Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Günün resmi (Dörtlükler)

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

ELÂZIĞ’A
Türk Dünyası'nın, vuslat şehri oldun
Hasletin, eserine nişan düştü!
Sevgi pınarları sana yöneldi
Gönül dünyasına, hasret şehri oldun
Aksaçlı bilgeler sana yöneldi
Hikmet çağladı, nusret şehri oldun
Tevazu kanadına nişan düştü
İlmiyle maruf, mürşit şehri oldun!

ZENGİNİN DÜNYASI…
Zenginin dünyası, maksadı, para!
Maksadı dışında, yönelmez zora!
Zora düşenlere uzanan bir el,
Şefkati, sevgi yağmurunda yıka!
Kıvılcım olsun elindeki çıra...
İmdat sirenleri düşmesin dara!

HAZARA RÜZGÂR OLDUN
Tanrı Dağlarından, Hazara rüzgâr oldun
Isık gölde tebessüm, gülzâr oldun
Fikrimle, zihnimle Türk illerinde;
Kanat çırpan bir rehber, izhâr oldun

BAHAR ÜŞÜDÜ
Çorak düştü toprak, bahar üşüdü!
Gözyaşım, bulutlara dokunmaz mı?
Yeşil, narin zarif, sevgilim gibi
Sevgi dolu, düşlerim okunmaz mı?
Dağlar, ulu pınarlarla serinlik
Rüzgâr olur yüreğime derinlik
Bulut bulut işmar edip konmaz mı?

YOL UZAR
Yol uzar, ben giderim garpdan şarka
Güneşin doğduğu yerde güzellik
Zülkarneyni'nin uzandığı yollar
O yollarda bakarım, dönen çarka
Uluğ Türkistan, ruhunda güzellik
Ata Yurdumdur, gönüllerde marka

BESMELEYLE
Besmeleyle, toprağa tohum eker
Bir tohum, kâinat dersine nazar
İlahi! Kabirden ruhumu çeker
Mahşer günü elemler, katar katar
Vebalimi nasıl alır da kantar
İnşallah, Rabbim rahmetiyle tartar
Bir tohumda, kâinat iksiri yatar

BESMELE
Kapı, kilit anahtarı besmele!
Sözü, irfan meclisinde bestele
Tebessüm, güneş gibi doğar yüze
İlaç gibi gelen sözü destele

BESMELESİZ HAYAT ŞER OLUR
Yetmiş iki millete bir gözle baktım
Besmelesiz hayat şer olur dedim
İman dolu kıvılcımı sözle yaktım
İtikatsız hayat zor olur dedim

Rağbetimiz aşk ile yanar bizim
Hayretimiz meşk ile döner bizim
Hasretimiz, şerha şerha kanar bizim
Ziyasız bir hayat nar olur dedim

AKSAÇLARIM
Aksaçlarım bize onur verir
Kâmil insan aksaçlıdır vesselâm
Vakarı her haliyle güven verir
Vakte, vaktin sahibine selâm

ÖMÜR
"İki günü eşit olan zararda
Kâmil insan ilmi ile kararda
Gece-gündüz bir ahenkle içiçe
Ömür ehl-i hâl olana yararda

SORGULA
Sorgu sual ederim her halime
Sarf-ı nazar ederim dilime
Deryalara dalabilsem hikmetin
Selâm sırrıyla maruf her âlime

BİR ÖMÜR BOYU
Evimin yolunda bir ömür boyu
Huzuru yudumlayarak yürüdüm
Söz orucumu, akdimi bozmadım
Yüreğim titrer, bir hoş sedaya
Dünya fani, hayatım kısa, hasretim;
Gözyaşıyla dolu dolu yürüdüm

VEFA
Vefa, garip kuşum, gönül bayrağım
Edebimle, o bayrağı taşırım…
Feryadımla inler, canım toprağım!
Aşk içre yanar, imanım taşırım…

VEFA
Vefa, sadece bir semtin adı mı?
Vefayla sefa bulur, hoşnut olur
Vefa, dertlere devanın adı mı?
Vefayla, dünyanın cefası kut olur

VEFALI DOST ARARIM
Vefalı dost ararım, göreniniz!
Var mı, demeye gelmiyor ki, dilim
Huzura yol tararım, bileniniz!
Nefreti sermişler, bilmem kaç dilim

ERİR ZAMAN
Gaybı bilemem, ne gösterir zaman
Ömür, bir sabun gibi, ‘erir aman’
Niyet et yarına, gayret ederek
Gayretine, ‘hayırla yürür’ insan

YÜRÜR YOLU
Harput’ta gül bahçesine girenler
Şehitler, sadıklar, Sıddıklar yolu
Hayatı cennet misali yoranlar
Tarikat, marifet, hakikat yolu
Ehli kâmil insan sırrı soranlar
Âlimin ışığında yürür yolu

YEŞİLE BOYAR MISIN?
Yeşile boyar mısın dağlarımı?
Dört yana sürgün veren dallarımı
Gaye, ufuk diyerek yürünmeli
Nesiller koparmasın bağlarımı
Kızıl düşler sarmasın bağlarımı

HARPUT'TA ANKUZU BABA
Bir Vel, bir şehit, fütüvvet ereni
Harput'ta, Ankuzu Tepesi'nde
Atının nal izi toprağa akmış
Kanıyla asırları şahit tutmuş
"İnna fetahne leke fethen mübinen"
Ayetine mazhar olmuş bir Veli
Şehadetiyle asrın Alpereni
Selâm Allah'ın veli kullarına

YÜREĞİMLE
Hoyratla, dağlar, vadiler aşarım
Fırat misali bereket taşırım
Vatan imandır, aşktır, yürektir
Yüreğimle coşa coşa yaşarım

Yazarın Diğer Yazıları