Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Harput- Halep

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Harput, Halep, Bursa üçgeninde,
Ticaret kervanları yürürmüş…
Kapalı çarşıların ahenginde
Menzil, menzil zamanı dokurmuş
Belek Gazi'den Orhan Gazilere
Meydan meydan gaza dersi okurmuş
Sevdamdır, Harput'a mekân kurmuş!

HARPUT’TA KAYABAŞI’NA…

Bugün çıktım, Harput'a, Kayabaşı'na…
Taşın sırrını sordum erenlere!
Bahadırları toplarmış başına,
Gaza meydanında can verenlere,
Rahmet duası dökülürmüş taşına…

GÖZLERİM UFUKTA

Bugün yine yalnızım, tek başıma!
Gözlerim ufukta, gönül yaz diyor
Güneş uzanmış, ufka doğru yürür
Gölgelerin ufukta tebessümü,
Bir kocaman güne daha el sallar…
Güneş, Türkiye’nin üstünde yürür
Fırat, Tuna, Aras kadar sımsıcak…
Esen, gönül dünyamın ses rüzgârı
O rüzgâr o kadar nahif, zarafet,
Yükünü almış, şirince akıyor…
Ufukta, dolunay vakti yakın…

SEVDA NEDİR?

Sevda nedir, gönülden bağlanmaktır…
Gün gelir, için için ağlamaktır
Nehirler gibi coşup çağlamaktır
Gün gelir, acıları dağlamaktır
Hani, hakka el bağlayan o sevda?
Bak dinle, asırlar selâm veriyor
Sözü, kelâmını gönle seriyor.
Bu sevda, ‘bahar nişanına düşer!

ALGI

Nedir "algı" sorarım kendi kendime?
Doğrarlar doğruları, lime lime
Garip gurabe der,  bakma halime!
Şüphe, endişe duvarı örülür!
Ne dostu, yârı, ağyârı görülür
Heyhat ki, vicdan yerlere savrulur

AKABE BİATI

O anı düşün ve ruhuna indir
Esenlik veren ağacın altında;
İslâm boyasını, içine sindir
Resul’ün mübarek eli altında;
Fetih müjdesini kalplere indir
Mü’minler rıza-i nazar altında;
Akabe, ‘devlet olmaya’ zemindir
Hicretin, kardeşlik bağı altında

ALTAYLARDAN…

Altaylardan, Hazar'a yol alırım
O yolda, Satuk Buğra Han'ı dinler
Sazın teliyle titrer, dem alırım!
Hazar'da şairin coştuğu günler
Her çiçeğin, özünden bal alırım

ALPARSLAN'I OKURUM…

Bir büyük yüreği, sevdayı okurum
Malazgirt, bize en yakın zaferdir
Dualarım, o kahraman neferdir
Güneşin doğuşu, her sabah seferdir
Öyle bir sefer ki, âlemi kuşatır
Güneş gibi kuşatıcı olmak!
İşte asıl nefer, zafer, ona derim.

BAHAR ÇELENGİ

Hazar'dan köprüler kurdum, Türk illerine
Bir büyük sevda yürür, gönül dillerine
Şiirin efsunkâr nakışlı güllerine
Hiç solmayacak "bahar çelengi" yakışır

DOĞU TÜRKİSTAN

Yüreğimin bir yanı, Türkistan'da
Düşlerimde esir Türk İlleri;
Göktürkler, Uygurlar, Karahanlıları,
Yükselen medeniyetin izleri...
Yazısı, alfabesi var, Uygurun...
Matbaa baskısı cilt cilt kitapları...
Kaşgar, Turhan, Yarkent, Hoten, Altay'ı
Bayangolin, Tarbagatay, Kumul, Aksu...
Şehir kültürünün damarları…
Kutlug Bilge Kağan'dan Gök Bayrağa...
Sevdası, derin mi derin işlemiş
O sevda, Kürşat'la bayraklaşmış...
Ak alınlar, seher vaktinin yolcusu
Yolcusu biziz, Doğu Türkistan'ın
Hürriyet meşalesi yanana kadar

ELÂZIĞ’A

Türk Dünyası'nın, vuslat şehri oldun
Hasletin, eserine nişan düştü!
Sevgi pınarları sana yöneldi
Gönül dünyasına, hasret şehri oldun
Aksaçlı bilgeler sana yöneldi
Hikmet çağladı, nusret şehri oldun
Tevazu kanadına nişan düştü
İlmiyle maruf, mürşit şehri oldun

DOKTOR SADIK AHMET’E

Sadakat nedir? Ahmet’ime sorun
Adalet, hukuk istedi, Türk için
Dedeağaç, Gümülcine, İskeçe
Istırabında, kanayan yaranın!
Kalbinde hasreti, Türk Yurdunun
Alnı açık, adımları hak için
Hürriyet, insanı yaşatan ruh da…
Memleket isterim, gözleri aydın
Erdemli yolda yürürken de rahat
Ta ki, kahramanlar şahadet eder

TÜRK’E ADAVET OLMAZ

Tarihin her sayfasını oku!
Gör, kimin kime çektiği oku
Olanca yaşadığımız şoku!
"Türk'ün, Türk'e adaveti olmaz"
Öfkenin, kinin hırsın daveti olmaz!
"İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın"
Devleti olmayanın, ocağı olmaz!
Bu sevda, asla kuru sevda değil
Dinle. "EZAN SESİNİ" tâ yürekten
Hürriyetin kokusu hayat verir

GAZZELİ ÇOCUK

Ben Gazzeli çocuk, masum gözlerde
Şahadete uyanır, her sabahım
Sükûtun tevhid tuğralı sözlerde
Zulüm surlarını kuşatır ahım
Ahım yürür, top mermi üzerine
Anasız, babasız öksüz yarına
Şahadet, cennet kokulu karanfil
Ben Gazzeli çocuk, gönlüm seccade
Yarabbi, ahvalim sana amade

“ECDATLA BİRLİKTE”

Ecdatla birlikte olma günüdür
Tarihle destanlara uyanalım!
Malazgirt’te, Türk’ün zafer günüdür
Kocatepe’yi birlikte analım!
Vatan bize, “ebed-müddet” günüdür
Bedri, maziden atiye dönelim
Alparslan’la büyük ülkü günüdür
Bir hilal uğruna bayraklaşalım!
Kılıcın hakkını verme günüdür
Vatanı adaletle donatalım!
İkiliği, nifakı atma günüdür
Tek vatan olsun, derdine yanalım

KERKÜK’E…

Firavun ateş yakar, Kerkük’ümde
Fikir çilesidir, naçar yükümde
Fitne, fesat eli, iki yakamda;
Dar günüde yetişir mi Ankara?
Uzat elini Kerkük’e, Ankara!
Harput’tan Urfa’dan, hoyrat vadisi
Bir hilal uğruna çizer kavisi
Barışın güvercini gök mavisi
Uzat elini Kerkük’e, Ankara!

KERBELA

On Ekim altı yüz seksen tarihi
Zifiri karanlığın çöktüğü gün
Dünyanın bozulan, ‘eksen tarihi’
Muhammed’i kanını ‘döktüğü’ gün
Kırık kalplerle hep ansan tarihi
Güneşi menzilinden söktüğü gün
Asrın insafına çeksen tarihi
Şehadetin göğsüme aktığı gün

GASPIRALI’YA
(Akrostiş Şiir)

Gördüm seni, bir asır öncesinde
Ata Yurdun, Ana Yurdun sesinde
Sarsılmaz bir irade nefesinde
Parlayan bir yıldızsın fikirlerinde
Işık oldun, rehbersin eğitimde
Rüyalarımı süsler, hecesinde…
Âlimler sofrasında, nicesinde
Lirik bir ses, bir duygu, sefer gibi
İlkler, ilkelerle, dünyama ilham

ELÂZIĞ- BAKÜ

Elmas Yıldırım’dan, destanlar burcuna
Gala’dan Kale’ye selâm söyleriz
Fuzuli’den Fırat’a, “Su Kasidesi”
Hoyratlarla, mugamlarla kelâm ederiz
Büyük Hazar’dan gönül suyu taşır;
Küçük Hazar’da muhabbet ederiz
Bakü’de, Nuri Paşa’nın ruhuyla;
Elazığ’da şühedaya rahmet ederiz
Mehmet Emin Resulzade’nin yolunda;
“Yükselen Bayrağa selâm ederiz!”

ELMAS YILDIRIM’A

Gala’dan Gala’ya köprü kurmuşum
Her iki Gala, yüreğim, can evim
Vatan sevgisi, imanım demişim;
Tutuşturur tüm cihanı alevim!

GANİRE PAŞAYEVA’YA…

Kahramanlar gölgesi uzun olur
İkindi güneşine benzer yüzü
Göçleri yüreklerde hüzün olur
Vatan gibi sevdaya benzer gözü
Yıldızlar kayarsa gün hazin olur
Yesevi ırmağına benzer sözü

HAZRETİ MEVLANA’YA

Mevlana çağrısında Karakoçan
Anadolu’m, gönlünü sana açan,
Sevgide, barışta harman olalım!
Toprağında konca gül gibi açan
Çelebi duruşlu gülzar olalım
Okçular dokuz asrın müjdesinde;
Bir bahar dirilişinde olalım!

NEVRUZ ÇİÇEĞİNE…

Toprağa su, hayat yürüdü
Nevruz çiçeğine merhaba
Canlara hu, gayret yürüdü
Göçmen kuşlarına merhaba
Çalı-çırpı hayret yürüdü
Hayretim, imanım merhaba
Hilal, konak konak yürüdü
Vaktin çağrısına merhaba
Edep Yahu, yürek yürüdü
Yürek dolu dilek, merhaba

Yazarın Diğer Yazıları