Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Harput ve Belek Gazi

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Kalesi Harput’tur, Belek Gazi’nin
Menbiç’te aldığı ok yarasının
Asırlardır, dinmeyen sızıntısının;
Damla damla dökülen yaşlardasın!
2025 yılının Ekim ayının son haftasındayız. Türkiye’nin ve Coğrafyanın
en ağırlıklı gündemleri nelerdir? Şüphesiz ki, Suriye’dir… Suriye’nin
geleceğidir. Filistin’dir, Filistin’in geleceğidir. Mavi Vatan’dır.
İsrail’in de içerisinde yer aldığı şer ittifaktır.
Malazgirt-1071’in üzerinden kaç yıl geçmiştir; “954 yıl…” Harput, 1085
tarihinde (Malazgirt Zaferinden 14 yıl sonra) fethedilecektir. Harput,
tarih ve kültürüyle Doğu Anadolu Bölgesi’nin, Yukarı Fırat bölümünü
temsil eden stratejik konuma sahiptir. Günümüzde Harput, “açık hava
müzesi…” olarak anılır. Harput, “2018 yılında da UNESCO Kültür Mirası
Geçici Listesine girmiştir.”

2025 Yılının şu güz mevsiminin serin esintileri bizleri, “Harput
Hükümdarı Belek Gazi’ye götürecektir!” İslâm Ansiklopedisinde,
“Nûrüddevle Belek b. Behrâm b. Artuk (ö.518/1124) olarak geçmektedir.
Belek Gazi, “Harput, Dersim ve Halep emirliklerinde bulunan ve
Haçlılar’la yaptığı savaşlardaki başarısı ile ün kazanan bir Türk
beyi.”

Belek Gazi’nin romanını, Zuhuri Danışman yazmışlar. Harput ve Belek
Gazi tarihini ise Nurettin Ardıçoğlu bizlere kazandırmışlar. Belek
Gazi hakkında, birçok akademik makaleler ve şairlerimiz tarafından da,
müstesna şiirler yazılmıştır. Tebrizli Şair Nesir Payguzar, “Harput,
Asya’nın gül bahçesidir/ Bu kadar güzellik onun besidir” diyecekler.
Belek Gazi’nin, “9 asır önceki ufkuyla/ veya nazarıyla Harput’a
baktığınızda; ‘Harput manevi iklim olarak; Kafkaslara yakındır,
Basra’ya yakındır, Balkanlara yakındır…’ Çanakkale’nin ruhaniyeti
sanki Harput’tadır. Yemen Türküsünün Harput’tan yankılanması da boşuna
değildir. Şairimiz Harput için ne diyorlardı; “Kışta bile yaz
havasını…” soluklarsınız.

Belek Gazi, tarihin seyrini değiştiren bir kahraman Türk Beyidir.
Büyük bir savaşçı olarak anıldığı gibi adil ve mütevazı bir komutan
olarak da dikkatleri üzerine çekecektir. Belek Gazi’nin idealinde ne
yatmaktadır; “Kudüs’ün Fethi yatmaktadır…” O sebepledir ki, tarihçiler
Belek Gazi’yi, “Selahattin Eyyubi, Kılıç Arslan mesabesinde bir büyük
cengâver, kumandan, bir büyük kahraman olarak gösterirler…”
Belek Gazi daha genç yaşında, 1112 yılında, Harput Hükümdarı
olacaklar… Belek Gazi’nin bütün hayatı savaş meydanlarında geçecektir.
Belek Gazi, 1096 tarihinde başlayacak, “Haçlı Seferleri ve onun
günümüzdeki Gazze’deki benzer yıkıma tahammül edemez…” Mazlumların
ahıyla bilenecekler, “zalimin üzerine korku kâbusu olarak inecektir…”
Belek Gazi, kısa ömründe; “Harput’tan Halep’e kadar uzanacak bir
devlet kuracaklar…” O sebepledir ki, tarihi Halep Şehri için,
“Harput’un ikiz kardeşi…” derim. Suriye’de, iç savaşlarda o tarihi
Halep Şehrinin başına bombalar indiğinde sürekli hüzünlenmiş/ gözyaşı
dökmüşümdür.

Belek Gazi, bir yanda, göçebe Türkmenlere yurt temin ederken beri
tarafta da, “Haçlıları ağır yenilgilere uğratacaktı…” Öyle yenilgiler
ki, 1122 yılında, Urfa Kontu Josselin’i, 1123’de onu kurtarmaya gelen
Kudüs Kralı Baudouin’i esir alarak Harput’un tarihi zindanlarına
hapsedecekti… Bu bir psikolojik üstünlüktür. Öyle ki, Haçlı
komutanları, Belek Gazi ismini işittiklerinde, ‘onunla cenk meydanında
savaşmaktan sürekli kaçacaklardır…’

