali hazırda ibadet edilen katedraller var. Günün belli saatlerinde çanlar çalıyor. Buralarda ibadet edenler çoğunlukla Sırplar çok az da olsa Hıristiyan Arnavutlar da var tabii.
Sırplardan kurtardıklarından olsa gerek Kosova’da çok belirgin bir Amerika hayranlığı da var. Özellikle zenginlerin ikamet ettiği bir mahalle var, buradaki cadde ve sokaklar Amerika’nın eyaletleri gibi isimlendirilmiş. Kaliforniya, Filedelfiya, New York, Alabama, Florida vs. gibi. Kosova’da yemek problem değil. Müslüman nüfus fazla olduğundan lokantalarının çoğu helal sertifikalı. Ama yine de dikkatli olmakta yarar var. En azından lokanta yetkililerine kişilerin Müslüman olduklarını ifade ederek helal sertifikayı sormak lazım.