Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Yaz tatiline girdik

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Türkiye'de, tüm kademelerde takriben 20 milyon öğrenci, 1,2 milyon
öğretmen artık bugünden itibaren yaz tatiline çıkıyor. Ülkemizde, 74
bine yakın okul ve 750 bin civarında derslikte eğitim-öğretim dönemde
bir yılı daha geride bıraktık…

8.inci sınıf ve 12.nci sınıftaki öğrencileri de, hayat serüvenine yön
verecek imtihanlar/ sınavlar bekliyor.
Bizler, 1968-1969 yılında Ortaokulu, 1973-1974 yılında ise liseden
mezun olmuştuk…

1970 yılı Türkiye nüfusuna şöyle bir bakıyorum. O yıllarda nüfusun
yüzde 38,5’leri Şehirlerde/ veya Kentlerde; yüzde 61,6’ları kırsal
kesimlerde yaşamaktaydı… Memleketim olan Ağın İlçesinin her köyünde
ilkokul bulunuyordu. Köylerde, ‘genç bir nüfus vardı…’ Daha ziyade
emeğe dayanan bir tarım ve hayvancılık vardı…
Liseden mezun olduğumuz yıllarda da, durum farklı değildi… 1975
yılında, Toplam nüfusun,
Yüzde 41,2’leri şehir merkezlerinde, yüzde 58,2’leri kırsal
kesimlerde/ veya köylerde yaşamaktaydı…
2012 yılına geldiğimizde; Toplam nüfusun yüzde 77,3’leri Şehir
Merkezlerinde, yüzde 22,7’leri ise Kırsal Kesimlerde yaşamaktadır…
Eğitim ve Öğretimi konuşurken, ülkemizdeki değişimi görebilmeliyiz.
Nerelerden geldik, nerelere doğru gidiyoruz.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Sonuçlarına göre, 2024 yılı Türkiye
nüfusu; 85 milyon 664 bin 944 kişi… İl ve İlçe merkezlerinde
yaşayanların oranı, “yüzde 93,4 oluyor… Belde ve Köylerde yaşayanların
oranı ise yüzde 6,6’lara düşüyor...”
1970’lerin Türkiyesi ile 2025’lerin Türkiye’si arasında, ‘dağlar kadar
fark var!” Bu geçen dönemler içerisinde birçok projelerin de hayata
geçtiğini söyleyebiliriz.

Bakanlığın açıklamasına göre 2023-2024 yılı içerisinde, Kırsal
Kesimlerden; 1 milyon 146 bin öğrenci okullara taşınmış! 1 milyon 29
bin öğrenciye de ücretsiz öğle yemeği verilmiş!
Bizim zamanımızda, ‘taşımalı sistem yoktu…’ Evimize en yakın okula
kayıt yaptırma imkânımız vardı…
Eğitimde memnuniyeti, ‘çocukları ilk veya Orta Öğretimde okuyan
ailelerden ve de öğretmenlerden sorgulayacağız’ Türkiye’de, eleştiri
kültürü pek gelişmediği gibi belli kriterleri ortaya koymakta da
zorlanıyorsunuz!

Yaz Tatili, dedik… 20 milyon öğrenci Temmuz ve Ağustos Ayı boyunca
neler yapacak? Acaba, aileler çocuklarını ne kadar
yönlendirebiliyorlar? Bu çok önemli… Çocuklarımızın, ‘yeteneklerine’
veya maharetlerine göre onları yönlendirmeliyiz.  Bu ay içerisinde,
aileler daha aktif roller üstlenmelidir.
Çocuklarımıza özellikle de, ‘zaman israfı…’ kavramını iyi
öğretmeliyiz. Zaman israfı sözlükte; “İnsanın ömrünü veya vaktini boş,
faydasız ve gelişigüzel şeylerle zayi etmesi!” Her yaşın belli
güzellikleri var. O güzellikleri verimli bir şekilde kullanabilme
cehdinde olmalıyız…

