YİĞİT ODUR Kİ
Yiğit odur ki, yolunda sağlam yürür
Aklı, yüreğinde ses; gürler yürür
Bir kızıl alev gibi yanar, yürür
Yürü şehrim, öksüz değil bu dava
Türk Birliğine meşale yakar, yürür
YİĞİDİ YIKAN
Yiğide, ne top dayanır ne gülle! .
Namerde aman vermez, yıkılmaz...
Yıkılır, dostun attığı bir gülle!
YİĞİTLER…
Yiğitler, ölümlerle yüz yüzedir
At sırtında yürür, kıtalar aşar
Ya saz taşır elinde ya kâlem;
Yüreği âlemle göz gözedir
YİĞİTLER ÖNDE GİDER
Yiğitler önde gider, cephe açar
Gözler Huda’ya döner, yürek açar
Geldim Yârabbi! Gaza meydanına;
Gül Bahçesi’nde karanfiller açar
KAHRAMANLARI YAZ!
Ey Oğul, kahramanları bil!
Onların yolları; infak, sebil
Vakarla, merhametle yürüdüler
Mazlum yüreklerde yaşar hep Habil!
Denktaş, Elçibey, Dudayev, Doktor Ahmet;
Aliya İzzet Beyler, gönüllerdesiz,
Onlarla sınırları güvende bil!
KAHRAMAN KİMDİR?
Kahraman kimdir, sorarım kendime?
Gönül yangını ile tutuşandır
Feryadı ile çığlığı içinde,
Vakıf ruhuyla kendini aşandır
KAHRAMANLAR
Kahramanlar, hakka vuslatı bilir
Bâki âleme hasreti de bilir
Korkmaz zalimden, boyun eğmez zulme!
Deryada damla olmayı da bilir
Tevazu kanatlanır, Kaf Dağı’na,
Atlanır, zatıyla gönül bağına!
Yıldırımlar düşer küfrün ağına
Kahramanlar, aşkla sevdaya yürür
O sevda, vatanımdır, imanımdır hey!
YİĞİT SÖZÜNDE BARIŞTIĞIM ŞEHİR
Sırtımı dayadım Kayabaşı’na
Bir gün batımında seyrine daldım
Terimi toprağına harç yaptığım
İnsanıyla murat bulduğum şehir!
Harput’un eteklerinden uzanır,
Hasret tüten, tarih kokan yolların…
Bir fanus gibi açılır dört yana,
Dört iklim bağrına bastığım şehir!
Derler, ‘Elâzığ bir çanak içinde’
Sevdası, Uluğ Türkistan içinde
Çanak tutar eller gülzar içinde
Türküler, gönlümü verdiğim şehir!
Çanakkale, Yemen ve Sarıkamış
Dua tüter ocağ, gazi yüreği
Anılar, daha dün kadar taptaze,
Şefkatin yüzüne sürdüğüm şehir!
Anadolu’m sende, metin bir kale
Yurduma kırmızı gül, beyaz lale
Duruşun güven verir istikbale
Güzel Türkçe’m bayrak yaptığım şehir!
Kayı Boyu, Artuk Bey diyarısın
Dokuz asrın fetih tılsımı sende
Feryadı kopan çığ, ‘birlik ruhuyla
İmdi özünde buluştuğum şehir!
Kayabaşı, benim sadakat taşım
Efsanelerde can bulur yoldaşım
Dinle kopuzdan, ses verir sırdaşım
Yiğit sözünde barıştığım şehir
KORKAKLARA
Korku ve ürkeklik,
Esarete yelken açanların limanı!
Akıl ve kalp süzgecinden dökülür;
Bendeki bütün sözler!
Kararsızlığa oruçluyum artık
Belalara tebessüm eder, geçerim!
KALK YİĞİDİM
Tan sökmeden, ayağa kalk yiğidim!
Al yıldızlı bayrağım seni bekler
Sarıkamış’ta, Yemen’de ağıtım,
Feryadın dinmesine seni bekler
Asrı kucaklar kalem ve kâğıdım,
İlim, irfan ocağı seni bekler.
YİĞİT YOLU
Kürşad’ı, kırk yarenini özledim!
Azgın sulara gem vuran yiğitler
Sevgiyi iman nuruyla közledim
Yirmi birinci asır sizi bekler;
Çakmak çakmak yanan gözler
O gözlerde yiğit yolu izledim…
MİLLET YÜRÜSÜN!
Millet yürüsün, Gazze'den Urumçi'ye
Tarih yürüsün, Kâşgar'dan Kudüs'e
Tekbir yürüsün, hep bir ağızdan,
Yâ Allah! Bismillah, Allahû Ekber
Yerler, gökler inlesin, kutlu sedaya
Aynı dileğe, göğsü çarpan edaya...
Canla, başla ayağa kalkar, Anadolu
YİĞİTLER BURCU
Nerede ülkemde yiğitler burcu
İrfan Ocağına dökelim harcı
Hal ehlinin gönlündesin ebedi
Atsızlar tutar, Kürşat’ça nöbeti
Lâkin haykırdı, her zaman dik durdu,
Âlem-i Türk’ün adsız neferleri
Tarih boyunca bitmez seferleri
YİĞİDİ TARİF EDERKEN…
Yiğit adil, hak aşığı sevdalı…
İlim, töre sahibi ve de merttir
Zalime karşı acımasız, serttir!
Yiğit kimse, arif, kibar, zariftir…
Yiğidin dışından içini görür!
Tıpkı nehir gibi ışığa durur