Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Elazığ benim için!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bizler genellikle bu sütunlardan çıkan yazılarımızı sosyal medyada paylaşırız. Gönül dostlarımızın eleştirel bakışları öyle olur ki, yazılarımızın akışkanlığını daha da güçlü kılar. 

Şunu da, altını özenle çizerek ifade etmeliyim, bizler “Sosyal Medyayı kadim dostlarımızla genelde bir atölye çalışması gibi kullanmaya çalışırız…” 

15 Ağustos 2025 tarihli Hâkimiyet Gazetesi’nde, “Şiir Akşamı Olunca”  dörtlüklerimizden ilkini, Atatürk Yüksek Kurumu Başkanlığını da büyük bir başarıyla yürüten Prof. Dr. Sadık Kemal Tural Hocamıza ithaf etmiştik. O dörtlük şöyle; 
Sadık Kemal Tural’a…)

“Şiir olmasa dünya çöl olurdu”
Hikmet yıkamasa gök kül olurdu
Şiir aşktan doğar, ruhu yükseltir
Aşktan uzaklaşsa arz zül olurdu”

“ŞİİR AKŞAMI OLUNCA…” yazımıza Prof. Dr. Sadık Kemal Tural Hoca’dan, internet adresimize/ ve Sayın Hocamızın grubuna gönderdiği iletide şu nazik ifadeleri kullanıyorlardı;

“EY  bu iletiye vakit ayıranlar

ELAZIĞ  benim için,   Büyük Hazar'a Selam götürmek üzere  Küçük Hazar'da  serinleyip Hazar Baba Dağı'ndan Harput'u selamlayan turnaların  âşık olduğu şehirdir.

ELAZIĞ benim için,  Encümen kararıyla 30 yıla yakındır "fahrî hemşehrilik"  beratı  aldığım şehirdir. 

Elazığ   benim için     Harput Âhengi ‘nde  bir dünyanın kapısını aralayan   Fikret Memişoğlu'nun; her nazmında  ruhlardaki ata ruhlarını dinleyebilme frekansını açan  Gencosmanoğlu Niyazi Bey'in;  gençlik ümit ve öfkelerimizi paylaştığımız  Çarsancaklı Avni Bey'in   ve içimde en az bin fotoğraflık bir albümden oluşan edep, samimiyet, vatanseverlik ile yunmuş isimlerin  memleketidir. Elazığ benim için, üç mahalli gazete üç edebiyat dergisi yayınlamayı ısrarla sürdüren,  bu konuda taşraya   örnek olan çoban ateşleri diyarıdır. Her türlü fitneyi, tefrikayı yaşatmamayı başaran, bilimle kucaklaştığını görenlerin hayran kaldığı Balak Gazi emaneti   mübarek  ve mütevazı toprakları selamlamayan yelin de soyu kurusun, dilin de.
ELAZIĞ benim için  Harput'u, Ağın'ı Palu'su, Pertek'i  ve Sivrice’si ile gönül coğrafyamdır.

ELAZIĞ  benim için,  şiir gibi yaşayan, şiiri yaşayan çayda çıralarda beden iklimine nazımlarda ve ezgilerde ruh iklimine dokunuşlarıyla şiir-kenttir;  ELAZIĞ  vicdan sahipleri için  HAZAR ŞİİR AKŞAMLARI     ile  Türk Dünyasının şairlerini ağırlamakla ününü ün katan  toplantılar sebebiyle şiirin başkentidir.  

VE Elazığ  yalnız benim değil sesini  ulaştırdıklarının da kabul ettiği üzere  ELAZIĞ'ın mânevî valisi, ebedî-fahrî şehremini, şair ve yazarlarında yaşadığı şehirdir.

İnsan Rab ile kuracağı sözleri güzel söylemelidir; Rabb’e, insana anlatmak ihtiyacı duyduğu sevincini, üzüntüsünü beklentilerini  şiirimsi, şiirsi, şiirli  ifadeye taşımalı... DUA, ŞİİR, MÛSIKİ  ve edepli, ehliyetli ve liyakatli ÖĞRETMEN'İ  azalan toplumlar, çılgınlıklarla boğuşur. 

Her biri kendisine özgülük taşıyan,   arıtarak benzeştirme iklimi olan  bu  dörtlünün Boz Atlı Hızır'ı saydığım ŞİİR'in hikmetine dikkat çeken Bedreddin Bey'i  de, sizleri  de saygı, sevgi ve iyi dileklerimle selamlıyorum.

Sadık   K.   TURAL   

Eğitimci-Yazar Lütfi Parlar Beyefendi… Bizler kendilerine son yıllarda kaleme aldıkları romanlarla kalbi alkışlarımızı göndermeyi de bir borç biliyoruz.
Prof. Dr. Sadık Kemal Tural Hocamız/ Üstadımız, Lütfi Parlar ’ın kendilerine gönderdikleri şu iletiyi paylaşıyorlardı;

DEĞERLİ DOSTLARIMIZ

OTUZ YIL ÖNCE  BİR GRUP İÇİNDE BENİ YAKALAYIP SORULARIYLA SINAVDAN GEÇİREN (bkz. Sorulara Cevaplar-II-)  meslektaşımız, romancı, gazeteci Lütfü Parlak Bey'in,  Bedreddin Bey'e gönderdiğim "ELAZIĞ BENİM İÇİN..." cümlelerinden oluşan yazıma yoldaşlık eden güzel bir çığlık atmış... Sağ olsun, var olsun.