Büyük Selçuklu Sultanı tarafından, “Müslüman Orduları Başkumandanı”
tayin edileceklerdi. Bu ne güzel bir payedir. Harput’ta, ‘Kartal
Yuvası’ olarak da isimlendirilen Harput Kalesi’ne her uğradığımda,
Belek Gazi’yi, bu kahraman komutanın hayatını tefekkür ederim. Bir
şiirimizde, Belek Gazi’yi şöyle yad ederiz;
“Daha çok özlerim, Belek Gazi’yi
Tarihim, efsaneleşen maziyi
Her şehit haberinde yıldızlar üşür!
Harput’tan Halep’e izler sürerim
Membiç’te, Belek Gazi’yi sorarım?
Hayreti gayrete çevir Mehmet’im
Tuzağı başına devir Mehmet’im
Kutlu zaferlere yol aç Mehmet’im…”
Tarihler, 1124 yılını gösterdiğinde, “Menbiç kalesini kuşatırken
göğsüne isabet eden bir okla şehit düşecekler…” Prof. Dr. hâlil İnanç,
“Belek Gazi, bütün ömrünü gaza ve cihâd içinde geçirmiş, ülkesinde
emzalsiz bir sükûn ve asayiş temin etmiş, adalet ve kanunu hâkim
kılmış, dindar ve mütevazı bir emir idi.”
Destanların Efendisi, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, “Artuk Oğlu Belek
Gazi Şiirinden…”
“Artuk Bey’in torunu, Behram Bey’in oğluyum!
Harput Kale’si tahtım, sancaklıyım, tuğluyum!..”

“Bir gün doludizgin indim,
Malazgirt'ten Van'a doğru!
Yürü deyince Yaradan,
Dağ, dere kalkar aradan…
Batı’ya dönüp oradan,
Sürdüm Erzincan’a doğru!”

“Alparslan buyurdu: “Yaşayan ölür…
Geleceği ancak Tanrımız bilür
Belek Gazi dirler bir yiğit gelür
Erlikteki ünü, sizden de yaman…”

“Gürleyen gök, çakan şimşek
Ve pusat hakkı için
Arı soydan ak süt emmiş
Öz avrat hakkı için
Cenge gökten doludizgin
Koşan at hakkı için…”

Suriye tarihi ile birlikte elbette ki, Belek Gazi’yi de birlikte
düşünürüm. Onun, Anadolu tarihinin seyri üzerindeki tesirleri o kadar
etkili olmuştur ki, ‘ismi sürekli hayırla yâd edilen bir büyük bahadır
olmuştur’

Belek Gazi’nin Palu’da, Ayşe Hatunla evliliği… Halep Meliki Rıdvan’ın
kızı Ferhunde Hatun ile evliliği… Harput’tan Halep’e uzanan kadim bir
yolunda, onun hayatındaki serüvenidir…
Belek Gazi’ye ithaf ettiğimiz mısralar;

HARPUT ANILINCA

İslâm âleminin vuslat şehriydin!
Gazi Belek’le Türklük sende taçlandı
Ahmet Yesevi’nin akan nehriydin!
Pir-i Türkistan’ı sende taçlandı!

HARPUT’TA ULU CAMİ DE…

Harput’ta, Ulucami’de divandayım
Anadolu’da, fethin dilindeyim
Meydanlarda, sancaklı ve tuğluyum
Canlarla, civanlarla huzurdayım.

ARTUK BEY DİYARI

Kayı Boyu, Artuk Bey diyarısın
Dokuz asrın fetih tılsımı sen de
Feryadı kopan çığ, birlik ruhuyla;
İmdi özümde buluştuğum şehir!

BELEK SENDEDİR

Kayabaşı, bütün sırlar sendedir
Kılıç çalıp tepen, Belek sendedir
Her dem dolup taşan öfke sendedir
Toprağın nabzında atan nal olur.

Anadolu toprağı Türk'e vatan
Bağrında cennet, gazi-eren yatan
Şehadettir, nur üstüne nur katan
Türbe, imaret insana hâl olur.

Kartal yuvası, bir peri masalı
Ulu Cami, Sarahatun tasalı
Camiden içeri adım basalı,
Duvarlar, sütunlar söze lâl olur.

Yesevi dergâhından göç eylemiş
Nice zaman mekân kurup söylemiş
Başını vermeyen şehit böylemiş
Harput, şanıyla tarihe mal olmuş.

HARPUT'TA ULU CAMİ

Harput Ulu Cami, bir ulu mabed
O mabed de, dokuz asrın düşleri
Mazisi kadar aydınlık izlerde
İz sürer yüreğim ardıç dalında
Bir ufuk şehir, gönlünde muhabbet
Takva üzre erenleri selam eder
Selâm üzre huzur bulur ervahı
Sıddıklar, Salihlerle aynı safta…
O muhterem hislerle dolu anlar
Kıyamda, rükûda, secdede başlar
İlahi huzura koşar ayaklar
Harput Ulu Cami de, seher vakti
Dokuz asrın misk kokulu amberi
Nazlı düşlere takılı kemerler
Ufkumda dağlar gibi sütunları

Yazarın Diğer Yazıları