GECE VE GÜNDÜZ
Gece ve gündüz; ışık ve karanlık
Gün ışırken ve batarken bir anlık
Tefekkürle sırrına ermek ister
Kâinat dersi bizlere yârenlik
GECELER
Geceler, uyku nöbeti tutulur
Ah, zaman soluk soluğa yutulur
Yıldızlar yürür, karanlığa doğru
Düşlerim ışık seline katılır
Düşler gecenin haremine düşer
GECELER YORGANDIR
Geceler yorgandır, uykuya rahmet!
Gündüzler sürgündür, dertlere zahmet!
Yaşam iksirinde; gece ve gündüz!
Varlığı içinde nimete hamt et
GECELER
Geceler de olsa, gönül ışıldar
Rüyalarda yükseliriz biz hala
Gece yorgan serilir üstümüze;
Düşlerde konarız biz daldan dala!
GECELER
Geceler, sessizliğin mor alevi
Heceler, kalbin ritminde durulur
Işığı mum kimindir, gönül evi
Zamana bir saat gibi kurulur
Niceler safta, huzura durulur
GECE
Gece sessiz çığlığın girdabında
Ölüm uykusunda sanki kâinat
Aklım, iradem bir şuur kabında,
Hikmeti saklar, zamaneye inat!
Geceler, sabrın dolunayı gibi
Ruhuna ışınlı bir mehtap doğar
GECELER
Geceler, geceler bana sığınak
Sessizlik, ah ölüm çöken sessizlik
Fikir, geceleri boğan sağanak!
Akıl, şu koca bedene barınak!
GECESİNDE
Gecesinde rahmet sağanağı var
Gündüzünde hikmet dayanağı var
Bin bir mana ötesinde derinlik;
Gönüllerde hizmet barınağı var
GECENİN YARISI
Gecenin yarısı, ‘uyku nöbette’
Bekler sancılarım, fikir kıvamda
Gün doğmuş, gün batmış; hesapta değil
Bir deruni tefekkür ikliminde
Gecenin yarısı, sessiz bir nağme!
Ey hislerim var git, gönlüme değme
Sükûtumu ne talan et, ne yağma!
Vuslata ersin dilerim yollarım…
GECE
Gece karanlık, kendimle başbaşa!
Ne feryadını, çığlığını duyan,
Ölümlü dünya, koşa koşa gelir!
Cakan kime pervasızca söyle?
Bir yudum su, nefes nefese kaldım!
GECEYLE GÜNDÜZ
Gece gündüze, gündüz geceye sarılır
Hayata örtüdür gece, ruhun sükûtu
Ayın hilal nakışından dolunay süzülür
Süzülür ruhumdan sanki kalbimin maketi
GECELER
Geceler örtü, üstümüze yorgan
Işıktan kaçar hep, geceler yorgun!
Uykudur bedene bir tatlı efkâr
Gece ve gündüz birbirine yangın!
GECENİN YARISI
(Malazgirt Hatırasına)
Gecenin yarısı, mor karanlıklar
Üzerinde yürür mü hayallerim
Malazgirt’te başlar hayranlıklar
Gönül tuğlarını tutar ellerim
Malazgirt, dokuz asrın düşlerinde
Bir hilal gibi düşer kaşlarında
Olursa iman eri başlarında
Üç kıtaya sürgün verir dallarım
Seferimiz, ahir zamana kadar
Şehadetler dinin temeli kadar
Kutsi havaları tadacak kadar
Âmin der hep bir ağızdan dillerim
Kalbin ritminde ruhunu besleyen
Tekbirlerle varlığını süsleyen
Merhamet ufuklarına yaslayan
Dost kapısını bezeyen güllerim
Gecenin yarısı sessiz bir nağme
Ey hislerim var git, gönlüme değme
Sükûtumu ne talan et ne yağma
Vuslata ersin dilerim yollarım
GECENİN YARISI
Gecenin yarısı, sessizlik sarmış
Issız bir vaktin girdabında yüzer
Kulaç atar, idrakim karanlığa
Karanlıklar yorgan vermiş, düş vermiş
Heyhat! İdrakim, karanlığı süzer
GECE YORGANDIR
Gece yorgandır, yorgunluğun üstüne
Sükûtun sessiz çığlığı üstüne
Seher vakti, bülbülün şakıması
Gönül teli titreşir ezan üstüne
GECE VE GÜNDÜZ
Gece ve Gündüz, siyah ve beyaz,
Bir saç örgüsü, birbirine sarılmış…
Siyah ve beyaz, iki ayrı ten,
Yeryüzüne karılmış…
Beyaz gelinlik duvak,
Siyah yasta, gündüze darılmış!
Gece niyazda yıldızlar,
Nar taneleri, tesbih tesbih serilmiş!
Gece yorgunluğa örtü!
Sükûta, yorgan yorgan erilmiş!
Gece, yarasalar sağırlığında
Sessizlik çığlığa kırılmış!
Gece, hasret kokar
Hicran yayı, yıldız yıldız gerilmiş!
Geceler ağlar, hüzün yağmurunda
Kırağı kokusu, mehtaba vurulmuş!
Geceler, ervahın kabir hali
Gündüze, giz giz dürülmüş!
Gece hayalinde, gündüzün…
Gündüz; gecenin rahminde yaşarmış!
Tan vakti, bir sırat gibi
İçimizde, Bezm-i Eleste durulmuş!