Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Malazgirt'ten Kocatepe'ye

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Çalmasın,
Türküler, biz/ siz çalmasın
Taşında çınlar feryadım;
Ülkemde çanlar çalmasın

BÜYÜK VATAN

Büyük vatan için biz, TURAN deriz
Kalbimizde zikir biz, KUR’AN deriz
Bir büyük nimete erişmek için
Kutlu nefere biz, ALPEREN deriz

ADIMLAR

Malazgirt’ten, Kocatepe’ye
Sabırla atılır adımlar
Tesbih, tesbih çekilir adımlar
Gonca gül gibi açılır adımlar
Adımlar, yüreğin kendisi
Sükûtun çağlayışı!

AKLI SEFERBER ET

Aklı seferber et, marifete!
Ruhunu haberdar et, zarafete
Marifet, insanı kâmil olmaktır
Yüreğin dönsün artık ferasete…

ANADOLUM

Anadolum şefkat dili, dost dili
Sakarya ecdadın şahadet dili
Destanlar, masallar, efsanelerle;
Yüreğimin çağrısı, Yunus Dili
Taptuk, Hacı Bektaş, Ahi Evranla;
İl tutmuş, yurt tutmuş gaziler;
Gazi Erenler, Alplar, Alperenler
Manevi harcında, vatanın dili

ANKARA

Ankara’yı, Hacı Bayram Veli’de gör
Hele bir sabrı, rüzgârla ele de gör
Bir masumun duasını dile de gör
Gönül dünyasının şehadetinde;
Yaşar, ebed-i müddet gayretinde
Yaşar, yedi düvelin hayretinde!

AŞK OLMAZSA

Aşk olmazsa hayat hissiz bir âlem
Sevdasız dünyalar sessiz bir kâlem
Dağlar, vadiler, nehirler, İlahi;
Zikir halkası uhrevi bir tâlim

AT ÜSTÜNDE YILDIRIM

At üstünde Yıldırım, karanlığı yırtan ses;
“Bre Doğan… Dayan… Yettim… Günü sarsan nefes
Kızaran ufuk sanki cehennem misali
Niğbolu, şecaatin küfre attığı kafes

BAYRAĞA

Yüreğimin harıyla tutuşur rengin,
Cihanda yoktur başka bir ahengin
Enginde dalgalan başım hür olsun
Şafak söker, şehadet kızıllığında
Toprağa dokunsun rengin, ahengin
Tevhit lisanında, “şehitler ölmez”
Öper bayrağı, alnında ay yıldız

BESMELE

Kapı, kilit anahtarı besmele!
Sözü, irfan meclisinde bestele
Tebessüm, güneş gibi doğar yüze
İlaç gibi gelen sözü destele

BIRAKIN İHANETİ!

Bırakın, bu ülkeye ihaneti
Alınız sadıkane emaneti
Birlikte bir akıl, yürek olalım!
Atalım üstümüzden ataleti
Ülkeyle bir tutalım ibadeti!

BİR AKIL YÜREK OLAYDI

Bir akıl, yürek olaydı memleketim
Dik olur, eğilmez yürürdü başlar…
Dalgalar kadar büyür imaretim
Bir minval üzre yükselirdi taşlar…

DOMANİÇ YAYLASINDAN…

Eski dünya, huzuru çimlendirmekte
Yenidünya, mazlumu çiğnettirmekte
Edirne’den Üsküp’e, Kosova’dan Varna’ya
Türk’ün yüceliğini sorun uçan turnaya
Bir asma dalındaki akçeyle bakın Bosna’ya
Yaraya merhem adlin gür sesinde duyulur

“ECDATLA BİRLİKTE”

Ecdatla birlikte olma günüdür
Tarihle destanlara uyanalım!
Malazgirt’te, Türk’ün zafer günüdür
Kocatepe’yi birlikte analım!
Vatan bize, “ebed-müddet” günüdür
Bedri, maziden atiye dönelim
Alparslan’la büyük ülkü günüdür
Bir hilal uğruna bayraklaşalım!
Kılıcın hakkını verme günüdür
Vatanı adaletle donatalım!
İkiliği, nifakı atma günüdür
Tek vatan olsun, derdine yanalım

