Göç zordur ve hele gurbet daha zordur. Gurbette, hasret sancıdır.
Göçü anlatmak, o kadar zor ki; ifadeleri bile insanı yoruyor.
GÖÇLER
Beni korkutur, ilim irfan göçü
Budanır şehrimde, nice çınarlar
Çorak gönüllerin aldığı öcü
Gözyaşıyla için için yanarlar
Ağla şehrim, bahtı karalar gitsin
Bedri çağlasın yeniden pınarlar
GÖÇ ETMİŞ
Göç etmiş, şehrimin rengi, boyası
Tutmaz oldu artık eski mayası!
Dost yüzler ararım; sevgi, aşk dolu
Çekerim, içime gelmez havası
Sanki kalmamış şehrin davası!
Çekilmez çilesi, dört yanı zehir dolu
GÖÇ ETTİ
Göç etti bu şehrin harsı yıllar boyu
Güç gitti, derman kalmadı renkler koyu
Bir ah çekti, bin vah işitti derinden;
Taşlar oynadı birer birer yerinden
Viran olan beldeye baykuşlar konmuş!
Yüreğimin ışığı şamdanlar sönmüş
GÖÇ MEVSİMİ
Göç mevsimidir, gökyüzü bir âlem
Bize de gelir, derinden bir selâm!
Edelim muhabbetle dolu kelâm
Sevda yağmurunda sözcükler uçsun
GÖÇ VARDIR EFENDİM
Bu dünya fani, cüretkâr bilmez ki
Kanayan vicdana efkârlanmaz ki
Göç vardır efendim, ayrılık yaman;
Ayrılıktan ders alır, dertlenmez ki
BİRLİKTE GÖÇ ETTİLER
Anam, “bizimle geldi o leylekler,
Evin çatısına yuva kurdular”
Onlar da, biz de; göç zamanı bekler!
Kim bilir, kimler, ne için durdular!
Taş konaklar, nice gizemler saklar!
Ne anam var, ne babam, ne leylekler;
Göçtüler, ah yetim kaldı konaklar
Hüzün kokan duvarları kim bekler?
HASRET DOLU ŞANCI
Özlem hasret içimizdeki yangın
Gariplere o yangın serinlik verir
Kanat çırpar, deryalar kadar engin
Hasret dolu sancı serinlik verir.
GÖÇ VAKTİ
Göç vakti yaklaştı!
Saçımdaki bütün teller aklaştı
Çığlıklar giderek sıklaştı
Zaman, ihtiyar halime inatlaştı
Hastalık kâh dizden, kâh baştan vurdu
Dert ile sabrın amansız yarışı
Dünyayla barışı/ kıyameti, koptu kopacak!
GÖÇER GİDER
Elâzığ, sabırla yol alan gemi
Gemiyi terk edenler, kaçar gider
Beyin göçü eyvah! Şehrin erdemi,
Gönlünü gurbet ile açar gider
Gurbet yolunda, ey gönül sende mi?
Gözyaşları sel olur, naçar gider
Sıla-i rahmi unuttun he mi?
Bu çileyle ahire göçer gider
HİSLENİRİZ
Dün kanatlandı, uçtu elimizden
Beş vaktin hürmetine hisleniriz
Gözyaşı döker dua dilimizden
Gönül bu, sevda ne der hisleniriz
Zaman, her nefes alıp verişimiz
Niyet, hatırla yâd edişimiz
Vuslat, baki âleme varışımız
Sabır, tebessüm eder, hisleniriz
GURBET
Gurbetin kanayan yarasıyım ben
Bir garip çilenin darasıyım ben
Düştün mü gurbete, derin kuyuya;
Gurbette sılanın sızısıyım ben
Gurbeti içinde yaşayan bilir
Bir büyük çileyi taşıyan bilir
Dağ, taş kanat çırpan aşiyan bilir
Gurbette sılanın şarkısıyım ben
GURBET DOLU SANCI
Gurbet dolu sancı,
İçim yorgun be hancı
Gözlerim sürgün bakar
Yürek ağlar, vatan sızlar
Vatan ağlar, yürek sızlar
Yüreğim vatan çarpar
HASRET
Hasretini çektiğim günler acı!
Ayrılık acı lokma gibi geldi...
Sabır çilesine sükût utacı
Rüzgâr sanki bütün yükümü aldı
Elbet silinmez gözyaşı utancı
Telkin mi, teskin mi ilacın adı
Kavuşmak için biraz daha sabır