Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Nisan ayında üşüdük!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Nisan ayında, “Şubat Soğuğunu Yaşamak!” hiç akla hayale gelecek bir şey midir?
Köylü figan ediyor, ‘emeklerimin üzerine don düştü!’
Ülkemin dört bir yanında, ‘kara kış havasını…’  bahar mevsiminin
ortasında yaşamak!
Zümer Suresi 52.nci ayette şöyle buyrulur, “Hala bilmediler mi ki;
Allah, rızkı dilediğine açar ve kısar. Şüphesiz ki iman edecek bir
kavim için nice ibretler vardır!”
Sabır, en ağır yükümü kaldırır. Metanet, içimde kale surlarıdır.
Tahammül, ilaç; ağrımı aldırır. Ümitle doğar, hayatın sırları…
Ümitsizlik, kemirirken yurdumu; Haykır! Vesveseyi sök at kökünden!
İste gönülden, ‘ilahi yardımı!’ Vefalı yâr sanki gelir akından…
Rahmetli Babamız, “ağacın başında devlet olmaz!” derlerdi. Bir
ziraatçı olarak sen görevini büyük bir sevdayla/ veya özveriyle yerine
getir. Ve yüzünü, dualarla, âminlerle, Fatihalarla, Yasinlerle Hakka
dön!
Ümitler suya düşer, su kabarmaz! Bu hesabı, kitabı, akıllar sormaz!
Akıl ötesi, gizemi içinde; dışına ne renk, ne de bir sır vermez…
İbrahim Hakkı Hazretlerinin, doğrudan fikre, zihne, gönülleri kuşatan
o meşhur şiirinden;
“Hak şerleri hayreyler/ Zannetme ki gayreyler/ Ârif ânı seyreyler
Mevla görelim n’eyler/ N’eylerse güzel eyler
Deme şu niçin şöyle/ Yerincedir o öyle/ Bak sonunu seyreyle
Mevla görelim n’eyler/ N’eylerse güzel eyler
Hakk’ın olacak işler/ Boşdur gâm u teşvişler/ Ol hikmetini işler
Mevla görelim n’eyler/ N’eylerse güzel eyler
Bil elsine-i halkı/ Aklâm-ı Hak ey Hakkı/ Öğren edeb ü hulkı
Mevla görelim n’eyler/ N’eylerse güzel eyler”
Bakara Suresi 155.nci ayette şöyle buyrulur; ”Vallahi! Biz sizleri
elbette biraz korku ile açlık ile mallardan, canlardan, mahsulattan
biraz eksiklik ile imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele.”
Şu Nisan ayının soğuğunda, ‘belli bir korkuyu…’ yüreğinizde
hissettiniz değil mi? Özellikle de, bahar mevsiminin hemen ortasında
gelen soğuk ve dondan ülke olarak etkileneceğiz değil mi?
Yusuf Suresi 48.nci ayette ne buyruluyor; ”Sonra bunun ardından yedi
kurak yıl gelir, bütün biriktirdiğinizi yer, yalnız bir miktar
saklarsınız!”
Bu ülke, Covid-19 belâsını yaşadı! Bir veya iki yıl boyunca, ülke
insanı; ‘biriktirdiğini yedi’ zor ve de sıkıntılı günler geçirdi.
“Ümitsizlik!” ile ilgili yazdığımız bir şiirimizde ne diyoruz;
“Ümitsizlik, bir kördüğüm tuzağı
İçimizde, batının sinsi ağı
Ümit moraldir, ihlastır, güvendir
Hayata iman cevheriyle bağlı,
Basireti açık, görür uzağı…
Yürü diyecek, ecdadın ileri!
İdealinde ışık, Bilgi Çağı
İlim, irfan, ‘erdemli insan’ bağı!”
Ümitsizlik, bizim dinimizde yok! Mahkûm mu edelim irademizi? İtibarsız
mı kılalım, söyleyin?
Tarihe mi, kadere mi küselim! Sakın ha! Yurt bizim, ebed de bizim…
İlacı, inancımız, ihlasımız… Zaferle yükselen bayrak da bizim…
Dostlara söyleriz, Umut şelalesi ol, gönüller ferahlasın. Bahçenin
lalesi ol, bülbüller sabahlasın…
Huzur dolu günlere rahmet ister… Rahmetin duası ol, adımlar kolaylasın!
Her anı kendime/ veya kendimize bir büyük imtihan bilirim. Bizleri her
türlü ‘hamlıktan…’ çıkaran, ‘karamsarlıktan…’ çekip alan imtihan!
Bakara Suresi 286.ncı ayette şöyle buyrulur; “Allah, bir kimseye
gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi
yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz);
“Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey
Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey
Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi
bağışla, bize acı! Sen bizim Mevla’mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı
bize yardım et.”
Aczimizi görüyor, çaresizliğimizi görüyor ve Yüce Rabbimize
sığınıyoruz. O, kuluna kefildir. O, kuluna rahmet ve merhamet edendir.
O, kulunu görüp ve gözetendir…
Artık, kendimize dönelim. Yani bir bakıma; “küçük cihaddan, büyük
cihada dönelim!” Ve özellikle de, “Haddi aşanlardan olmayalım!” Selam
ve Muhabbetle.

Yazarın Diğer Yazıları