EDİRNE’DEN ÜSKÜP’E

Edirne’den Üsküp’e, Kosova’dan Varna’ya
Türk’ün yüceliğini sorun uçan turnaya
Bir asma dalındaki akçeyle bakın Bosna’ya;
Yaraya merhem adlin gür sesinde duyulur

HARPUT’TA ULU CAMİ DE…

Harput’ta, Ulucami’de divandayım
Anadolu’da, fethin dilindeyim
Meydanlarda, sancaklı ve tuğluyum
Canlarla, civanlarla huzurdayım.

EDEBİ BİR KALESİ

Urfa, Antep, Maraş gönül dünyası
Ruhumda yaşattığın isimlerin var
Biliriz Hatay’da, insanlık boyası;
Anadolu’nun, “Muhterem Hatay’ı” var
Ülkemin, ‘ebedi bir kalesi’ var
Her İl’im, her İlçe’m, her Bucağımda;
İhlasıyla yeşeren lalesi var!
Yârab, göğsüme çarpan nalesi var
Garip feryadına gül nefesi var!

HER TÜRK ASKER

“Her Türk askerdir” şahadeti özler!
Ruhunda muhabbet, cepheyi gözler
Kâh Çanakkale, Yemen, Sarıkamış
Kur’an’dan ilhamını alan sözler;
Işık olut, yolumuzdaki izler

İKİYÜZLÜ

İkiyüzlü, hayra çağırsan gelmez!
Sinsice hayır yoluna taş koyar
İyilikten kendine pay almaz
Fitne, fesat, dedikoduyla doyar!
Somurtan yüzüyle selâma gelmez
Aklınca, ifsatla beyinler boyar
İkiyüzlü gönüllerde yer bulmaz

İZMİR DOKUZ EYLÜL

İzmir’in nakışı, hilalle yıldız!
İşgal acısında ufkumu çaldız…
Mavi dalgalarda hasret gözyaşım!
Ey işgalci, ‘gözyaşımda alçaldız’
Dokuz Eylül, ‘kırmızı gül, karanfil’
En mutlu günüme armağan olsun.

İSTABUL’UN KURTULUŞU

Altı Ekim 1923 İstanbul’un kurtuluşu
Dört yıl, on ay, yirmi üç gün!
Hasretinle gözyaşı döktü, millet
Gaflet, atalet, en büyük illet
Peygamber muştusundan uzak kalmak
İşgal acısı kadar yaşanan zillet
“Geldikleri gibi de gidecekler!”
Misak-ı Milli ruhuna bağlı kalmak
Türk budur, toprağıyla vatan olmak

MAVİ GÖZLER

Mavi gözler, Turan ufkuna akar
Deli gönlüm, ufka nazarla bakar
Bilge Kaan’dan Atatürk’e hayran,
Hayrandı, hasretle gözyaşı döker

KÂH

Kâh güneşli, kâh bulutlu sabaha
Uyanır kâh sevince, kâh tasaya
Bulutlar akın eder, garip yurda
En içli kervan, garipler kervanı!
Kâh gece, kâh gündüz döner devranı
Dünyanın boyası şiire akar

LOZANDA

Lozan’da, Sevr’in duvarları yıkılır
Asrın, asırların kıvılcımı yakılır
Korkma! Âlem-i İslâm üzerine
Azmin, hür iradenin mührü atılır
O mühür, gazi ve şehitlerin mührü
Binlerce yılın, Devlet-i Ebed Mührü

MALAZGİRT’İ DÜŞÜNMEK

Malazgirt’i düşünmek;
Gazali asrından bir hoş sedadır
Farabi, Biruni, İbn-i Sina’yı edadır
Divan Şehrine, Kaşgar’a yolculuk
Balasagun’da, Yusuf Hacip’le sohbettir
Bilgiye, hikmete her dem sırlara yoldaştır
Türk’ü vuslat haliyle bir daha anmak
O hali yaşamak, dertlenmek, yanmaktır

