Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Mısralarda hasbihal

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

VİCDANIM KESER

Gölgem üstünde serin rüzgâr eser
Günahkâr yolumu vicdanım keser
Ey vebalim, omuzum seni tartmaz
İfrada koşanın hesabı artmaz

EĞİN'E…

Eğin diyarının gülen yüzü
Tebessüm eder seninle yeryüzü
Karasu Vadisinde yol alırız
Yaz havası taşır, Eğin'in güzü

ADALETLE DOĞAR

Güneş, her gün adaletle doğar
Bir milim şaşmaz adaletten
Adaletsiz hayat insanı boğar
Erdemli insan şaşmaz asaletten

ZAN

Zan besleyenler, ya gafil, ya bedbaht!
Ahd olsun, zarafet ve incelik;
Bahtımızı açar cennet misali taht!
Ey gönül sana yakışır, sadelik!
Sessiz bir gemidir, deryâda yüzen!
Meçhule giden yolcuya selamet...

KİMSE SORMAZ

İnsan, vicdanını tartıya almaz!
Bilmez mi, bu dünya kimseye kalmaz!
Aynalar, ne olur, uzak durmayın
Sırrımı, senden başka kimse sormaz

DOKUZ EYLÜL

Dokuz Eylül, toprağa düşen rahmet
Vatan için değer her türlü zahmet
Şehitler abidesi, Kordon Boyu
Yürür tarih, vatan bize emanet
Emanetin, şehadetim bilirim
Ruhumun üstünde çağlayan himmet

MANEVİ VATANIM

Mekke, Medine, Kudüs; manevi vatanım
Gezinir semalarda uhrevi anım
En güzel örtü hayatın, takva örtüsü!
O örtüler ufkumdur, ufkumda imanım

EY NEFİS

Ey nefis sana tabi olan yanar
Heveslerin yürekler yakar, kanar
Nefis duvarları yıkılsın derim;
Gel gör, öfke bendini yıkar akar

BU NE HİDDET…

Ülkemde bu ne hiddet bu ne şiddet?
Gerildikçe gerildi akıl zihin!
İstemez mi, insan olmaya hasret
Öfkeler yutulmuş ağulu zihin
Çökmüş üstümüze derin bir kasvet…

İLK EĞİTİM

İlk eğitim, ailelerde başlar
Orada kurulur, ilk büyük düşler
Düşlerde yürür okula çocuklar
Bir bir yerlerine koyulur taşlar
Okulla, hayata yürür çocuklar…

İNSAN OLMAYA GELDİM!

İnsan olmaya geldim bu âleme;
Sabırla, çileye tebessüm eder
İç dünyamız ayna tutar kaleme;
Kalem, oku der, ilmi izhar eder
Sükût bir zırh gibi gelir halime;
Halden hale hayra vuslat eder!

KİM KIYDI

Yüzündeki tebessüme kim kıydı?
Gözündeki ışığa dokunaydı!
Narin bakışlara mahkûm olurdu,
Mazlum yüreğine bir dokunaydı!
Belki de insafa mahkûm olurdu…

YİNE AKŞAM

Bugün yine akşam, ılık rüzgârlar
Eser, sıcak bir günün inadına
Soluk soluğa dağılır efkârlar
Sükût kıyamda, yorgunluk adına...
Dualar, sessiz çığlığı ağırlar

HEY GİDİ GÜNLER

Hey gidi günler, “ölümlü yalan”
Şu fani dünyada bizlere kalan,
Güzel söz, gönül alıcı tebessüm
Keder üstüne dolan, dünya dolan
İnleyen nağmeler ruhumda nalan
Efkârlı dünyama savrulur resim

DOĞDUĞUM ŞEHİR

Bir hilal gibi Harput semasından,
Mezre’ye düşen ışık dantelisin
Hazar Baba’da kıyamda düşlerim,
Yıkanır Hazar’ın mavi göğsünde
Efsunkâr Şehir idealimsin sen
Gönül dünyamın Fırat'ta kaynağı
Türkülerim Fuzuli diyarından,
Yâr elinden aşk kâsesi sunulur,
Şairler sofrasına bağrın açar

ORTADOĞU’DA…

Ortadoğu'da, kan ve gözyaşı karıştı!
Kahpeler, fitne fesat ateşine karıştı
Kin. Öfke, dalga dalga dağlara tırmandı
Zalimin attığı nifak toprağa karıştı

SOKAKTAKİ ÇOCUK…

Betona yapışan yalın ayaklar!
Işıktan kaçar, mehtaba sığınır
Kaldırımlar yorgun düşer, uyuklar!
Sokaklar ıssız, çocuklar kimsesiz
Hani, nerede şefkat damarları?
Meğer şehirde sevgi öksüz kalmış
El açar çocuk, merhamet dilenir.
Aşk ile rağbet bulmazsa bilenir
Soğur yüreği,  buz kesilir sokak!
Senden kopan parçanın çığlığını,
Dinle! Bu bir efkâr türküsü değil.
Senin ellerinle yaktığın ateş!
Sokaktaki çocuk, garibim ülke…
Aynaya düşen resim yalan, yalan!
Sorgusuz sualsiz taşmış kabından
İnilti gelir, kaldırım taşından
Kaldırın bu ayıbı üzerimden

YAĞMUR DUASI

Bulut bulut aradım gökte,
Dalga dalga nakışıymış meğer
Rüzgârlara arkadaş,
Yıldırımlar, alkışıymış meğer!
Yorgan yorgan serilir semaya,
Hüznümün damla damla akışıymış meğer!
Ne rüzgârsız bayrak, ne bulut isterim
Nemli dudakların yakışıymış meğer!
Ey bulutsuz, garip ve içli geceler,
Hüzzam bir şarkının güftesiymiş meğer!

KARŞI KARŞIYA…

Türkiye, İsrail karşı karşıya
Bir bak, hesabın kantarı, çarşıya!
Soğuk savaş, sıcak savaş derken,
Ders verecek milletim, vahşiye

YEMEN TÜRKÜSÜNE NAZİRE

Harput’un yüzü nereye dönüktür?
Hangi ocak, hangi mekân sönüktür?
Sarıkamış soğuk, Yemen donuktur!
Çanakkale asrın zor meydanıdır!
Dil inlermiş, Zaman inlermiş, Maksat inlermiş,
Sevda inlermiş, Ocak inlermiş!

Harput’ta hergün yürekler yanar.
Anne öğüdüyle evlatlar kanar.
Dualar, ümide gayeler yakar.
Yemen dertlilerin zor meydanıdır.
Dil inlermiş, Zaman inlermiş, Maksat inlermiş,
Sevda inlermiş, Ocak inlermiş!

Yazarın Diğer Yazıları