Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Kırgızistan, Türkistan'ın kalbi

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Atayurt’u düşünmek;
Gazali asrından bir hoş sedadır
Farabi, Biruni, İbn-i Sina’yı edadır
Divan Şehrine, Kaşgar’a yolculuk
Balasagun’da, Yusuf Hacip’le sohbettir
Bilgiye, hikmete, her dem sırlara yoldaştır
Türk’ü vuslat haliyle bir daha anmak
O hali yaşamak, dertlenmek, yanmaktır
Bir akılda, bir öfkede uyanmaktır…
Yirmi birinci asır, heybesinde;
Kaderim, aşk dolu hislerim taşır?
Sırrım, sükûtum asrın nefesinde;
Bir sessiz çığlığı, vahdeti taşır…”

KARDEŞ ŞEHİR…

Isıkgöl, yâr Elâzığ’la kardeş olacak
İşbirliği, dostluk su gibi ömürlü…
Manas Destanı, daha gür, dokunaklı
Hazar’dan, Issıkgöle,  ‘gönül çeşmesi…’
Dostluk, kardeşlik, hemşeri bağıyla;
Hemhal, bağ olacak, bağban olacak…
Bugün filizdi, yarın gür bir ağaç;
Dertli gönlüme, ‘meyve devşirecek’
Köprülerde yürür, ‘ilim, marifet…’
Kadirşinas dostla, zarafet yürür…
Elâzığ’da, Bişkek Kapısı yârdır…
O kapıdan geçilir, Kaşgar ruhuyla…
Aytmatov’la, “Gün Olur, Asra Bedel!”
O bedelin çilesi, Alıkul Osmonov’da…
Tüter ateşi, ‘aşk yolumuz vatan…’

TÜRKİSTAN’A

Adı, Türkmen’dir, Kırgız’dır, Tatar'dır,  Kazak'tır
Azeri'de bizim,  Özbek'i, Uyguru'da...
At, yurdudur, çadırı terkisinde
Yol alır; Turan'a, Kızılelma’ya...
At, surattır, yıldırımlar gibi akar
Vatan için mukaddes fetihler;
Fetihlerin ruhuyla gelir Fatihler...
Yiğitlerin selâmı, meşverettir, gazadır…

KAŞGARLI MAHMUD’A SELAM…

Kaşgarlı da, dilim, sözüm, özümdür
Savrulan her bir kıvılcım közümdür
“Türkçe bizim ses bayrağımız…”
Ses bayrağıyla, yürümek hazzımdır
Kalemimde ki, her satır nazımdır
Yunus sözü, birliğim, dirliğimdir

KIRGIZ KARDEŞİME

Diliyle, yüreği tebessüm eder
O tebessüm, gönülleri yâr eder
Doğasıyla saf, berrak su gibidir
İnsana, mutluluk sevinci verir

KAŞGAR’A YOLCULUK

Kaşgar’a yolculuk, en evla yoldur
O yolda, ‘Barsgan’, bir ışıktır bize
“Kâşgarlı Mahmud Mahmûd el-Kâşgarî”
Ceddi, Buhara fatihi, “Harun Buğra Han…”
Ey! Hanedan mensubu güzel insan…
Bûbî Râbia Hatun’un evladı…
Karahanlılar diyarının serveti…
Selâm getirmişiz, yâr Elâzığ’dan…

ISSIK GÖLDE ÇOCUKLAR

Isık gölde çocuklar, cıvıl cıvıl
Oyunlar, nağmelerle ışıl ışıl
Sözleri, yüreğimde, fasıl fasıl
Isıkgöl yaylalarından ışık alır

BİŞKEK’TEN ELÂZIĞ’A

Bişkek'ten, Elâzığ’a yol uzanır
Şu gönlüm, Türk Dünyasıyla uyanır.
Kâh Barsgan Köyü, kâh Isık gölüdür
Kaşgarlı Mahmud'u saklar bağrında,
Sevdalarım nakış nakış boyanır
Manas'tır, Türk'ün yaşayan destanı…
Alıkul Osman, Cengiz. Aytmatov'u
Deryalar ülkesi, Kırgız'ın gönlünde…

EYLEM NEDİR?

Eylem nedir bilir misin?
Kıyamda durmak, kıyamete kadar
Mahşeri yaşamak, âlâmete kadar
Yürürdü ecdat, fetih muradıyla
Anılırdı hep, kahraman adıyla!

OMUZLAR

Gün olur, kâinatı omuzlar
Gün olur, şâhadeti omuzlar
Başlar, omuzlar üstünde;
Bir büyük ülküyü omuzlar…

SÖZÜM MERHEM OLSUN

Öyle söz söyle ki, merhem olsun!
O sözle, yüreklere dokunasın
Sükûtun da, iz bıraksın âlemde
Fütüvvet diliyle de okunasın…

ALIKUL OSMONOV’A…

Alıkul Osmonov, Kırgız güneşi
Sabırla,  hüznü omuzlayan çilesi
Yanar gönüllerde, meşakkat ateşi
Sevgi deryası, Tanrı Dağı kadar
İkramdır, her yolcuya, şükran aşı
Alı Osmonov aşkı zirvelerde…
Dolaşır ruhu, körpe balalarda…
Yürür,  zafer erdemli nesillerde
Azimle gayretle yanar ateşi

İSİMLER

İsimler, biçilmiş elbise gibi
İnsan, o ismin özü, kimliği
Her iki âlemin bestesi gibi
Hafızalarda yerleşir kimliği

TÜRK ASRINA

Bir nesil geliyor, sessiz sedasız
Yirmi birinci asra, Türk Asrına
Ufka, dolunayın doğuşuna bak!
Sağduyu yürüyor, vuslat yolunda
Yürekten yüreğe muştular bizi
Karanlığın çekilmesi yakındır
Gönül kanat çırpar, Türk Asrına

BİŞKEK’E…

Ey âlicenap, müşfik şehir,
Ruhum seninle yıkandı
Bakışın hayat dolu nehir,
Canlar, cananını andı…

BİŞKEK'E

Bişkek, sonbahar ‘ın esrarlı şehri
Bir bulut gibi akar, Tanrı Dağı
Gözün, zevkin ve estetiğin şehri
Gönül bahçemizin canlı otağı
Kültürün, sanatın yaşayan şehri

KIRGIZİSTAN…

Kırgızistan, Türkistan'ın gönlüdür
Bişkek, sanatı zevkiyle ünlüdür
Yeşilin her tonuyla huzur verir;
Gür sesli Manasçı’sıyla şanlıdır
Bişkek’in her yanı rengârenk çiçek
Kokusu,  hasret sevincini döker
Bişkek'in mahşeri, Harput'a bakar!
Harput-Bişkek tarihiyle şanlıdır

GÖNÜL ALKIŞI

Her başarı gönül alkışı ister
Mevsim döner kâh yazı, kışı ister
Renkler kâh tebessüm, hasret kokar
Dalgalar soğur, buz tutar yüreğim
Gönül limanından kalkışı ister

"Güneş gibi adil olmak" zor mudur?
Gözler, böyle bir ihsana, kör müdür?
Sözü, özünde taşımak yakışır
Âlem, insanıyla size dar mıdır?
İnsan, insana yol, yordam, canevi…

Yazarın Diğer Yazıları