Gelin dostlar, Hazar'da buluşalım
Hazar'da, bir mavi sevdaya yürür
Son baharın, gül kokulu tadında
Sözler, deruni sözler kanat çırpar
Çırpınır Karadeniz, Akdeniz'i...
Bir rüzgâr, alır götürür cihana...
Sözler, damar damar sanata yürür
GÖRMEZ MİSİN?
Tarihin ışığında, sırları çözdüm
Ey merhametsiz insan, görmez misin?
Türkistan diye bir deryayı gezdim!
Derya da bir damlayı görmez misin?
GAZETECİ
Gazeteci, kâlem, kelâm, sohbet ehli!
Aydın hareketinin odağında!
Zihni, fikri, edebi yolculuk
Eleştirel düşüncenin çarmıhında!
Titreyen vicdanlara ses olur
Ekin tarlasının başındadır
Canhıraş bir yürekler tohumu atar
İbret tohumudur, ders tohumudur!
Gazeteci, asrın vakanüvisi
Taliminde gün be gün haberinin
Haber, yüreğimin albenisi
Ses getirir, haberin debisi!
Hafızalara kazınır boyası!
Haber hamalıdır, gazeteci…
Kamu ile sivil arasında köprü;
Tarih o köprülerde yazılır.
AHİRİ YÜKÜNDE TAŞIRSIN
Sorarlar, ‘yükünde ne var’ Ey Yolcu!
Her zaman çul ve çaput mu taşırsın,
Nefsin tuzaklarında mı yaşarsın?
Fenadan Bekâya her insan yolcu
Bil ki, ahiri yükünde taşırsın…
Gururla yükselir mi göğe başlar?
“Cehennem ateşi, insan ve taşlar
KAHRAMANLAR
Kahramanlar, hakka vuslatı bilir
Bâki âleme hasreti de bilir
Korkmaz zalimden, boyun eğmez zulme!
Deryada damla olmayı da bilir
Tevazu kanatlanır, Kaf Dağı’na,
Atlanır, zatıyla gönül bağına!
Yıldırımlar düşer küfrün ağına
Kahramanlar, aşkla sevdaya yürür
O sevda, vatanımdır, imanımdır hey!
AHİ EVRAN
Biz Ahi Evranlıyız, Ocaklıyız!
Ta, Türk Yurdu Horasan’dan yolumuz…
Kök salmış gönüllere, bucaklıyız
Çarşı, pazarda ahlaktır yolumuz!
Ahilik der, ‘kardeş kardeşe yar olur’
Birlikte her yer, bahar; gülzar olur
Huzuru adımlar, bahtiyar olur!
MÜ’MİN NAZARIYLA
Mü'min, nazarıyla uzağı görür
İlmi ferasetle tuzağı görür
Gören gözlerin, edeptir adımı;
Adımlar, pusudaki ağı görür
BAKMA YÜZÜME
Bakma yüzüme beni göremezsin
Yüreğimdeki ışık âlemi yakar
Sevgi yüzde değil, içte okunur
Aşk, rahmet olur, bulut bulut akar
SELÂM VERİN
Gün doğumunda, güne selâm verin
Gülen yüzlerle selâmete erin
Huzuru aşk ile sükûtla koru
Sabırla nefesleri gönle serin
SİHİRLİ BİR GÜN GİBİ
Sihirli bir gün gibi geldi, geçti
Nice umutlar toprağa döküldü
Bahar, soğuk rüzgârı aldı, geçti
Don düştü, sımsıcak düşlerime
Aman! Dizlerimin bağı çözüldü!
TOHUMU ATMA ZAMANI
Toprağa tohumu atma zamanı
Dua, yakarış, yürekte imanı
Bırakma elinden sakın insafı
Tohumun toprağa düştüğü anı,
Hidayete ersin, akıl izanı
ZANDA BİR YALANDIR
Yalana sarılı onca ifade
Sözünü, zan üzerinde gezdirir
Kul hakkı, nasıl iştahla yenirmiş!
Boğazında düğüm düğüm ziyade...
Kim bilir, hangi zalime amade?
ACISINA DOKUNARAK...
Acısına dokunarak yaşamak
Nasıl bir his, emektir bilir misin?
Çığlığına dayanılmaz dünya da,
Asıl, hayat raylarını döşemek!
Sular gibi mecrasında akmak...
Gönüllerde o kıvılcımı yakmak!
SÖZ VERMİŞTİN
Hani söz vermiştin bir dost diliyle
Sonbahar sıcaklığı kadar yakın
O hisler, buz mu tuttu gözlerinde?
Selâm göndermiştim gönül eliyle