Acaba diyorsunuz, “Dinlerini parçalayanlar” olur mu?
Evet! Bu konuda Kur’an bizleri ikaz ediyor; “muhakkak ki dinlerini
parçalayıp fırka fırka olanlar yok mu? (Sen) hiçbir hususta onlardan
değilsin! Onların işi ancak Allah’a aittir; Sonra (O) ne yapmakta
olduklarını (tek tek) onlara haber verecektir”(En’am, 159)
Hadis, “İsrailoğulları yetmiş iki fırkaya ayrılmıştır. Benim ümmetim
de yakında yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Birisi hariç, hepsi
ateştedir.” (Orada bulunanlar:) “Ya Resülullah! O hangisidir?”
dediler.
Buyurdular ki, “Ben ve ashabımın yolunda olanlar (Ehli sünnet ve’l cemaat)tir.”
Enfal Suresi 46.ncı ayette şöyle buyrulur; “Allah’a ve Resulüne itaat
edin; birbirinizle çekişmeyin; Sonra içinize korku düşer de (size
heybet veren) rüzgârınız (kuvvetiniz) gider; O halde sabredin!
Şüphesiz ki Allah sabredenlerle beraberdir.”
İnancımız ne diyor, “İyilik ve takva üzerine yarışın…”
Nefsinizi ve hevesinizi bırakınız… O size ‘kötülükleri emreder!”
Hadis, “Ben sizin aranızda iki emanet bırakıyorum; onlara sarıldığınız
sürece benden sonra
Asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah’ın kitabı ve benim itretim
Ehl-i Beyti’mdir. Bu ikisi Kevser Havuzu üzerinde bana tekrar
dönünceye kadar birbirinden ayrılmazlar. Bakın görün benden sonra
onlara nasıl davranacaksınız?”
Hadis, “Benim ashabım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız
hidayeti bulursunuz”
Her zaman olduğu gibi, asrımızda da; “her türlü fitneden…” sakınacağız!
Birlikte, “rahmet…” olduğunu daha gür bir sesle haykıracağız!
HARAMLAR!
Haram sözlükte, “ Helal olmayan, İslamiyet’çe ve dinen nehyedilen
şeyler ve ameller. Allah’ın izin vermediği şeyler. Helal’in zıddı olan
şey.”
En’am Suresi 151.nci ayette şöyle buyrulur;, “De ki, ‘Gelin,
Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O’na hiçbir şeyi şirk
koşmayın! Ana-babaya iyilik (edin)! Fakirlikten dolayı çocuklarınızı
öldürmeyin! Sizi de onları da (ancak) biz rızıklandırırız. (Zina gibi)
çirkin işlerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın! Hem hak bir sebep
olmadıkça, Allah’ın haram kıldığı canı öldürmeyin! (Allah) size
bunları emretti; umulur ki akıl erdiresiniz.”
Hadis, “Şurası muhakkak ki, helaller apaçık bellidir, haramlarda
apaçık bellidir. Bu ikisi arasında ise insanların çoğunun hükmünü
bilmediği şüpheli şeyler vardır. Artık kim bu şüpheli alandan
kaçınırsa, dinini de ırzını da temiz tutmuş olur. Kim de şüpheli alana
girerse harama girmiş olur.
Tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an
koruluğun sınırını ihlal etmesi yakındır. Şunu bilin ki, her melikin
bir koruluğu vardır. Allah’ın koruluğu da haramlarıdır.
Haberiniz olsun, cesette bir et parçası vardır ki eğer o müstakim
olursa, cesedin tamamı müstakim olur; Eğer o bozulursa, cesedin tamamı
bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir.”
Haramlar, bizlerin ‘kırmızıçizgileridir…’
Nelerin helal, nelerin haram olduğu belirtilmiştir…
Helal de, ‘hayatın…’ her iki âlemde de korunması vardır
DOST KİMDİR/ KİMLERDİR!
Sözlükte Dost, “Sevilen, güvenilen yakın arkadaş, gönüldaş; İyi
görüşülen kimse…” anlamlarına geliyor!
Maide Suresi 51.nci ayette şöyle buyrulur; “Ey iman edenler!
