Eylül ayı geldi mi, öncelikle eğitim bizlerin gündemindedir…
Eğitimle birlikte, ‘milli hissiyatımızı zirvelere ‘taşıyan…’
Uluslararası Hazar Şiir Akşamları ve Türk Dünyası Hizmet Ödülleri,
yıllarca Elâzığ Şehrini, ‘marka şehir’ olarak Türk Dünyasına/ bizlerin
gönül coğrafyasına taşıyacaktır…
Eylül ayı geldi mi, ‘Hazar Şiir Akşamlarıyla ilgili düşüncelerimizi paylaşırız…’
Asıl gayemiz nedir; “Şiiri, Sanatı, Edebiyatı, Musikiyi vesaire bu
şehrin insanına sevdirmek…” dahası mı, ‘sanat ve edebiyatı seven ve
onu yaşatan edebi bir çevrenin oluşması…’ Bu şehirde, ‘edebi
mahfillerin oluşmasıdır’
Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, 1992 tarihinden 2025 tarihine
kadar, geçen 33 yıl içerisinde; Av. Fikret Memişoğlu, Niyazi Yıldırım
Gençosmanoğlu, Cenani Dökmeci, İshak Sunguroğlu, Hacı Hayri Bey,
Fethi Gemuhluoğlu, Ahmet Kabaklı, Nüzhed Dede, Elmas Yıldırım, Mağcan Cumabay,
Cengiz Aytmatov, Bahtiyar Vahapzade, Necip Fazıl Kısakürek, Ahmet Yesevi,
Mehmet Akif Ersoy, Yunus Emre, Yahya Kemal Beyatlı, Arif Nihat Asya,
Ali Şir Nevai, Abay Kunanbay, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Ganira
Paşayova, Ziya Gökalp…” anılarına düzenleniyordu. Şehir insanı kendi
kimliğiyle/ veya gönül coğrafyamızın değerleriyle buluşuyordu.
Türk Dünyası Hizmet Ödülleri de, 2003 tarihinden itibaren istikrarlı
bir şekilde; Rauf Denktaş’a, Mehmet Emin Aga ve İbrahim Şerif’e, Nur
Sultan Nazarbayev’e, Cengiz Aytmatov’a,
Turan Yazgan’a, Mustafa Cemiloğlu’na, Bahtiyar Vahapzade ’ye, TİKA’ya
veriliyordu…
Elâzığ Şehrinin en önemli markası şüphesiz ki, Uluslararası Hazar Şiir
Akşamlarıdır. Anadolu’daki birçok şehrimize de, ‘model olmuştur’ 1992
tarihinden 2025 tarihine kadar geçen 33 yıl içerisinde o kadar nezih
organizasyonlar oldu ki, “Türk Dünyasının nabzının Küçük Hazar’da
çarptığını gördük!” Elâzığ Şehrimiz mevcut İlçeleriyle birlikte,
‘edebiyat kitaplarında yer alan usta şairleri ağırladılar’ Elâzığ
Şehri, Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarıyla birlikte, ‘Türk Dünyası
Edebi Şölenine Dönüştü’ Bu şölenler, her yıl içerisinde büyük bir
titizlikle hazırlanan, ‘Hazar Şiir Akşamları Güldestelerinde’ kaynak
eserler arasında yerlerini aldılar. Anadolu Dergiciliği, Hazar Şiir
Akşamları bünyesinde, ‘konuşuldu, tartışıldı’
Şiir, Sanat, Edebiyat, Musiki ve Türk Dünyası ile ilgili paneller/
sohbetler/ bilgi şölenleri Elâzığ Şehrini bir edebi şölen havasına
taşıdı… Öyle ki, Elâzığ Şehri, Kafkaslarda, Balkanlarda, Kerkük’te,
Musul’da (Basra Körfezinde), Kırım’da; gönül coğrafyamızın edebi
mahfillerinde sıklıkla konuşulan, edebi dergilerinde sıklıkla yer alan
bir şehir konumuna geldi… Elbette ki, Uluslararası Hazar Şiir
Akşamında emeği geçenleri, canı gönülden alkışlarız…
Bu yıl inşallah 28.nci Uluslararası Hazar Şiir Akşamları yapılacak…
Bizlerin en büyük arzusu nedir, bu tarihi organizasyonun gayet iyi
anlatılması, tanıtılması, yorumlanmasıdır. Şehir olarak, bu tarihi
faaliyet için, ‘Benlik/ yani enaniyet duvarlarını yıkacağız’ Sadece,
‘Biz…’ diyeceğiz. Bu özgü faaliyet, ‘vakıf insan…’ hassasiyetiyle
yaklaşacağız.
