Bir başkasının kusurunu mu araştırmak?
Asrın marifeti sayılıyor!
Bir başkasını arkasından çekiştirmek mi?
Üslup olarak addediliyor!
Kaş göz hareketleriyle alay etmek mi?
Bunlar gayet doğal!
Kur’an ne diyor?
Ayet, “Hümeze olan (insanları arkadan devamlı ayıplayıp çekiştiren),
Yüzlerine karşı (da onlarla) alay etmeyi adet edinen,
Her kişinin vay haline!” (Hümeze, 1)
Toplum hayatında, ‘Erdemli kişi…’ olmak, asıl marifet!
Kusur araştıran, insanları sürekli çekiştiren, gerçekte, ‘davranış
bozukluğudur!’
Bir başka ayette ise,
“Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının!
Şüphesiz ki, zannın bazısı günahtır.
(Birbirinizin kusurunu inceden inceye) araştırmayın;
Bazınız bazınızı gıybet etmesin!
Sizden bir kimse ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?
İşte bundan tiksindiniz! O halde Allah’dan sakının!
Şüphe yok ki Allah, Tevvab (Tevbeleri çok kabul eden)’dir,
Rahim (çok merhamet eden)’dir.” (Hucurat, 12)
Bu konularda, ‘kendimizi koruyacağız!’
Kul hakkına girmemeye çalışacağız!
Ve hele özellikle de, ‘fitneyi uyandırmayacağız…’
Hadis de ne buyruluyor, “Fitne küfürden eşettir…”
KİBRE KAPI AÇAN DAVRANIŞLAR!
Bizleri en fazla korkutan nedir?
“Kibirdir…”
Allah korusun,
Kibir, “şeytani bir haslettir!”
Ayet, “Allah, kendini beğenen ve çok övünen kimseleri sevmez!” (Nisa, 36)
Yürüyüşümüze bile dikkat edeceğiz!
Önce edep, Sonra vakar!
Ayet “Ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme!
Çünkü sen ne yeri yarabilir, ne de boyca dağlara erişebilirsin.” (İsra, 37)
Kibir ve azamet, aman Allah’ım!
Varsa, yoksa insan için, “Tevazu…”
Alçak gönüllü olabilmek!
Asıl kahramanlar kimlerdir?
“Nefsini yenebilenlerdir…”
Ayet, “İşte ahret yurdu! (Biz) onu yeryüzünde büyüklenmeyi ve fesadı
istemeyenlere veririz.
(Güzel) akıbet ise takva sahiplerinindir.” (Kasas, 83)
Takva sözlükte, “Allah korkusuyla dinin yasak ettiği şeylerden çekinme”
Takva, bir bakıma ‘kötülüklerden…’ korunmadır!
Kibirlenenler veya büyüklenenler sadece dünya da değil, ahrette de
kayba, ‘hüsrana…’ uğruyorlar!
Peygamberleri inkâr edenlerin en büyük özellikleri nelerdir?
“Büyüklenmeleri…” değil mi?
Ayet, “Karun’u, Firavun’u ve Haman’ı da (helak ettik). Andolsun ki,
Musa onlara apaçık deliller getirmişti de, onlar yeryüzünde büyüklük
taslamışlardı.
Hâlbuki (azabımızı aşıp) geçebilecek değillerdi.” Ankebut, 39)
Hz. Lokman'ın çocuğuna nasihatlerinde da,
“Kibir, büyüklenme, övünme…” yer alıyor!
Ayet, “Hem insanlara karşı (kibirlenerek) yüzünü yan çevirme,
Ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme!
Çünkü Allah, kendini beğenip çokça övünen kimselerin,
Hiçbirini sevmez.”
O halde yürüyüşünde mutedil ol; sesini de alçalt!” (Lokman, 18-19)
Mutedil, yani ılıman;
Sessiz, sakin ve sükûttan yana olmak!
İnsanları incitmenin bile,
“Zulüm olabileceği…” endişesini taşımak!
Ayet, “Rabbiniz buyurdu ki, “Bana dua edin, size icabet edeyim
(Duanıza cevap vereyim)! Şüphesiz benim ibadetimden, (yüz çevirip)
kibirlenenler, yakında zelil olan kimseler olarak,
Cehenneme gireceklerdir!” (Mü’min, 60)
İnsanı en fazla neler oyaladı?
“Çoklukla övünmek…”
Mal çokluğu,
Evlat çokluğu,
Kabile veya aşiret büyüklüğü,
Makam ve rütbe!
Ayet, “Sizi tekasür’le (o çoklukla, mal ve evlad çokluğuyla), övünmek
(o kadar) oyaladı ki, nihayet kabirleri ziyaret ettiniz (Ve artık
ölmüş olanlarınızı dahi sayarak gururlandınız) (Tekasür, 1-2)
Belki de, en ihtiyatlı olan duamız nedir?
“Allah’ım! Sen bizleri nefislerimiz ve heveslerimizle,
Başbaşa bırakma; Nefis sürekli kötülüğü emreder!”
ŞEYTANLAR KİME İNER
Kur’an buyuruyor, “Şeytan’ın kime ineceğini haber vereyim mi?” (Şuara, 221)
Şeytanın kime/ veya kimlere ineceğini Kur’an bizlere haber veriyor;
“(Onlar) iftiraya düşkün, çok günahkâr olan, herkesin üzerine iner!”
(Şuara, 222)
İlk akıllara gelen, ‘iftira…’
Sözlükte iftira nedir?
“Kasıtlı, asılsız suç yükleme…”
Burada ne vardır?
Bir başkasına, ‘zulüm…’ vardır!
Şeytanın indiği yer?
“Çok günahkâr olanların üzerine…”
“İftiraya düşkün olanların üzerine…”
O iftiraya düşkün olanlar ve çok günahkâr olanlar ne yapıyorlar?
Ayet, “(Onlar ise şeytanlara) kulak verirler; bunların çoğu da
yalancıdır…” ( Şuara, 223)
Hadis, “Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?
‘Allah ve Resulü daha iyi bilir’ dediler.
Bunun üzerine, “Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!”
Orada bulunan bir zat, “Ya benim söylediğim onda varsa, (bu da mı gıybettir?)”
Allah Resulü, “eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun,
Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir.”
O halde, bir haber geldiğinde, ‘onun doğruluğunu…’ araştıracağız!
Ayet, “Ey iman edenler! Eğer fasık (yalancı, günahkâr) bir kimse; size
bir haber getirirse, önce (onun doğruluğunu) iyice araştırın ki,
bilmeyerek bir topluluğa sataşırsınız da (bu hareketiniz doğru
olmadığından)
Yaptığınıza pişman olan kimseler olursunuz” (Hucurat, 6)
Bir başka ayette de şöyle buyruluyor;
“Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır.
Birbirinizin suçunu araştırmayın; kimse kimseyi çekiştirmesin;
Hangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır?
Ondan tiksinirsiniz; Allah’dan sakının, şüphesiz Allah
Tevbeleri daima kabul edendir, acıyandır” (Hucurat, 12)
Toplum olarak, kendimizi düzeltmeliyiz, kendimize çekidüzen vermeliyiz!
Aman ha! “Dedikodu toplumu…” olmayalım!