Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Hobi bahçeleri

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Son iki yıldır, Muş Alparslan Üniversitesi Kampüsünde en önemli
gözlemim şüphesiz ki, “Hobi Bahçeleri!” olmuştur. Muş Alparslan
Üniversitesi Rektörlüğü, her iki yılda bir, belli bir ücret
karşılığında, kendi idari ve akademik personeline;  ‘Kur Çekimiyle
Hobi Bahçesi tahsis ediyor…” En önemli olanı da, Hobi Bahçelerin alt
yapısının ve ‘su tesisatının döşenmiş oluşudur…’ Ağustos Ayının 15.nde
Hobi Bahçesini şöyle bir dolaştım. Maşallah, diyelim… Başta, “domates,
salatalık, biber…” olmak üzere bütün sebzelerin ürün vermeye
başladığını görmek de, tabiatıyla, ayrı bir zevk… Şöyle bir ikindi
vakti ve sonrasında, ‘aileler, çocuklarıyla birlikte…’ Hobi
Bahçesindeler… Bir şenlik havası hissediyorsunuz. Ağustos- Eylül Ayı
içerisinde evlerin dolaplarında, ‘kendi yetiştirdikleri ürünler…’  yer
alıyor. En iyi tarafı nedir? Kendi ellerinizle, emeklerinizle,
toprakla haşır-neşir olarak aile efradınızla birlikte ürün
yetiştiriyorsunuz. Çocuklarınız, toprakta… Büyüklerinin yanında müthiş
bir gözlemci… Bir bakıma, ‘tarım dersindesiniz…’ O ders saati
içerisinde, ‘bahçecilik yeteneklerini geliştiriyor, sonuçlarından da
büyük keyif alıyorsunuz.’ Bitkilerin gelişmesini, çiçek açmasını,
meyve vermesini gözlemlemek insanı mutlu ediyor ve özelliklede
çocukları…

Hobi Bahçeleri, ‘imkânları olan kurumlar tarafından
yaygınlaştırılmalıdır…’ Sadece tarıma dayalı bir anlayış olarak da
düşünülmemelidir. Sosyal ve kültürel alanda da bir ihtiyaç olarak
karşınıza çıkıyor.

Bir defa, ‘şehir hayatının stresinden belli bir zaman diliminde ayrı
kalıyorsunuz…’ Doğaya/ Tabiata duyulan hisleriniz kabarıyor… Hayata
tebessüm ediyorsunuz… “Ürünü dalından koparmak, sizlerin stresten
arındığınız andır…” Tabii hayat, sizleri daha dinç yapıyor. Hayata
karşı azim ve iradeniz artıyor.

Elâzığ Valiliğinin, Belediyenin, Rektörlüğün, Kurum ve Kuruluşların,
“Hobi Bahçeleri konularında…” önemli adımlar atmasını bekliyoruz.
Toprağa bağlılık, insanda ‘infak kültürünü de artırır’ Hobi Bahçeleri
kurmak, o kadar zor değil; Öyle ki, ‘daha fazla önem vererek şehrimiz
ve ülke genelinde de yaygınlaştırmalıyız.’ Ne dersiniz efendim? Bu
konu üzerinde, ‘müspet anlamda duralım!’ Türkiye’ye/ güzel ülkemize ve
insanına ‘tarihi bir farkındalığı kazandıralım…’ Tabi ki, öncelikle bu
konular üzerinde kapsamlı istişare… Bizim hayatımızda, ‘istişare
sünnettir’ İstişare eden de, mutlaka ‘kazançlı’ çıkar. Hobi Bahçeleri
bir bakıma, ‘şehir hayatına, kırsal kültürü de taşımaktır…’ Niyet
hayır ola, akıbet hayır ola…

YIGİNKİ DE BULUŞALIM…

24 Ağustos 2025 Pazar Günü Saat 13.00’de Yığinki de buluşalım… Bu yıl,
10.cusu yapılacak olan, “Yığinki İsot ve Peynirli Ekmek Günü,
Yığinkili olup da, rahmet rahmana göç etmiş bulunan anne ve babaların
anısına…” yapılıyor. Eğitimci Ali Canpolat’ın bahçesinin kapılarını
açtığı bu tarihi günde, ‘geçmişle bugün arasında köprüler kuracak…’
inşallah Sıla-i Rahim yapacağız. Bugünkü Yığinki / yeni adıyla Aksaray
Mahallesi… 1834 tarihinde Mehmet Reşit Paşa, hükümet konağını şimdiki
Yığinki ’ye taşıyacaktır. Elâzığ’ın ilk Hükümet Konağı da, “Çötelizade
İshak Beyin Konağı kiralanmıştır!” Daha sonra bu konak,  satın
alınarak, devlet tarafından kamulaştırılacaktır. Yığinki o tarihlerde
çok zengin bir kültür merkezidir. Tarihi konaklarıyla meşhur bir
beldemizdir. Çötelizade ailesinden Metin Çöteli’nin öncülünde
gerçekleştirilen bu faaliyet bizleri kendi tarihimiz, kültürümüz,
sanatımız, musikimizle buluşturuyor.