Yahudileri ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin! Onlar birbirinin
yaranıdırlar. İçinizden kim onları dost edinirse, artık şüphesiz o,
onlardandır. Muhakkak ki Allah zalimler topluluğunu (inkârlarındaki
ısrarları sebebiyle) hidayete erdirmez”
İnancımız ne diyor; “Kişi arkadaşının dini/ yolu üzerinedir”
Maide Suresi 55.ncı ayetinde şöyle buyrulur; “sizin dostunuz ancak
Allah’dır. O’nun Resulüdür. Ve (Allah’ın emrine) boyun eğen kimseler
olarak; Namazı hakkıyla eda eden ve zekâtı veren mü’minlerdir”
Maide Suresi 56.ncı ayette de şöyle buyrulur, “Kim Allah’ı,
peygamberini ve iman edenleri dost edinirse; Artık şüphesiz ki
gerçekten galip gelecek onlardır, Allah’ın taraftarlarıdır”
Maide Suresi 57.nci ayette şöyle buyrulur; , “Ey iman edenler! Sizden
önce kendilerine kitap verilenlerden, dininizi alaya ve eğlenceye
alanları ve kâfirleri dostlar edinmeyin! Eğer (gerçek) mü’minler
iseniz Allah’dan sakının”
Nisa Suresi 139ncu ayette şöyle buyrulur, “Onlar ki, mü’minleri
bırakıp da kâfirleri dostlar edinirler
İzzeti (şeref ve üstünlüğü) onların yanında mı arıyorlar? Hiç şüphesiz
ki izzet, tamamen Allah’a aittir”
Bugün bizlerin çektiği en büyük sıkıntı nedir? Şimdi daha iyi
anlaşılıyor, değil mi?
Bizler, kiminle/ kimlerle ittifak yapıyoruz? Bizlerin, ‘stratejik
ortağı…’ kimler?
İşte, Ortadoğu’dan sizlere manzaralar… Suriye’nin ve Irak’ın içler
acısı durumu… Ve o durumun bölgeye tehdit yansımaları…
Ortadoğu’da, 18 İslam ülkesi yer alıyor… Takriben 5 milyon km2
üzerinde hâkimiyet sürüyorlar.
Nasıl bir hâkimiyet ise… Bu ülkelerde, bizlerden daha çok, batı
dünyası, ‘söz sahibi…’
Şu ülkede, Anadolu coğrafyasında bile bizleri, rahat bırakmıyorlar…
Zor/ veya zorlaştırılan bir coğrafya üzerindeyiz.
Bir daha birlikte düşünelim; Bu milletin asıl dostu/ veya dostları kimlerdir?
ALLAH’IN RESULÜNE MANEVİ KORUMA!
Bu bir ilahi mucizedir!
Maide Suresi 67.nci ayette şöyle buyrulur, “Ey peygamber! Rabbinden
sana indirileni tebliğ et! Eğer (bunu) yapmazsan, o takdirde O’nun
(vahiy ile) gönderdiklerini tebliğ etmemiş olursun! Ve Allah, seni
insanlardan muhafaza edecektir. Şüphe yok ki Allah, (inkârlarındaki
ısrarları sebebiyle) kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez”
Ayeti tekrar edelim;
“Vallahu yâsimuke minennas”
“Ve Allah seni insanlardan muhafaza edecektir”
Allah Resulünün Mekke hayatı; Hicret Yılları… Medine Hayatı… Ve savaşları!
Allah Resulü (sav), 23 yıl boyunca; Yüce Yaratıcının korumasında…
O büyük mucizeyi geliniz birlikte tefekkür edelim!
ÖNCESİNDE VE SONRASINDA, ADALET!
Nisa Suresi 135.nci ayette şöyle buyrulur; , “Ey iman edenler! Adaleti
titizlikle ayakta tutan (hâkimler)
Ve Allah için şahitlik eden kimseler olun! (Bu tavrınız) velev
kendiniz veya ana baba ve akrabalarınız aleyhine olsun! (Hem
aleyhlerine karar verilen veya şahitlik edilen) İster zengin, ister
fakir olsun; Hâlbuki Allah ikisine de (sizden daha yakındır)…”
Allah’ın Resulü sevgili kızına ne diyorlardı; “Kızım Fatma bile
hırsızlık yapsa elini keserim”
Hadis, Mü’min olan kimse iman ettiği halde zina etmez. Mü’min olan
kimse mü’min olduğu halde hırsızlık etmez; yine mü’min kimse mü’min
olduğu halde içki içmez; yine mü’min kimse mü’min olduğu halde
insanların, Saygı gösterdiği mallarına göz dikmez”
Tavır/ veya duruş budur…