MALAZGİRT GAZİ

Gazi Malazgirt, vatanın limanı
Şer güç yıkamaz, tevhitle imanı
Müjde Malazgirt, fetihler anası
Kutsi Hadiste okunur manası;
Malazgirt’ten İstanbul’a yol gider
Zafer alaylı tuğlu meydanlar gider

MALAZGİRT YOLUNDA

Malazgirt yolunda uhrevi hava
Gül Bahçesi’nin nahif esintisi
Dertlerinden azade eden deva!
Bulutlarda kalbimin çarpıntısı
İnmiş yeryüzüne cennet-i meva
Malazgirt’te mahşerin görüntüsü
Titretir âlemi, makam-ı neva
Vatandır insana en kutlu yuva

MALAZGİRT’TE

Malazgirt Meydanı karanfil kokar
Canlar, ol mübarek terini döker
Gazi Alparslan, elli bin neferi
Geçilmez denilen surları söker
Nur üstüne en evlâ sabır çöker
Sabrın gaza meydanında seferi

SAHABE MEŞREBLİ YÜZLER
Ecdadın kutlu selâm ve selâtı üzerinize
Fırat’ta, Dicle’de abdestlerini aldılar
Kelâm ettiler, kâmil bir ruha erdiler
Şefkat dolu, fetih yürekli nazarlar
Her biri yıldız olup, aktılar Anadolu’ya…

MARİFETTEN UZAKLAŞIRSA

Marifetten uzaklaşırsa bir millet
Tortusunda sosyal cinayet kalır!
Hak diyoruz, tevazu yolu sabır
Sabrın, sükûtun terk ettiği yol, kibir!
İrfan sahibi, ’ben kimim’ sualinde
Hal ehli, ‘sessiz çığlığa’ nazar eder
İfradı bırak, ‘kendin ol’ halinde

MEYDANLAR

Malazgirt’ten Dumlupınar’a
Ovalar, zafer tuğlu meydanlar
Zaferlerle yürür, ulupınar’a…
Akar yüreğim, uluçınar’a…
Kumral Dede’den, Hacı Bayram Veli’ye
Fetih Suresi okur, meydanlar
“Ya şehadet, Ya hürriyet” emelim

SEVDALARIMIZ YÜRÜR…

Sevdalarımız yürür Anadolu’dan
Alpler, Erenler, Veliler diyarından
Şecaat yürür, asrın bütün kalelerinden…
Vefa ve sadakat bayrağı dalgalanır,
Sıddıklar Ordusu’ndan…
Ey Sahabe meşrepli yüzler;
Ecdadın kutlu selamı ve salâtı üzerinize
Fırat’ta, Dicle’de abdestlerini aldılar
Kelam ettiler, kâmil bir ruha erdiler…
Şefkat dolu, “fetih yürekli” nazarlar;
Her biri yıldız olup aktılar Anadolu’ya

ŞEHİTTİR İLLERİM

Şehittir illerim, şehadet eder
Nice mucizeleri davet eder
Hayırda yarışanlar müjde bize!
Bir millet ki aslına avdet eder
Sözün bittiği yerde, ‘gönül’ dersin
Gönül sıcaklığındadır, dersin!
Her hamiyetli bakış nazar eder
Her acı yüreğimde kaynar dersin!

TARİH ÖĞRETİR

Tarih öğretir; bize adaletli ol!
Sağduyuya çağrı, hamiyetli ol
Bir olma şuuru, ruhuna işle
Her iki âleme ibadetli ol!
Sevgiyi besle, düşüncene maya
Aşkı aynaya düşüren simaya
O aşk ile bakarım, dolunaya!

TÜRK ASRINA

Bir nesil geliyor, sessiz sedasız
Yirmi birinci asra, Türk Asrına;
Ufka, dolunayın doğuşuna bak;
Sağduyu yürüyor, vuslat yolunda
Yürekten yüreğe muştular bizi
Karanlığın çekilmesi yakındır// Gönül kanat çırpar, Türk Asrına

Yazarın Diğer Yazıları