Yığinkiler Tertip Komitesi Başkanı Metin Çöteli... Çöteli, gerçekten
kendi şehrine vefalı bir dost… Bu faaliyetle birlikte, “bir mahalle
kültürü yaşatılıyor…” Yunus’un diliyle, “tanış olmak, biliş olmak…”
önemlidir. Özellikle de, “paylaşmak ve üleşmek…” bizlerin infak
kültürünün genel karakteridir.

Geçtiğimiz yıllarda, ‘çok zengin bir katılım vardı…’  Şehir dışındaki
birçok, Yığinkili; bu faaliyet için koşarak geliyorlar… Memleket
havasını solukluyorlar… Şiir, Musiki, Sanat ve Edebiyatla dopdolu bir
günü, Yığinki de birlikte idrak edeceğiz. Birlikte, “ata yurdunu
dolaşacağız…” Neşeli ve dopdolu bir günün geçmesini arzuluyoruz. Öyle
ki, Yığinki de bizlerinde hatırası var. O hatıralardan en önemlisi,
“emekli Tümgeneral Saim Keleştemur ve Kore Gazisi Edip Keleştemur…
Yığinki, geçmişte konaklarıyla, o meşhur Yığinki Bahçeleriyle,
kadirşinas insanlarıyla bilinen tarihi eskilere doğru akıp giden bir
beldemiz… Ve özellikle de, ‘geçmişte taş değirmenleri döndürecek güçte
bol sularıyla bilinen yöremiz…’ 2025 yılının Ağustos ayında inşallah
bu gayretli çabalarla tarihimize dokunabiliriz… Geçmişi bir daha
geleceğe taşıma azmiyle birlikte yâd ederiz…

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ…

Âcizane bir teklifimiz olacak… 24 Kasım Öğretmenler Gününü Ağın
İlçemizde idrak edelim.
Ağın İlçemiz, 7’den 70’e, ‘eğitimli insan faktörü…’ ile ön plana
çıkar. 1871 yılında Nahiye olan Ağın İlçemize, “1866 tarihinde, özel
nitelikte ilkokul açılıyor!” Şu gördüğünüz Ağın İlçesi belki,
‘coğrafya olarak küçüktür’ ama ‘eğitim tarihine baktığınızda’ o kadar
derinlere gidiyor ki…
Ağın’da ilk medrese, “Müderris Hüseyin Efendi tarafından 1880
tarihinde…” açılacaktır.
Bir yıl sonrasında da, “ilk medrese kütüphanesi…” hizmete girecektir.
Buradan, ‘eğitimcilerimize seslenmek istiyorum!’  Ağın, ‘farklıdır’
Bu şehir bir, ‘eğitim müzesi…’ açmayı düşünüyorsa, ‘onun en müstesna
yeri de Ağın’dır.’
Ağın İlçesinde, günümüzden 134 yıl önce, “1891 tarihinde İlk Rüştiye
(Ortaokul) açılacaktır.

1892 tarihinde de, “ilkokul binası…” inşa ediliyor. Ağın İlçesinde,
1913 tarihinde, “İnas Mektebi (Kız Okulu) öğretime başlayacaktır.
Cumhuriyet Dönemine gelindiğinde;“1926 tarihinde Ağın’da Karma Eğitim
ve Öğretim başlayacak…”
1953 tarihinde, Ortaokul ve 1975 tarihinde, Uçkunkaya Lisesi açılacaktır.
Gerek eğitim tarihi olarak ve gerekse insan faktörü olarak, Ağın
İlçesinin ‘güçlü bir yönü’ vardır.

“Müderris Hüseyin Efendi,  Hilmi Ziya Apak, Öğretmen Abdullah Lütfü
(Tahtasız Hoca), Destan Şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Fethi
Gemuhluoğlu, Elmas Yıldırım…” Ve yüzlerce, “eğitimci, bilim adamı,
sanatçı, gazeteci, yazar, iş dünyasının mümtaz isimleriyle anılan Ağın
İlçesi…”  Bizler arzu ederiz ki, günümüzde Ağın İlçemizde,
“Laboratuvarlarıyla, resim ve müzik atölyesiyle, spor salonuyla,
konferans salonuyla, derslikleriyle dört dörtlük bir Orta Okul ve Lise
binasını hak etmiyor mu?  Bir İlçede, standartları bizler, ‘eğitimle
yükselteceğiz’

Ve insan faktörünü destekleyen, ‘sağlıkla yükselteceğiz’
Israrım şudur, Ağın İlçesini, eğitin tarihinde layık olduğu yere/
yerlere taşıyalım…2025 yılında, 24 Kasım Öğretmenler Gününü Ağın
İlçesinde idrak edelim.  Bu vesileyle de nitelikli bir, “Eğitim
Çalıştayı…” gerçekleştirelim. Keban Baraj Gölüne, 70 km sahili
bulunan; ‘mavi ile yeşilin kucaklaştığı bu şirin İlçemize…’ birlikte
sahiplenelim. Şu nezih şehrimizde, ‘eğitim hayatımızda’ mutlaka
Ağınlı, ‘muallimler’ vardır. Türkiye’de, insanıyla eğitime önem veren
ilçeler arasında Ağın İlçesi ilk sıralarda yerini alır, diyebilirim.

Yazarın Diğer Yazıları