Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

İsrail, Devlet değil!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

İsrail, ‘devlet olamadı’
Devlet olmanın adabını, edebini, vakarını, duruşunu, güvenilir bir
tavrı ortaya koyamadı…

Günümüzde, ‘Harami’ kavramı en fazla İsrail’e yakışıyor.
Harami sözlükte, “yol kesen kimse, haydut’ anlamlarına geliyor.
Filistin’e, Gazze’ye giden yollar kesiliyor… Masum insanlara, olmadık
zararlar veriliyor.

Son bir hafta içerisinde devam eden, İsrail- İran Savaşı, ‘içerisinde
suikastları da barındıran bir haydut hareketidir’ Bu hareket netice
itibariyle sadece Ortadoğu’ya değil, içerisinde yaşadığımı dünya
ahvaline de çok büyük zararlar/ maddi ve manevi kayıplara sebep
olacaktır.

İsrail, Gazze’de işlediği insanlık suçu ve sonrasında, ‘büyük
felaketlere çağrı niteliğindeki saldırılarla; Ortadoğu Coğrafyasını
yangın alanına çevirmeye niyetlenmiştir’
Bu kötü niyetin mutlaka önüne geçilmelidir.

Krezus- Croesus, “Barışta oğullar babaların, savaşta babalar
oğullarını gömer!” Bu söz bile savaşın felaketini anlatmaya yeter…
Gazi Atatürk, “Hakiki kanaatim şudur; milleti harbe götürünce
vicdanımda azap duyamamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı ölmeyeceğiz
diye harbe girebiliriz. Ama ulus yaşamı tehlikeye düşmedikçe, harp bir
cinayettir.”
İsrail’in, Suriye’ye, Ürdün’de, Yemen’e ve İran’a saldırıları
bütünüyle, ‘tarihin en büyük cinayetleridir’
Lütfen bir şeyleri daha gözardı etmeyelim… Üzerinde büyük bir
hassasiyetle durmaya ve düşünmeye davet ediyorum.  İran, “1.648.195
km2 yüzölçümü, 90 milyon nüfusu ile bölgede stratejik bir öneme
sahiptir!”  İran Devlet Başkanı, Türk kökenli Mesut Pezeşkiyandır.
1037 tarihinde kurulan ve zaman içerisinde yüzölçümü ‘3 milyon 900 bin
km2’ye ulaşan’ Büyük Selçuklu İmparatorluğu veya Selçuklu Devletinin,
‘siyasi haritasına…’ baktınız mı? İşte o harita bu milletin, 11
Asırdaki Medeniyet Coğrafyasıdır. O Coğrafya; “Hindukuş Dağları’ndan
Batı Anadolu’ya, Orta Asya’dan Basra Körfezine kadar uzanan geniş bir
coğrafyadır!”

8.yy’dan, 15.yy’a kadar uzanan zaman dilimi, “İslâm’ın altın çağı dönemidir!”
1980’lerden günümüze doğru zaman tünelinde bir yolculuk yapınız… Bu
coğrafyayı kasıp kavuran, ‘savaşlar, ihtilaller, terör dehşeti durmak
bilmedi…’ Son yarım asır içerisinde, tarihte Haçlı Seferlerinin, Moğol
İstilasının yaptığı tahribattan daha büyük tahribatlar yapıldı/
yapılmaya da devam ediyor…

Suriye, Irak diye bir şey kaldı mı? Tarihi köklerinden koparıldı! Şu
anda, her bakımdan savunmasız ülke durumundalar… Gülistan ve
Türkmençay Antlaşması (10 Şubat 1828) Azerbaycan’ı ikiye bölecektir.
İran sınırları içerisinde hâlihazırda, 30 milyon Türk nüfusu
bulunmaktadır.  İsrail’in saldırıları sadece İran Coğrafyasına değil,
‘bir büyük medeniyet coğrafyasına yapılan saldırıdır’
Selçuklunun Başkenti, Rey veya Şehr-i Rey nerededir derseniz? İran’ın
Tahran Eyaleti’nde olan bir şehirdir. Tahran şehrinin ilk kurulduğu
yerdir…

Horasan Bilginleri denildiğinde ilk akla gelen isimler; “Ali Kuşçu,
Birûni, Câbir, Ebu’l Vefa, Fergâni, Hârizmi, İbn-i Sina, Nasirüddin
Tûsi, Ömer Hayyam, Şerafettin el-Tûsi, Farabi, Gazali, Hacı Bektaşi
Veli, İbn-i Sina, Kuşeyri, Beyhaki, Cüveyni, Ebu Cafer Tusî, Ebû
Davud, Ebu Hanife, Fahreddin er Râzî, Gazzâli, Hâce Abdullah Herevî,
Maturidi, Muhammed el-Buhari,  Nesefi, Nesai, Teftâzâni, Tirmizi,
Zemahşeri, Feridüddin Attâr, Firdevsi, Mevlana, Molla Cami, Nasır-ı
Hüsrev, Cüveyni, Ali Şir Nevai,  Ebû Müslim Horasâni, Nizamülmülk
vesaire…”
Horasan Eyaleti için ne diyoruz, “Güneşin Yükseldiği Yer…” Savaşlar,
sadece yıkım getirmiştir. Maşeri vicdanda derin izler bırakmıştır/
veya bırakmaktadır.
Akif, “O rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar, vurulup tertemiz
alnından uzanmış yatıyor, Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler
batıyor!”

11. Abdulhamit, “Savaş yalnız sınırlarda olmaz. Savaş bir milletin
topyekûn ateşe girmesidir. Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa zafer
tesadüfi, yenilgi kaderdir.”
Son elli yıla bir daha dönelim, “son elli yıl içerisinde tarihi
facialar birbirini takip edegelmiş… Son elli yılın sosyal ve kültürel
anlamda bölge üzerindeki tahribatı büyüktür…”  Savaşlar, sadece yıkım
değil, bu coğrafyaya, yoksulluğu ve sefaleti de beraberinde
getirmiştir…

İnancımız, “Bir insanı kurtarmak, bütün insanlığı kurtarmak gibidir.
Bir insanı öldürmek, bütün insanlığı öldürmek gibidir!” Artık,
İsrail’in işlediği insanlık suçuna/ cinayetlerine, Ortadoğu
Coğrafyasını ateşin ortasına çekmeye çalıştığı her türlü, ‘sınır
tanımaz haydutluğuna…’ dur denilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları