17.18.19 Ekim 2025 tarihinde Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarının 28.ncisi inşallah idrak edilecek…
İlki 1992 tarihinde Av. Fikret Memişoğlu anısına yapılan Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, Türk Dünyasında/ veya Gönül Coğrafyamızda, o kadar güçlü köprülerin oluşmasına zemin hazırladı ki, gerçekten Elâzığ Şehri, Türk Dünyasının artık, “manevi azığı…” anılmaya, Türk Dünyasında, ‘Şiirin Başkenti…’ ve de, Uluğ Türkistan’ın, ‘Gül Bahçesi…’ tanımlanmaya başlandı.
30 Eylül 2025 Tarihi, Salı Günü, ”Uluslararası Şiir Festivali ‘Alıkul, Vatanımın Şairi” tarihi etkinliklerine Elâzığ Şehrimizden Elâzığ Valisi Numan Hatipoğlu ve Elâzığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları ile birlikte Elâzığ Şehrimizden de, ‘Sanat Dünyası, İş Dünyası ve İlim Dünyasından…’ katılımlar olacak.
Kırgızistan’da 30 Eylül – 3 Ekim 2025 tarihleri arasında düzenlenecek “Uluslararası Şiir Festivali: Alıkul, Vatanının Şairi” etkinliklerine Türkiye, Kırgızistan, Rusya, Azerbaycan, Kazakistan ve Özbekistan’dan şairler, yazarlar, sanatçılar, bilim insanları ve devlet temsilcileri katılacak.
Bu tarihi faaliyette, “Harput Musikisi de Yalçın Turhan ve Fethi Açıkgöz’ün okuyacağı eserlerle icra edilecek…” Türk Dünyasının, ‘Vuslat Şehri…’ olarak da anılan Efsanevi Harput Şehrimiz, ‘tarihi buluşturan bir ilim, mütefekkir şehri…’ olarak da bilinir.
Kırgızistan ile birlikte ilk hafızalara taşınan çok önemli bir değer, bir büyük kıymet elbette ki, “Yıldırım Sesli Manasçı…” olarak da zihinlerde çağrı yapan, Türk Dünyasının Usta Kalemi, ‘Cengiz Aytmatov…’ Ata-Beyit Anıt Kompleksi ve Ev Müzesinde, tarih bir daha birlikte yâd edilecek…
Issık Göl Bölgesi Karakol şehrindeki Kasım Tınıstanov Issık Göl Ulusal Üniversitesi’nde “Türk Dünyasının Manevi Mirası –Mahmud el-Kaşgarî’nin Dîvânu Lugâti’t-Türk Eserinin Kardeş Halkları Birleştirici Rolü” adlı konferans…
Kırgızistan bir büyük medeniyet coğrafyamızdır… İlk Müslüman Türk Devletinin doğduğu topraklardır. Kutadgu Bilig’in yazarı, Yusuf Has Hacip, bu coğrafyanın münevver insanıdır. Satuk Buğra Han Destanı, bu coğrafyanın, ‘destanlaşan bir farklı yüzüdür’ Ve özellikle de, “Manas Destanı…” bir milletin hafızası olarak günümüzde de, ‘yaşayan/ veya yaşamakta olan…’ destanıdır.
Alıkul Osmonov (21 Mart 1915-12 Aralık 1950), 35 yaşı dolduran o kısa ömrünü bizler, “ikindi vaktine benzetebiliriz…” İkindi Vakti, öyle bir vakit ki, ‘zaman dilimi kısa olmasına rağmen, gölgesi uzundur’
O kısa ömrüne, belki de ‘bir asrı/ veya asırları sığdırabilen bir şairdir, bir mütefekkirdir…’ En büyük hizmeti de, şüphesiz ki, “Kırgız dili ve edebiyatına olmuştur…” William Shakespeare, Aleksandr Puşkin’in çalışmaları dâhil birçok önemli yazarın eserini Kırgız diline çevirmiştir. Bununla birlikte Kırgız Edebiyatına, tarihin en sıkıntılı ve çalkantılı dönemlerine rağmen birçok önemli eserler kazandırmıştır.