Çocukluk yıllarımız gözlerimizin önünde… Elâzığ Şehri genellikle
Temmuz ve Ağustos ayı aşırı sıcak geçer… Yaz aylarını çocukluk
yıllarımızda, Arapgir İlçesinde esnaf olan rahmetli Dedemizin (annemin
babası) yanında geçirirdik. Arapgir İlçesinin 1970 yılı toplam nüfusu,
24 bin 291. Bu nüfusun 7 bin 793’ü İlçe Merkezinde yaşar iken, 16 bin
498’i köylerde yaşamaktaydı… Arapgir İlçesi, köyleriyle birlikte;
“üzüm bağları ve bahçeleriyle bilinen tarihi ve kültürel derinliğe
sahip bir ilçemizdi…” Tarihi konakları, Camileri, Mescitleri, Hanları,
Hamamları ve Köprüleriyle göze çarpardı… Ticari olarak da, canlı ve
hareketli bir İlçemizdi… O yıllarda, Arapgir İlçesinde özellikle de,
Cuma Günleri bir mahşeri yaşardı. Yakın köylerden hayvanlarıyla gelen
insanlar, hayvanlarını hanlara bırakırlar, haftalık alış verişlerini
yapar ve ikindi namazı sonrası İlçeden ayrılırlardı… 1970’li yıllarda,
“bağ bozumu şenlikleri ve yarışmalar dikkate şayandı…”
Çocukluğumuzda, Arapgir İlçesinin, kırsal kesimlerle bütünleşen
kültürüne dokunabiliyorsunuz… Her yıl, Kur’an Kursuna, Arapgir
İlçesinde gittik… Rahmetli Dedem ve muhterem eşleri çok iyi bir
gözlemciydi… İstiklal Savaşı Gazilerinden olan rahmetli dedem, Arapgir
İlçesinde kendilerine, “Tevfik Çavuş…” olarak hitap ederler ve saygı
gösterirlerdi. Arapgir İlçesinin önde gelen esnafları arasında yer
alırdı… Gayet düzenli ve istikrarlı bir hayatları vardı. Hala
kendilerinin, sabah namazından sonra, evin büyük salonunda, muhterem
anneannemin hazırlayıp getirdikleri kahveyi büyük bir huzurla içmeleri
gözlerimin önündedir. Sabahın erken vaktinde, dükkânına doğru yol
alırlardı. Bazen bizler kendilerine yol arkadaşlığı yapardık. Öğle
yemekleri de, evde hazırlanarak dükkâna getirilirdi. Öğle
namazlarında, dükkânlar örtülmez… Sadece, kapısına bir sandalye
konurdu… Akşam namazını rahmetli dedem biz torunlarına imamlık ederek
kıldırırlardı… Evin hemen önünde büyük bir bahçe ve bağ bulunuyordu…
Arapgir İlçesinde, ‘bağcılık gelişmişti…’ O yıllarda, Belediyenin
belirlediği, “bahçeleri sulama için su sırası vardı…”  O sıra bazen
gecenin yarısında gelebilirdi… Bu insanlar hiç üşenmezlerdi. Bağıyla,
bahçesiyle, işiyle, aşıyla içiçe barış içerisinde güzel bir hayat
sürmektelerdi.

Yaz tatilinde, bir ayağımızda, Rahmetli Babamızın köyündeydi… O
tatilde de, ‘Konak Kültürünü bütün yönleriyle almış…’ rahmetli
babaannemizin yanında geçirirdik. Eski ve Yeni yazıya hâkim şairane
ruhlu bir insandı. Bizlerin yetişmesinde de emekleri büyüktür.
Şunu ifade etmeliyim… 1970’li yılların Türkiye’si ile 2025’li yılların
Türkiye’si çok farklıdır. Günümüzde artık, ‘şehir toplumu…’ olduk.
Toprağa olan bağımız ha koptu, ha kopmakta diyebilirim. Şehirde,
kalabalıklar bizleri yoruyor… Çocukları da aynı şekilde… Doğayla
başbaşa yaşamak inanınız insana ayrı bir zevk ve huzur veriyor. Dün,
bizim çocukluğumuzda doğayla baş başaydık… Saf, duru, berrak bir su
gibi hayata bakışımız vardı. Yüksek bir morale sahiptik… Hiçbir
endişemiz yoktu… Hayata karşı ilgiliydik, duyarlıydık, meraklıydık,
heyecanlıydık,  milli hislerimiz alabildiğine yüksekti… Okuma
kültürümüzde yüksekti diyebilirim…

Yaz tatiline girdik… Hayata mutlaka tebessüm edelim… O tebessümü,
yüksek bir moralle çocuklarımızla paylaşalım… Onlara, yüreğimizi
açalım… Geleceğin büyük ufuklarını müjdeleyelim. İdealizm önemlidir.
Dağlar ve ötesini işaret edecek ve hedefler koyacaksınız… Milli ve
Manevi değerlerle yükselen bir nesil özlemi, bizlerin en tabii
hissiyatı… Selam ve Muhabbetle

Yazarın Diğer Yazıları