Dedem, boynunda İstiklal Madalyası
Gururla taşıdığı, en büyük rüyası,
"Vatan sağolsun, bayrak inmesin yere"
Dedem, "Tevfik Çavuş “isminden hoşnut olur,
Göğsü, cepheden cepheye doğru çarpardı
Kimbilir, hangi siperler ona yardı
Dokuz yıl, cephelerin ölüm kusan çilesi
Yürürdü, tevhit boyasında bir ömrü sükûtla…
Gözü kadar gönlü de, ufuklarda…
Ufuklarda gezinirdi türküsüyle…
Bir türküydü, “Vatanın kurtuluşu…”
Kâh kıyamda, secde de geçti ömrü
Kıyamda, ‘dimdik ayakta…’ vecd hali
Secde de, ‘şükrün edasında…’ ağlar!
Dedem, ‘Kurtuluş Savaşında…’ cephede;
Cepheler, ışıl ışıl vatan kokar…
Vatan derdi, bize aşk-ı minvaldir.
ECDAT ANLATTI
Ecdat anlattı, İstiklal Harbini,
Belki tarihler yazmadı, merdini!
İçinde sakladı, bütün derdini?
Acısıyla uyanırdı, Anadolu!
Şâhadet şerbeti içen evladı
Vatan sevdasına adanmış canlar
O gözler, “bir anlık gaflet belâ!”der,
Uyan, “basiretin açık olsun, Ey can!” der
HAYATA DOKUN
Hayata dokun, dokundukça yâr olur
Âminler, seni koruyan ince zar olur
Bir mazlumun gönlünde bahtiyar olur
Güzellik, erdemlik tacıyla mesrur olur
Ey gönül, zarafetiyle ihtiyar olur
EMPATİ YAPAR MISIN?
Empati yapar mısın her anını?
İçinde hisseder nice canları
Duyar, çığlığın en zor anını...
Gözyaşlarında dökülen anları!
HAK BİR…
Hak bir, haktan ayrılan onlarca yol
Şahadet edecek ömrüne o yol!
Ey nefis, çekil yolumdan diyecek!
Ey toprak, vatan olmaya gaza yol...
Dünya zevkinden ayrılan nice yol,
Sırat-ı Müstakim bize emin yol
NİYET ET…
Niyet et gönülden, hayırla iste
Hevesin, gurur rüzgârı esmesin
Şiir gibi hayatın gür bir seste
Yolunu mağrur bir eda kesmesin
Sözünle kalbe dokun, her nefeste
Sakın, zalimin ağına düşmesin
HİSSE AL…
Bazen, bir günden kendine hisse al
Gün doğumu, batımı kadar fani!
Gençliğim, "eyvah!" deme; hisse al
Tufan gibi estiğim günler hani?
Ölüm, bir nefes kadar sana yakın,
Bu dünyada, vakıf insandır gani!
21 ARALIK
Yirmi bir Aralık, kar yüzüne hasret
Geceler, yüreğim ayaza çeker
Arar gözlerim bulut bulut nusret
Dualar, asumana rahmetin döker
Üç aylar, rahmet rahmet nur yağar
Nur üstüne nur, bulut bulut akar
YARIN ANILIRSIN
Yarın anılırsın, acep neyinle?
Hele bir hayatı sükûtla dinle
Bir kamış, nasıl deruni ses verir?
Şeb-i Aruz bil, vuslatını dinle
DAHA DERİNLERE KAZ
Daha derinlere kaz, tarih fışkırsın
Derinlerden, şanlı mazim haykırsın
Dün, bugün ve yarın; dünya üç gündür
Hayat, hakkı bilene, toy, düğündür!
OKULLU OLDUK
Okullu olduk, bitmedi dersimiz!
Bizlere hayat, okul; irfan okulu
Geleceğe taşıyacak harsımız
"Beşikten mezara kadar ilimdir!"
Dileğimiz, arzumuz, gayretimiz
Zihnimde şimşekler çakan, ‘hikmettir’
YETMİŞ YIL
Yetmiş yılımız, nasıl gelip geçmiş?
Baharı, kışı hep içiçe geçmiş
Çocukluk, gençlik, ihtiyarlık derken,
Dün, bir masal, hikâye olup geçmiş
Bir ömre bedel çile romanımız!
Acep, yarın dile gelir mi anımız?
Unutulmaz, delikanlılık çağımız
GAZZELI COCUK
Ben Gazzeli çocuk, masum gözlerde
Şahadete uyanır, her sabahım
Sükûtun tevhid tuğralı sözlerde
Zulüm surlarını kuşatır ahım
Ahım yürür, top mermi üzerine
Anasız, babasız öksüz yarına
Şahadet, cennet kokulu karanfil
Ben Gazzeli çocuk, gönlüm seccade
Yarabbi, ahvalim sana amade
BİLMEM YARINI
Bilmem yarını, hayır için dua ederim
Dualar, âminlerle zırhımı giyerim
Dünyanın kâhrını, çilesini çekerim
Şu garip yurda, fani âleme vatanım derim
Dünya, ahiretin azığı derim
NASIL BİR GÖZLE
Nasıl bir gözle bakarsın âleme?
Bre şaşı mı görürsün Âdem’i!
Hayret, vicdanın sığmaz mı kaleme?
Yoksa yüreğin almaz mı Âdem'i
"Yaratılanı, Yaradan'dan ötürü"
Hâlâ, hoş görmez misin Âdem’i?
ÖMRÜN CEFASI
Ömrün binbir cefası nedir bize?
Ders midir, ibret midir, çile midir?
Dünya hevesi, elbise mi bize
Mor mudur, sarı mıdır, gri midir?
Anladım, şu dünya imtihan bize
Zor mudur, gayret midir, vuslat mıdır?
TARTIYA SLIRLAR
Konuş ama erdemli söz söyle
Söz ile seni tartıya alırlar
Dilin varmasın her söze, öz söyle
Sükûtun ile gönüle alırlar
ÜÇ AYLAR
Üç aylar, gün daha ılık, daha masum
Zaman daha mahcup, daha ideal
Rüzgâr eser, aşk rubaisi söyler
Gönüller, üç ayların vadisinde
Seyran eder, Cennet-i âlâ düşlerinde
Resul'ün izinde yürür ervahı Tayyibe
Üç aylarda, nur üstüne nur yağar
Akıl, idrak, zihin; gönül hücresinde
Bir ilahi talimin ritminde
Mevsim kış olsa da, bahara döner
Ruhlar âlemi bir minvalde döner
Bir coşku, bir cezbedir, İlahi!
Aşk vaveylasında, seyran ederiz
ÜÇ AYLAR,
Üç aylar; Recep, Şaban, Ramazan
Gönül baharına düşer cemreler
Üç. Aylar, "yahu “der, döner semazen
Bahara müştak olur, öter kumrular
HARPUT’TA MENKIBELER
Şair Ruhunda menkıbeler yatar
Her menkıbe kalbimde küt küt atar
Mısralarda seyran eder âlemi
Âlemin sırrı efsunkâr hava katar
Gönül âleminde ilham pınarı
Orada besler efsunkâr çınarı
Çınardan sor, marifeti hüneri
Geyikli Baba'dan menkıbe katar
Harput'a, efsane diyarı deriz
Hayatı onlarla talim ederiz
Bir burçtan bir diğer burca eseriz
Belek Gazi, nice menkıbe katar
Harput'ta; Ankuzu Baba, Arap Baba
Bigâne gezeni, çeker hesaba!
Efsane, girmez bedeni turaba
Mana erleri, ihlasa yol katar