Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Kerkük üzerine

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Dilimden hiç düşmedi, Kerkük İl’im
Sözüm özünde, uğruna ağardı;
Doğranır mı Kerkük’üm dilim dilim
Vatan der, bağrına basmaya çağırdı

KERKÜK DENİNCE
Kerkük denince, Kırım denince,
Doğu Türkistan denince,
Karabağ denince, daha nicesi,
“ağlayan gözyaşı…” benim!

KALEMİN İMLASINDA
Kerkük, duygularımın limanında
Sabırla,  “cihat etmiş…” imanında
Bu kardaşın hep yanında olacak;
Kal’asıdır, kalemin imlasında

HOYRAT ESİNTİSİNDEYİM
Fırat’ta, “hoyrat esintisindeyim…”
Ses rüzgârının iniltisindeyim…
Hasrettir; türkülerim, hoyratlarım
Kerkük'üm ayrı kalmaz, sesindeyim…

KERKÜK SEVDASI
Fırat akar, kandiller yakar
Kerkük, Harput’a derdin döker
Sesim içlidir, Hoyrattır;
Kerkük sevdası, kurşun döker

SES IRMAĞI
Fırat için, “ses ırmağı…” diyoruz!
Coğrafyayı,  “türkülerle bezeyen…” sestir, bu…
Aynı ses de, “birleşir…” bütün yürekler
Harput’u, Şanlıurfa’sı, Kerkük'ü, Halep’i…
Temel taşlarıdır,  Bozkır Anadolu’nun…

ANKARA’NIN
Ankara’nın bağrı yanıktır
Buna, cümle âlem tanıktır
Kerkük’e, kem göz ile bakan;
Türk’ün vicdanında sanıktır

KERKÜK YÜREĞİYLE
Kerkük, “yüreğiyle…” Anadolu'dur
Anadolu’nun,  “bağrı yanık sesi…”
Her zaman için söyleriz,  “türkülerimiz…”
Gönül Coğrafyamızın, “sınır çizgileridir!”
O çizgilere dokunan, “yâd ellerde…” kalır!
Kimsenin,  “tarihi değiştirmeye…”
Kimsenin,  “temel taşlarla oynamaya…” güçleri yetmez!
Kerkük'te, Musul'da, Halep’te;  “bin yılı aşan…” kadim bir tarih vardır!
Bu tarih, “Türk’ün medeniyet tarihidir!”
Bu coğrafya,  “ilim, hikmet ve marifet…” coğrafyamızdır!

KERKÜK’E…
Firavun ateş yakar, Kerkük’ümde
Fikir çilesidir, naçar yükümde
Fitne, fesat eli, iki yakamda;
Dar günüde yetişir mi Ankara?
Uzat elini Kerkük’e, Ankara!

Harput’tan Urfa’dan, hoyrat vadisi
Bir hilal uğruna çizer kavisi
Barışın güvercini gök mavisi
Uzat elini Kerkük’e, Ankara!

TUZAK KURULUR
Gel gör, Türk’e tuzak kurulur
Tuzak kuranlara sorulur?
Namerde güven, dost olunmaz
Türk’ün bağrına hançer vurulur

KILIÇTAN İNCE
Kılıçtan incedir sırat
Rüzgârdan hızlıdır kırat
Bir ömrü emzirir murat
Hayatı güzelden sor
Güzele yor meydanı
Savrulur yürek, sevda üstüne
Hasret Dağını döver, Ferhat’çasına
Akıl peteğine söz ile hamle yapılır
İpek çekilir kozasından; ilmek, ilmek
Karanlık kınından sıyrılınca
Sel olur, ışığı akar yıldız yıldız…
Dil, emin olursa, huzur bulur beden…
Kılıç yaraya merhem,
Kurtulur bütün bedesten!

KIRMIZI ÇİZGİ
Kırmızı Çizgi nedir, neyin nesi?
Şehitlerimin vatan kokan hanesi
O anı, gönül gözüyle görenler
Bir aşk, yürek selinin ifadesi
Haddi aşanlar; sağırlar, dilsizler
Kalbi katılaşanlar, asıl vatansızlar!
Ardında batan ah, güneşler sızlar

KERBELA
On Ekim altı yüz seksen tarihi
Zifiri karanlığın çöktüğü gün
Dünyanın bozulan, ‘eksen tarihi’
Muhammed’i kanını ‘döktüğü’ gün
Kırık kalplerle hep ansan tarihi
Güneşi menzilinden söktüğü gün
Asrın insafına çeksen tarihi
Şehadetin göğsüme aktığı gün

KIZILELMA NEDİR
Kızılelma nedir, diye sorarsan?
Bin yıllık tarihimdedir, cevabı!
Musul, Kerkük’ü, Kırım’ı sorarsan
“Kızılelma Yıldızları” cevabı
O yıldızlar, yaşayan sınırlarım!
O sınırlar, “kırmızıçizgilerim!”

KERKÜK'E
Irak’tır; ‘içinde Kerkük’ü saklar’
Söyleyin dostlar, zalimi kim aklar?
Tarihim, Kültürüm, zorba elinde;
Yanarım, ‘öz yurdunda tutsaklar’

KERKÜK’E AĞITIMDIR
Kerkük'e Ağıtımdır
Ellerim kelepçeli,
Mizanda dilekçeli
Titriyor dudaklarım
Titriyor ayaklarım

Gün ortası karanlık
Olmaz olsun yarenlik!
Sabır yüklü serinlik
Aramızda pusu var
Pusular can pazarı!

Kerkük'ün Kalası var
Harput’un Hoyratı var
Hoyratın alası var
Her çığlığı yürektir
Yürekten çağrısı var!

O çağrılar, ağrıdır!
Dağın adı, Ağrı’dır
Anadolu bağrıdır
Yanık yanık söylenir,
Dert içten yara derin
Oy!  Kerkük'üm Oy!

KARANLIKLARIN SELİNDE…
Yaram, yaralarım durmadan kanıyor!
Sanki içindeki bozguncuyu anıyor?
Ne göz gözü, ne yürek yüreği tanıyor…
Zulüm, dörtnala kamçısı elinde,
Vurdukça, âlem-i İslam yanıyor!
Sarıldığı yaftalar; ne sanıyor!
Akıl tutsak, “garabete…” biniyor
Koşuyor, karanlıkların selinde…

İÇME NAMERDİN SUYUNDAN
Kahpe, kahpedir; vazgeçmez huyundan
İçme aman ha, namerdin suyundan
Vakarınla ders ver, cümle âleme
Hak dostları ülfet alsın toyundan

Yazarın Diğer Yazıları