Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Trafik kazaları

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Trafik kazaları, o kadar ihtimama rağmen azalmadı…
Türkiye genelinde “2025 yılının ilk altı ayında (Ocak- Haziran)
meydana gelen 313 bin 868 trafik kazasında, 1124 kişi olay yerinde
hayatını kaybetti. 184 bin 831 kişi ise yaralandı!”
Ölümlü, yaralanmalı trafik kazalarına neden olan unsurlar arasında,
‘sürücü kusuru’ ilk sırada yer alıyor.

Zaman tünelinden geçerek geçmiş yıllara gidiyorum… Sadece kendi
ailemizden trafik kazalarında hayatını kaybeden yakınlarımız birer
birer gözlerimin önünden geçiyor. İçimde buruk bir acı… Zaman
içerisinde depreşen ve de sinirlerinize dokunan acılar…
İçerisinde yaşadığım şehirde, her sabah yerel haberleri dikkatle
okumaya çalışırım. Nerede ise her Allah’ın günü trafik kazalarıyla
ilgili haberler, ‘yine mi şu trafik belası!’
Yârabbi! Sen bu milleti, belalar, musibetler, felaketler, afetlerle
imtihan etme (âmin)

Yârabbi! Kaldıramayacağımız yükü de omuzlarımıza yükleme (âmin)
2025 yılı verilerine göre Ülkemiz genelinde trafikteki toplam kayıtlı
taşıt sayısı, “31 milyon 976 bin 478!”
Bu araçların, yüzde 51,8’ini otomobiller oluşturuyor. Yüzde 20,3’ünü
Motosiklet, yüzde 14,9’unu ise kamyonet oluşturuyor…
Elâzığ İlimizde, Ocak 2025 ayı sonu itibariyle trafiğe kayıtlı araç
sayısı, “165 bin 783 oldu…”

Ülkemizde ve özelde, Elâzığ Şehrinde trafiğe kayıtlı araç sayısı
bizleri elbette sevindirdi…

Aman dikkat ediniz diyorum, bizleri daha fazla üzmeyiniz.
Ecdat ne kadar güzel kelâm etmişler; “Acele ile kalkan nedametle oturur!”
Yolculukta bizleri bekleyen nelerdir; “Güzel bir sabır,  tahammül,
metanet, dürüstlük…”
Velhasıl, “ahlaki bütün değerler…” Kamil insan olma yolunda sağlıklı
bir irade ortaya koyma…

Yollar, artık bizlere tebessüm etsin! Çığlıklara tahammülümüz yok…
İnşallah, trafik kazaları minimum seviyelere iner… İnsanım,
direksiyonun başında, ‘daha dinç, daha uyanık, daha sabırlı…’ olmalı!
Trafik Kazaları ülkemizde artık, ‘daha fazla büyük bir titizlikle
konuşulmalı…’ Raporlar üzerinde, ilgili kurumlarla birlikte
durulmalıdır. Sürekli istişareler, eğitim merkezli çalışmalar… Ne
diyelim?

“Huzura Çıkan Yol!” bu müstesna bir ifade…

YANGINLAR…

Güzel ülkemizin dört bir yanında yangınlar… Artık öyle bir noktaya
gelindi ki, ‘sinirleri bozuyor!’
Bu vatan coğrafyası hepimizin… Bir milletin, ‘milli serveti…’
gözlerimizin önünde yanıyor.

İhmal mi, kaza mı, sabotaj mı? Belki de, onlarca sebepler… Bir şey var
ki, ‘yangın söndürmede yeterli donanıma sahip değiliz!’ Özellikle de,
yangın söndürme de, ‘gece görüşünden sıklıkla söz ediliyor’
Orta yerde bir akıl var… Sebepler üzerinde kalemler, aynı minval
etrafında dönüp duruyorlar… Asıl önemli olanda, ‘sahaya inebilmek…’ 24
saat, gece ve gündüz boyunca, ‘aynı performansı göstermek…’
Depremlere ne kadar hazırlıklı isek, ‘çıkabilecek yangınlara karşı
hazırlığımız da o nispette/ veya ölçüde!’ 85 milyon insanımızın
yüreğinin ifadesi zor acılar içerisinde nasıl çarptığını
hissedebiliyorum. İnsan, kendi servetine duyarsız olabilir mi? Vatan
Coğrafyası, bizlerin en büyük serveti… Bu yangınlara, yürekler
dayanmaz! Yangınlara karşı, ‘güçlü bir irade koyamayanları…’ bu
millet, bilmelisiniz ki, ‘hayırla anmaz’ Bu ülke, kendi geleceğine,
milli servetinin korunması yolunda artık büyük bir seferberliği de
başlatmalıdır.

Hadis, “Deveni bağla, ondan sonra tevekkül et!” Felaket kapınızı
çalmadan önce, her türlü önleyici tedbirin alınması elzemdir.
Olabilecek yangınlarla mücadele için de, ‘asrın bütün imkânlarına
sahip olmak/ ve zamanında kullanabilmektir…’
Konfüçyüs’ün sözlü tamda günümüze uyarlanmış gibi, “Uzağı düşünmeyen
adam, acıyı yanı başında bulur.”  Hayat, bizleri geleceğe/ geleceğin
zorluklarına kendimizi hazırlanmamızı ister.

SU ACİL EYLEM PLANI…

Cumhuriyet Halk Partisi Elâzığ Milletvekili Gürsel Erol, “Su Acil
Eylem Planı Hazırlanmalıdır!” ifadelerini, konu ile ilgili yaptıkları
detaylı açıklamalarında kullanıyorlar. Çok doğru, “Hamzabey’de su
tükeniyor!” Hamzabey Barajı, bu sıcaklara dayanabilecek yeterli su
kaynaklarına da sahip değil!

Elâzığ’ın Şehir İçme Suyunda, ‘kurtuluş reçetesi’  Munzur Suyunun
kendi cazibesiyle getirilmesidir. Munzur Suyunun gelmesiyle, ‘Elâzığ
Belediyesi önemli ölçekte Elektrik masrafından da kurtulacaktır’
Evlerimizde, musluklardan akan Elâzığ Şehir İçme Suyunu, 150’nin
üzerindeki derin kuyulardan temin edildiğini biliyoruz… Yeraltı
sularının günümüzde ne kadar derinlere çekildiğini de görmekteyiz.
Yarın/ veya yakın gelecekte Konya Ovasında olduğu gibi, bu şehri
besleyen su kaynaklarının bulunduğu yörelerde ‘Obruklar’ oluşursa
şaşmayalım. Öncelikle, ‘yer üstü kaynaklarımızı büyük bir özenle
değerlendirelim.

Yazarın Diğer Yazıları