Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Derdimize derman olacak!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Kur’an da, Hz. Lokman’ın oğluna olan nasihatlerini, Büyük bir zevkle,
huşu içerisinde okurum.
Ve şunu düşünürüm, her anne ve babanın evladını dizinin dibine alarak,
aynı nasihatleri tekrar tekrar yapmasını arzu ederiz.
O nasihatlerde, evladına neler söylüyor,  Hz. Lokman;
“Ey oğulcuğum! Allah'a şirk koşma. Muhakkak ki şirk gerçekten (pek)
büyük bir zulümdür!” (Lokman, 13)
“Ey oğulcuğum! Namazı dosdoğru kıl; iyiliği emret, kötülükten de men
et ve başına gelene sabret!” (Lokman, 17)
“İnsanlara karşı (kibirlenerek) yüzünü yan çevirme ve yeryüzünde
böbürlenerek yürüme!
Çünkü Allah, kendini beğenip;  çokça övünen kimselerin hiçbirini
sevmez” (Lokman, 18)
“Yürüyüşünde mutedil ol; sesini de alçalt! Çünkü seslerin en çirkini,
elbette eşeklerin sesidir!” (Lokman, 19)
İlimde derinleşmek,  İslam bizlere bu yolu salık veriyor.
Ayet, “Eğer gerçekten yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, deniz de
(mürekkep olup) arkasından yedi deniz daha ona yardım etse Allah’ın
kelimeleri (yazılmakla) tükenmez. Muhakkak ki Allah, Aziz (kudreti
daima üstün gelendir) Hâkim, (her işi hikmetli olan)’dır.” (Lokman,
27)
Anne-Baba ve evlatların iletişimi çok önemlidir.
Aile çatısında neler var/ veya neler olmalı; “Karşılıklı sevgi, saygı
ve muhabbet…”
İmanlı ve ihlâslı bir nesil diyoruz.
Sadece Allah'a kul olarak yetişen evlatlar/ gelecek diyoruz!
Kur’an bizlere o yolu gösteriyor; bir babanın kendi evladına,  nasıl
nasihatte bulunacağına kadar…
Yeter ki, ‘okuyalım…’
Taklidi İmanla değil, tahkiki İmanla,  ‘kitabımıza…’  sarılalım.
Aile, toplumun asıl nüvesidir,  can damarıdır.
O damarı bizler nasıl ifade edebiliriz;
“Şefkat damarı…
Merhamet damarı…
Saygı ve sevgi damarı…
Muhabbet damarı…
Ar ve iffet damarı…
Sözlerin en güzeli orada, oraya layık!
O damarlarda meydana gelecek bir tıkanma, Allah korusun, toplumu büyük
felaketlere götürebilir.
“Babanın evlada nasihati…”
Nasıl olmalı?
O iletişim nasıl güçlendirilmeli?
Kur’an bizlere,
“O yolu…”  bizlere gösteriyor.
O yolu bizler,  büyük bir, ‘edeple…’ okuyoruz.
Günümüz insanı da, aynı ruha; aynı vakara sahip olmalıdır.
Çünkü onlar, “dünya hayatının ziynetleridir…”
Ayet, “Ey iman edenler! Kendinizi ve aile halkınızı, öyle bir ateşten
koruyun ki, onun tutuşturucusu,
İnsanlarla taşlardır. “ (Tahrim, 6)
Hadis, “Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüklerinizden sorumlusunuz.
Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur. Kadın, kocasının
evinin çobanıdır ve sürüsünden sorumludur.”
Buradan 85 milyon insana çağrımız, geliniz, ‘aileyi…’  Onun
kutsiyetine inanarak,  birlikte, ‘iman ve ihlâs dairesinde…’
koruyalım.
‘Aile…’ o kadar kutsi bir kavram ki, o kavramı, ‘edeple…’ ifade edebiliyoruz.
Bizim ilk öğretilerimiz, o kutsi çatı altında.
Sözlerimizi itina ile seçelim, o kutsi çatıyı, ‘yozlaştırmayalım…’
Toplumda ki, ‘çürümenin…’ Toplumdaki, ‘sosyal kirlenmenin…’ farkındayız.
Farkında olmak yetmiyor; “Derdimize derman olacak…”  Kur’an
terbiyesine şiddetle ihtiyacımız var.
Allah'ın Resulü hakkında ne buyruluyor; O'nun ahlakı, “Kur’an ahlakıydı…”
Kur’an’ın ipine sarılmaktan başka, Çaremiz yok, efendim!

RIZIK KONUSUNDA!

Şüphesiz ki, biz insanoğlu için en hassas bir konu, “Helal ve temiz rızık…”
Kur’an da, ‘rızıkla…’ ilgili 112 ayet yer alıyor.
Her bir ayet, bizlere yol gösterici mahiyette.
Ayet, “Allah’ın size helal ve temiz olarak rızıklandırdığı şeylerden
yiyin ve siz kendisine inanan kimseler olduğunuz Allah’dan sakının!”
(Maide, 88)
Rızık konusunda, ‘haramlardan…’  Harama giden her türlü yollardan/
veya vasıtalardan sakınacağız.
Ayet, “Onlar ki, namazı gereği gibi kılarlar ve kendilerine rızık
olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcarlar.” (Enfal, 3)
Rızık konusunda, ne bencil olacağız ve ne de, cimri…
Fakirin, yoksulun, yolda kalmışın hakkını vereceğiz!
Bu nedir,  “Allah yolunda harcamak!”
Zekât ve Sadaka ile ihtiyaç sahiplerini sevindirmektir.
Ayet, “Allah dilediğine rızkı genişletir ve (dilediğine de) daraltır.
Muhakkak ki O, Habir(kullarından hakkıyla haberdar olan)’dır, Basir
(onları hakkıyla gören)’dir.” (İsra, 30)
Kur’an ihtar ediyor; “Hem fakirlik korkusu ile çocuklarınızı
öldürmeyin. Onları da sizi de biz rızıklandırırız. Şüphesiz onları
öldürmek, büyük bir günahtır.” (İsra, 31)
Nimete şükredenlerden olmak,
Rızkın daraldığı an/ veya zamanlarda, ‘sabretmek…’
Rızkın genişlediği an/ veya zamanlarda, ‘şükretmek…’
Dünya hayatının fani ve kısa olduğunu düşünerek;
Kendimizi asıl ebedi olana, ‘ahret yurduna…’ hazırlamalıyız.

“ONU ATEŞ YAKMADI!”

Ayet “(Onu ateşe attıklarında) “ Ey ateş! İbrahim'e karşı, Serin ve
selametli ol!” dedik” (Enbiya, 69)
Bu ayet ilim adamlarına yol gösteriyor.
Biz iman edenlere de, bu konuda, “tefekkür etmemiz” isteniyor.
İnsanlık son asır içerisinde keşfettiği, ateşe dayanıklı, “amyant
gömlekleri…” bu ayetin işaretini taşıyor.
Bizleri cehennem ateşinden koruyacak gömlek veya zırh ise, “İman
elbisesi…” olacaktır, şüphesiz.

Yazarın Diğer Yazıları