BÜTÜN ÇIĞLIKLARIN YURDUYUM
Ben fakir, ben hakir, ben kimsesiz,
Bütün çığlıkların yurduyum.
Ben sabi, ben sefil, ben derbeder,
Bütün divanelerin yurduyum.
Ben masum, ben mağdur, ben çilekeş,
Bütün viranelerin yurduyum
Ben kırık, ben dökük, ben yıkık,
Bütün gönüllerin yurduyum
Bir gönül yapmaya geldim, bin ah işittim,
Ben binlerin ahıyla taht kuranların, masumların yurduyum.
SEYREYLE AŞK NEHRİNİ
Seyreyle aşk nehrini,
Bozkırlara, can verir
Hayreyle mar zehrini,
Dertlere, derman verir
Sabreyle dünya kahrını,
Deryası, mercan verir
Azmeyle Belkıs Şehrini,
Mührünü, Süleyman verir
Keşfeyle gönül fahrini,
Fermanı burhan verir
Şükreyle emanet mihrini,
Ecrini Rahman verir.
DİLDEN KALBE
Hilal, gül, lale, estetik, zarafet
Dilden kalbe yoldur bize letâfet
Yağmur, yağmur okşar bizi hafiften
Sükûtun sesiz rüzgârı marifet
Dokunur sevda ile hayat size
Oku! Kâinat dersini hikâye et
SABIR
abırla imtihanmış meğer hayat
Azimle işe koyulmada niyet
Bildim, dualarda saklı hamiyet
Ilgıt ılgıt esen rüzgârda safiyet
Rabbim, sabırla vermiş afiyet
ANLASANA
Ha kendini bilmeyene, ha sana!
"Söz gümüş, sükût altın" anlasana
Bir çift sözümüz olur şu âleme
İtibar etmez misin sen kaleme?
"Söz uçar, yazı kalır" anlasana
Doğruyu, eğriden ayırmaz mısın?
Söyle! Hak diliyle çağırmaz mısın?
Canları sevgiyle doyurmaz mısın?
İHLAS DOLARSA
Gül yaprağı solarsa, ne hal alır?
Gençlik giderse, ihtiyarlık kalır
Gün doğar bahtıma, nişan üstüne
İhlas dolarsa, bahtiyarlık kalır
ELVEDA
Gelişine merhaba, sevinçliydik!
Gidişine elveda, hüzünlüyüz!
Nefisle mücadelede dinçliydik
Gül ayına elveda, hazanlıyız
SİZE NE?
Günahı, Rabbim affeder, size ne?
Kula, kul olmak esaret değil mi?
Malını hayra sarf eder, size ne?
Veren el olmak, cesaret değil mi?
FIRAT'A
Fırat kanıtlanmış küheylan gibi
Işık olur, tarihe, gönüllere
Rabbim suyunu cennet damlasından
Akıtmış, nimete şükrünü eda...
Toprağa candır, berekettir Fırat
Asırlar boyu türküler takıldı,
Fırat, efsanelerle büyüledi!
GAZZE
Dünya, Gazze'de felaket yaşıyor
Utanmazlar, dedikodu taşıyor
Çığlıklar, arş-ı âlâ ‘yı aşıyor
Sabır, kırk gözeden, gözyaşı döker!
Sükûtum, gün gelir bentleri söker
ÜÇ NESİL
Anne, Dede, Torun bir aradalar
Üç nesil bir arada sıradalar
Üç arkadaş, hayat serüveninde
Hayata tebessüm eden edalar!
Hoyratça yol verin tatlı sedalar
İKİ GÜNÜ EŞİT OLAN
Hergün bir adım daha ileride
Hayata ışıl ışıl doğan güneş
Durağan değil, köşede, beride
Aşkla çalışma birbirine eş
"İki günü eşit olan zararda"
Hisse kapar kendine her hadisten
Yürür hayata, adımlar kararda
İSRAİL'E
İnsan diyemem, sen nasıl mahlûksun?
Sersefil desem de. Sana az gelir!
Raydan çıkmış, rezil-rüsva haldesin
Allah'ın lanetinde bir mahlûksun!
İnsan kanı içen canavar mısın?
Leke, öyle bir leke ki alnında!
Toprağın kabul etmediği leke!
YENİ NESİL
Yeni nesil ümit dolu hınç dolu
Sana rehber olsun ecdadın yolu
Oğuz’un Kayı, Kınık, nice kolu
Domaniçler sürgün versin yeniden
DÖKÜLÜR DERYAYA
Kıyama kalkar su, huşu içinde
Dökülür deryaya koşu içinde
Damla damla akan gözyaşı değil
Yedi başak veren düşü içinde
GÜLÜ KOPARMA
Gülü koparma, o dalında güzel
Güle gazel oku, bir şirin nağme
Aç sayfaları, kadere dokunur
Sağımda, solumda iki yazıcı
Mahşere kalmış anılar okunur
BAYRAM OLA
Bayram ola, hayır, bereket ola
Cümle sofralarda hareket ola
Bir, beraber olmaya gayret ola
Gayret, şefkate ihlasa dönüşe
Küsülüler, sarmaş dolaş k8nuşa
Uzaklar yakına, güle kavuşa
Bayram tadında, mübarek ola
KÂİNAT DERSİ
Önce açık bir hava sonra yağmur
Sözün, sohbetin, neşenin deminde
Ilık bir rüzgârda bulutlar akar
Kâinat dersi, şu narin zeminde
Gözyaşı değil, bulutlar sağılır
Yıldırımlarla duaya, âmin de!
İç huzurum gök kubbeye dağılır
Huzura erişir, hikmet ilminde
BİZİM SEVDAMIZ
Bizim sevdamız, Kırımdır, Kerkük’tür
Siyasete bakarsın, kör kütüktü!
Kafkaslardan gidilir, Ata Yurdu’na
Balkanlar, ufkuma manevi katıktır
Anadolu, Türklüğün kökleri
Adalet için doğrulur okları!
Haksızlığa boyun eğer çokları
Bizim sevdamız vatana katıktır
SÜKÛTUN CEZBESİ
Batı Şeria, Gazze Şeridin de,
Yetmiş beş yılın mazlum ülkesi
Filistin, Mescid-i Aksa derdinde!
Yavuz’un düşer mi asra gölgesi?
Gariptir, esir düşmüş öz yurdunda!
D*1aenizler bekler, civan dalgası…
Adil yüzlü gazilerin hamlesi
Aşkla tutuşsun sükûtun cezbesi
HARPUT SEMASINDAN
Bir hilal gibi Harput semasından,
Mezre’ye düşen ışık dantelisin!
Hazar Baba’da, kıyamda düşlerim,
Yıkanır Hazar’ın mavi göğsünde
Efsunkâr Şehir, idealimsin sen!
Gönül dünyamın, Fırat’ta kaynağı
Türkülerim, Fuzuli diyarından
Yâr elinden aşk kâsesi sunulur
Şairler sofrasına bağrın açar.