Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Gönülden damlalar

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

ÇİÇEĞİN DİLİ

Çiçek bir niyet, bir bağ, bir eda mı?
Yürekten gelen sevginin dili mi?
Şiirin diliyle âleme baktım
Çiçeği tutan eller kadar narin
Zarif bir sedayla dönmede âlem,
O sırra niyetle yazmada kalem

NİYE İKİLİK

İnancım, "bir ol, diri ol, iri ol “der
Birlikte rahmet esintisi, hay der
Niye ikilik, ayrılık, şaşarım
Kabında durmaz fitne, taşarım der

BU GEMİ

Bu gemi nereye doğru yol alır?
Rotası belli mi, sular kabardı!
Öfke artık dağlara mı yüklenir?
Çetin günler, sabır taşına çarpar!
Çarpar da, kalbin dayanır mı zora...

İKİ RENK

İki renk var; bahar rengi, güz rengi…
Her ikisinde de toprak kokusu
Bahar dalında renk renk çiçek açar
Güz rüzgârı sert, meyvesini döker

ÇİLEYE YÜRÜR

Fuzuli, fazladan, gereksiz söz gibi
Dokunur nefsine frengi gibi
‘Fazıl insan’ olmaya çile ister
Çile yürür sanki ‘gam kervanı’ gibi

LALE, GÜL VE HİLAL

Lâle, gül, hilâl ismi celil olur!
Nakşeder manasıyla delil olur
Lâle, gül, hilâl uhrevi bir dekor;
Gönlüne düşen ilham, hâlil olur

DELİ GÖNÜL

Deli gönül, uslanmaz adavetten
Hüner gibi beslenir, şekavetten
Ayrılmaz, nefsin verdiği davetten
Sarhoş gelmiş âleme nahoş gider
Mazlum çığlığı yürek yakar gider

BİR BİLSEK

Kıymetini bilmezsin sağlığında,
Gözyaşı dökersin ölümünde!
Şu garip dünyanın garip cilvesi
Bilmem nedir, bizlere halveti?
Bir bilsek; kâmil insan soluğu

ŞU KISA ÖMÜRDE

Şu kısa ömürde, kimler geldi, geçti
Yürekli bahadırlar, geldi, geçti
Geldiler, iz bırakıp, dokunup geçti!
Nice yıldızlar kaydı, sükûtum hicranda
Binlerce, sessiz çığlık gelip geçti!

SÖZÜNDE DÜRÜST OLMAYAN

"Türk Milleti, Çalışkandır, Zekidir"
Doğru sözün emaneti nerede?
Diyebilmeli, "sözün yüz akıdır"
Sözünde dürüst olmayan şakidir!

DÜNYA ÜÇ GÜNDÜR

Dünya “üç gündür” demişler, dün geçti
Hâli yaşar, hâlden kapılar açar
Yarınlar, güz yağmurları misali,
Ufkumda nice dolunaylar geçti.

CAHİL

Cahil, cahilce fikir beyan eder
Yüzyılın cinnetinde yüzer hâlâ
Kur’an düşünmeye davet eder
İhlassız, marifetsiz gezer hâlâ
Uyan, gelecek, hakkın nazarında;
Garibim sağa sola tozar hâlâ

KÖPRÜ OL

Maziden atiye, köprü kuralım
Hâl ile ahvalimizi soralım
Geçmişten dersler, nasihattir bize
‘Erdemli insan,’ en büyük moralim

BUGÜN PAZARTESİ

Bugün Pazartesi, haftanın başı
Güne, bir büyük ideali taşı
Selâma, kelâma sevgi mührünle,
Sürgün versin gönüllerdeki aşı…

DOKUNSUN

Sözü içten söyle, kalbe dokunsun
Mısralar, bir kilim gibi dokunsun
Aşkın, Ferhat'ça dağlara dokunsun
Fütüvvet dilini, âlem okusun

DAĞLAR

Dağlar, Hakkı sena eder, dönersin
Nehirler, gözyaşın olur, dökülür
Sen, yücelikleri seçmiş bir ersin
Çığlar ki,  zirvelerinden sökülür
Gözlerim, ufuklarında gezinir

KIBRIS'A

Kıbrıs, Akdeniz'de: saklı kal ‘em
Türk'e diş bilemekte bütün âlem
Kıbrıs'a dokunan, dokunur belâm
Vatanım, kalbimin şurasındasın!

MODA KAVRAMI

Gelenekler yıkılıyor…
Örfler,  ayaklar altında…
Atalardan bizlere kalan miras!
Asli değerlerinden birer birer kopmakta…
O temel taşlar yerlerinden oynamakta…
Kalbimin ritmi bozuluyor!
Uykularım kaçıyor…
Soğuk terler döküyorum(!)
Ne oluyor diye haykırasım geliyor

TERÖRE KARŞI

Teröre karşı tek kale, sağduyu…
Hilal nakışlı cengâverin huyu
Türk’ün, nefse galebe çalan huyu
Yesevi Ocağında, ‘hikmet dersi’
Bir yanı edep, bir yanı tevazuu

HAYATIN KENDİSİ

Hayatın kendisinde, ibadet
Kötülüklerden ırak olmak, saadet
Sanma; namaz, zekât sadece adet!
Her iki cihana eşsiz anahtar!
"AKIBET HAYIR, İSTİKÂMET HAYIR"

TÜRKÜLERİN EN ÂLÂSI

Türkiye'm, türkülerin en âlâsı
Türkü söyler, Türk'ün yiğit balası
Harput'tur, türkülerimin Kalas’ı
"Yüksek ayvanlarında, bülbül sesi"
Dinle gel, mest eder günün molası

ŞİİRİN BAŞKENTİ

Şiirin Başkenti, Harput’tan selâm
Bizdedir en içli, en güzel kelâm
Şiir akşamları, düğündür bizde
Hediyesi, özündedir vesselâm
Gönül gözüyle, "esselâm" der şair!
Şair ördüğü mısralarda, mahir

SPOR

Spor, kâh sükûttur, kâh sadakat
Var mı, yüreğinizde bir adak?
Bir akıl, bir yürek olursa ancak!
Şehrin ocağı, onunla tütecek
El ve gönül birliğinde;  tek/bir ses!
O seda da, "bordo-beyaz" diyecek
Bir olursa, " bu bayrak yükselecek"
Gelecek, bizimdir ancak diyecek

ŞUARA MECLİSİ

Şuara meclisinde geçti ömür
Bir olur mu hiç elmas ile kömür
Ufuklardadır, şuaranın sözü
Hikmet dersi, insanı eder mamur

CENNETİN KAPILARI

Cennet kapıları, bu dünyada açılır
Bir affeden ol, nefsinle cihadın olsun
Sadece, Allah'a güven, Allah'a sığın
Zikir, ilim, marifet yolunu kendine seç
Veren el ol. Ömür Yolu, sırat-ı müstakim
Salat zırhıyla her daim kuşan
Arafat’ta, bir yüreğin duada kalsın
Reyyan Kapısında, susuzluğun gidersin,
Dünyada saklı, baki âlemin azığı

DOLDUR KAHVEYİ

"Bir kahvenin kırk yıl hatırı olurmuş!"
Sohbetin deminde doldur kahveyi
Dost hatırıyla izzet bulurmuş
Muhabbet tadında doldur kahveyi

Yazarın Diğer Yazıları