Sizlere İLETMEKTEN mutlu oluyorum. Saygı ve sevgilerimle//Sadık Kemal Tural

“Fahri Hemşerimiz, Kıymetli hocamız Sadık Bey, şehrimizi metheder de biz durur muyuz?  Çünkü Harput, aziz bir beldenin adıdır. Yanı başında akıp giden Fırat Nehrinin bir ucu, Cennete çıkarmış. Onun için ülkemize “cennet vatan” denmiştir.
Harput güven altındadır: Çünkü şehrimizi koruyan üç veli vardır. Üçü de pusuya yatmış düşman beklemektedir: 1-Anguzu baba 2-Üryan Baba 3-Fatih Ahmet Baba… Aynı kervana katılan ve teröristlere geçit vermeyen Fethi Sekin de bir başka uçta nöbete çıkmış. 
Harputlu vatanperverdir: Çünkü 1084’te Türk’ün eline geçen bu topraklar, bir daha elimizden çıkmamış ve buraya düşman çizmesi (Allah’a şükür) bir daha değmemiştir. 

Harput, erenlerin memleketidir: Çünkü 40 yıl Doğu Anadolu’yu işgal eden Moskof kumandana; “Neden Harput’u işgal etmiyorsun” dendiğinde; “Önüme çıkan yeşil bir el, oraya gitmeme engel oldu” diye cevap vermiş. Yani burada yatan manevi velilerimizin manevi kalkanı, (Allah’a şükür) bizi korumaktadır.

Harputlu hayır severdir: Çünkü Sarahatun Camiinin zekât penceresi, en güzel örnektir: Sabah namazına erken gelen zenginler, kişi başına düşen fitre miktarını koydukları keseleri, kimseye göstermeden oradaki küpe atarmış. İhtiyaç sahipleri de namazdan geç çıkarken aile fert sayısınca keseyi alıp gidermiş. Ne veren belli olurmuş ne alan.

Harputlunun aile ocağı kutsaldır: Çünkü büyüklere hürmet, küçüklere şefkat, düşkünlere merhamet üzerine kurulmuştur. 
Harput’lu birdir, beraberdir: Ayrısı gayrısı yoktur. Çünkü Balak Gazinin memleketinde adaleti, âlimlerin sağlarmış, kardeşliği halk iftar yemeklerini paylaşarak gösterirmiş. Dostu sevindirmek, düşmanı korkutmak için “halay çekerek” meydanlara inermiş... Mumları yakarak karanlıkları aydınlatırmış.

Harputlunun duası makbuldür. Çünkü şehrin üst tarafındaki EJDERHA TAŞI, bunun en güzel örneğidir. Yavrusuyla Harputluya zarar vermek için geldiğinde Harputlu âlimlerin duasıyla taş kesmiş… 
Onun için Harputlu riyakâr değildir: Bir Kuran’ı öpüp başına koyar bir ekmeği… 
Onun için Harputlu gururludur: Yazın yiyeceğini sakladığı BUZLUK MAĞARA’sına gittiğinde oraya bırakılan başkalarının yağına, peynirine el uzatmaz. Hüküm süren kıtlığa rağmen akşam olunca sahibi gelip malını eksiksiz alıp gidermiş. 
Onun için diyoruz ki vatanın bütün illeri güzeldir amma GAKKOŞLAR diyarı başkadır. 

Selam ve saygılarımla…

“ELAZIĞ’A” yazdığımız bir şiirimizde şöyle deriz;
Elâzığ, gönlümüzün vuslat şehri
Gazi Caddesinde erdemli yüzler
Tevazu kanadıyla, haslet şehri
Gayreti, ufuk ötesini gözler
Omuzlar, ağır yükü; sıklet şehri
Kırık kalpleri ihya eden sözler
Fırat’ın can damarı, hoyrat şehri
Gurbette feryat, gönül seni ister
Sanırsın vatanımın serhat şehri
Her karışının derdi ile sızlar
Gönül Coğrafyamın derdiyle sızlar 
Canlar der ki, Elazığ; Ferhat Şehri 
Sevdasını gözyaşlarına gizler

Sadık Kemal Tural Hocamıza her zaman için müteşekkiriz. Bizlerden, daha ziyade bir Harput’lu… Yüreğiyle Elâzığ çarpan günümüzün, “Bilge Şahsiyeti…” ve de, “Dede Korkut’u…”

Sosyal Medyayı, bir ilim zemini haline dönüştüren mükemmel şahsiyet… Elâzığ Şehrinin Roman Yazarı olarak bilinen, eğitimci Lütfi Parlar ‘ın, “Harput tanıtımında bir roman havası kadar şiir kokan berraklık hissiyatı…” Ey güzel Şehir, tebessüm eden yüzünle gönül dostlarımıza bir daha merhaba diyoruz. Selam ve Muhabbetle…

 

Yazarın Diğer Yazıları