“Atayurt’u düşünmek;
Gazali asrından bir hoş sedadır
Farabi, Biruni, İbn-i Sina’yı edadır
Divan Şehrine, Kaşgar’a yolculuk
Balasagun’da, Yusuf Hacip’le sohbettir
Bilgiye, hikmete, her dem sırlara yoldaştır
Türk’ü vuslat haliyle bir daha anmak
O hali yaşamak, dertlenmek, yanmaktır
Bir akılda, bir öfkede uyanmaktır…
Yirmi birinci asır, heybesinde;
Kaderim, aşk dolu hislerim taşır?
Sırrım, sükûtum asrın nefesinde;
Bir sessiz çığlığı, vahdeti taşır…”
Bu tarihi yolculukta, geçmişe şöyle bir dönelim; Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarının 15.ncisi 24-26 Ekim 2007 tarihlerinde, Cengiz Aytmatov anısına düzenlenecektir. Aytmatov’un, “Elâzığ Şehrinde bir bahçesi vardır…” O bahçe içerisinde, muhteşem bir “Aytmatov Anıtı…” ve “Kırgız Çadırı…” yer almaktadır.
Türk Dünyası Hizmet Ödülünü aynı yıl içerisinde alan, Cengiz Aytmatov’a, Fırat Üniversitesi tarafından da, “Fahri Doktora Unvanı…” verilecektir. Artık, Türkiye ile Kırgızistan arasında tarihi köprüler daha güçlü ve verimli şekilde, en üst düzeyde gerçekleştirilen faaliyetlerle inşa edilecektir.
Şunu rahatlıkla ifade edebiliriz, artık Elâzığ Şehri; “Kafkaslara da yakındır, Basra’ya da, Balkanlara da yakındır…” Tuna’dan Altaylara yol gideceğiz… Bu bir gönül yolculuğudur… 21. Asrın ayağa kalkışını idrak edenlerin yolculuğudur.
“Bir nesil geliyor, sessiz sedasız
Yirmi birinci asra, Türk Asrına;
Ufka, dolunayın doğuşuna bak;
Sağduyu yürüyor, vuslat yolunda
Yürekten yüreğe muştular bizi
Karanlığın çekilmesi yakındır
Gönül kanat çırpar, Türk Asrına…”
Bir daha, tarihimizin vefalı şehri, Elâzığ’ı düşündüm…
“Derler, ‘Elâzığ bir çanak içinde’
Sevdası, Uluğ Türkistan içinde
Çanak tutar eller gülzar içinde
Türküler, gönlümü verdiğim şehir!”
Kaşgarlı Mahmut’la birlikte, ‘Divan Şehri’ hafızalara gelecektir. “Divan-ı Lügati’t Türk…” emsalsiz bir eser… İlk Türkçe sözlüğümüz…
“Türkçe, fütüvvet dilim, ses bayrağım
Dalgalan gönüllerde, beş kıtada
Türkçeyle asra kucak açacağım
Türkçeyi öğren, doğuda batıda…”
8 ila 15.nci asırların sonlarına kadar, “Türk Dünyasının her bakımdan zirve dönemi…” Uluğ Türkistan, asrında; Türk Dünyasının bir büyük, “bir büyük medeniyet havzasıdır…”
“Dilim Yunus, elim Sinan yürüsün
Fetihlerin ruhu iman yürüsün
Adil yüzlü, kerim sözlü bey hey!
Çağlara yeniden, ferman yürüsün!”
Kırgızistan’da, tarihi bir faaliyeti idrak ederken, ‘bir büyük medeniyetin artık düşleriyle uyanıyoruz…
Kırgızistan’da, bir araya gelmenin huzuru, mutluluğu, yüksek moraliyle dopdoluyuz. Selam ve muhabbetle…