Bizim arzumuz nedir? Bu faaliyete canı gönülden emeği geçen
insanlarımız var… İlki, Şener Bulut Kardeşimizin öncülüğünde ve
koordinatörlüğünde sivil olarak gerçekleşmişti… Bir faaliyetin, ilk
adımı/ veya öncüleri önemlidir… 1. ve 2.nci Fırat Şiir Akşamları
Güldestesi gerçekten mükemmel bir çalışmanın eseri olmuştur. Biz bu
eserde, Ahmet Kabaklı, Prof. Sadık Kemal Tural, Bahaeddin Karakoç,
Yahya Akengin ve Ali Akbaş isimlerini görüyoruz… Bu yıl itibariyle
emektar isimlerden Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu
Başkanlığını da uzun yıllar yürüten Prof. Dr. Sadık Kemal Tural ve
Elâzığ’ın Kültür, Sanat ve Edebiyat hayatına çok önemli katkılarda
bulunan eski Elâzığ Valimiz Lütfullah Bilgin’in “ONUR KONUĞU” olarak
katılmaları… Bu bir kalbi ve hasbi arzudur. Ecdat, “marifet, iltifata
tabidir” demişler. Bizler de, bu bağlamda tevazu göstereceğiz. Yıllar
öncesinde, Şair Yahya Akengin ’in bir teklifiydi; “Uluslararası Hazar
Şiir Akşamları da, UNESCO’dan destekleriyle 1966 yılından günümüze
kadar istikrarlı bir şekilde yapılan Struga Şiir Akşamları gibi artık
UNESCO desteği almalıdır…” Prof. Dr. Sadık Kemal Tural, “Elâzığ Şiirin
Başkentidir!” sözleri manidardır. Şiirimizin Başkenti olarak temayüz
eden bir Anadolu Şehrinin, artık kabından taştığını ve adına yakışır
bir vizyonla geleceğe yürümesi en tabii arzumuzdur.
Doğan Sever ismini bu şehrin insanı gayet iyi bilirler. Bizler, Doğan
Sever için “Elâzığ Şehrinin Hacı Arif Beyi…” diyoruz. Hacı Arif
Bey’in, günümüze ulaşan 337 bestesi olduğu biliniyor. Doğan Sever, bu
şehrin ve gönül coğrafyamızın birçok şairimizin eserlerini
bestelemişler… 28.nci Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarında, bu
besteleri dinlemek isteriz.
Elâzığ Şehri için bu köşemizde yıllarca, “Türk Dünyası Kültür
Başkenti” olması için yazdık. Artık, gerekçeli bir kararla, ilgili
kurumlara, şehrin teklifinin yapılması en büyük dileğimizdir. 2012
yılından günümüze gelinceye kadar, Türk Dünyası Kültür Başkentleri
şöyle; “Astana-Kazakistan, Eskişehir-Türkiye, Kazan-Tataristan, Merv-
Türkmenistan, Şeki- Azerbaycan, Türkistan-Kazakistan,
Kastamonu-Türkiye, Oş-Kırgızistan, Hive-Özbekistan, Bursa-Türkiye,
Şuşa-Azerbaycan, Anav-Türkmenistan, Aktau-Kazakistan…” 2026 Yılında,
Türk Dünyası Kültür Başkenti, Elâzığ Şehri neden olmasın? “Türk
Dünyası Hizmet Ödülleri!” uzun yıllardır verilmiyor. Bu önemli
faaliyeti de, şehir olarak tekrar hayata geçirebiliriz. Yıllarca bu
köşemizde dile getirdiğimiz, “Türkiye-Azerbaycan Üniversitesinin bir
kampüsünün Elâzığ Şehrimizde Açılması…”
Burada bizler, düşüncelerimizi dile getiriyor ve kamuoyuyla da
paylaşıyoruz. Bizlere gelen düşünceleri de elbette değerlendirmeğe
çalışıyoruz. Bizler, ‘mükemmeli’ arıyoruz. Şehrimize, yakışır bir
faaliyet olsun diyoruz. Bu faaliyetlerde özellikle de, ‘gönülden
severek, isteyerek katılım…’ önemlidir. İnancımız, her hâlükârda,
“zorlaştırmayınız, kolaylaştırınız…” buyuruyor. Bu bizlerin, ‘ahlaki
bakışıdır…’
Selam ve Muhabbetle…