Sosyal bilimcilerimizi önemli bir tartışma konusuna davet etmek istiyorum.
2025 tarihinde, Türkiye nüfusunun ne kadarı, “Kırsal Kesimde yaşamaktadır!”
Ortada bir “Büyükşehir Kavramı…” var.
Türkiye’deki 30 Büyükşehir’in toplam nüfusu 2022 yılı itibariyle, “66
milyon 653 bin 949’dur!”
Şöyle düşünelim, “66 milyon insanın yaşadığı 30 Büyükşehrimizde,
‘Kırsal Kesim…’ tamamen yok hükmündedir. Bağlı bulundukları İlçelerin
Mahallesi konumunda ifade edilmektedir.
Hemen yakın komşumuz, Malatya İlimizden bir örnek verelim
2012 Tarihinde Malatya İlimizin nüfusu 762 bin 366… 2012 yılında
Malatya İlimizde nüfusun yüzde 66’ları Şehir Merkezinde yaşamakta
iken, yüzde 34’leri Kırsal Kesimde yaşıyor…
2013 Tarihinde Malatya İlimizin Büyükşehir olarak, “13 İlçe ve 718
Mahalleden oluştuğunu görüyoruz!”
Büyükşehir ile birlikte, “köylerin İl ve İlçe Merkezlerinin birer
mahallesi olduğunu…” görüyoruz.
Malatya ilimiz ile birlikte, 2013 yılından itibaren,“30
Büyükşehir’imizde Kırsal Nüfus yoklara karışmış!”
2012 tarihinde Türkiye’nin nüfusu; “75 milyon 627 bin…” 2012 tarihinde
Türkiye’de; 81 İl, 892 İlçe ve 36 bin 411 Köy bulunuyor…
2013 tarihine geldiğimizde/ sadece bir yıl sonra, Türkiye’nin nüfusu;
“76 milyon 667 bin…” 2013 tarihinde Türkiye’de; 81 İl, 919 İlçe ve 18
bin 608 Köy bulunuyor…
Düşünebiliyor musunuz, bir yıl içerisinde, “Köy Sayısının, 17 bin 803
azalarak 18 binlere düştüğünü görmekteyiz…”
Türkiye’nin 2012 tarihindeki toplam nüfusu, “75 milyon 627 bin 384…”
Bu toplam nüfusun, “yüzde 77’lerinin (58 milyon 448 bin), yüzde
23’leri (17 milyon 178 bin) Kırsal kesimlerde yaşıyor…
2013 yılına geldiğimizde, 30 İlimiz Büyükşehir statüsüyle birlikte;
“30 ilde, belde ve köylerin ilçe belediyelerine mahalle olarak
katılmasıyla; Türkiye’nin Kırsal Kesimdeki Toplam nüfusunun yüzde
8,7’lere gerilediğini görüyoruz…”
Şehirleşme, ‘kanunlarla oluşan bir kültür…’ değildir. Büyükşehirlerde,
“Şehir ve Kırsal kesim/ veya köy ayrımı kaldırılıyor!”
Şunu özellikle ifade etmek istiyorum, bizler; ‘şehir kültürünü de…’ bu
milletin tarihin derinliklerinden süzülerek gelen, ‘kırsal kültürü
de…’ her ikisini de birlikte yaşatalım. Önemli olan nedir, ‘insan
gücünü hazırlamaktır…’
Şöyle bir misal verelim; Ağın ve Arapgir İlçeleri, ‘köyleriyle
birlikte içiçedir…’ Hal böyle iken, Ağın İlçesinin Köyleri, ‘kırsal
kesim statüsündedir…’ Arapgir İlçemizin köyleri, ‘artık her biri
mahalle hükmündedir…’ Dün, ‘çarpık şehirleşmeden…’ sıklıkla söz
ettik! Dün sıklıkla, ‘kırsal kesimlerden şehirlere olan göçleri
yönetemediğimizden…’ söz ettik! 1980’li yıllarda, “Köykentler
Kavramı…” veya “Merkez Köyler…” kavramları sıklıkla dile
getiriliyordu. Sadece, dillerde kaldı…
Nerede ise her köyümüzde, ‘ilkokul…’ bulunuyordu. O yıllarda
köylerimizde, ‘genç bir nüfus vardı…’ Tarım Kültürünün içerisinde
yetişen bir nesli zaman içerisinde, ‘göçlerle birlikte kaybettik…’
Şunu ifade etmek istiyorum, “kendi değerlerimizle bütünleşmeliyiz…”
Sıla-i Rahim yapmak bir ibadet niteliğindedir. Buradaki maksat,
yaşadığınız toprağı korumak; inşa ve ihya etmektir.
Tekrar, Sosyal Bilimcilerimize sormak istiyorum; Ülkemizde, “Kırsal
Nüfusumuz Ne Kadar?”
Selam ve Muhabbetle