Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

DEPREM DERSİMİZ

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

24 Ocak 2020 Elazığ Depreminden yaklaşık iki ay sonra;

19 Mart 2020 Tarihinde Elazığ Şehrimiz, 5,1’le tekrar sallandı…

İki ay süre içerisinde meydana gelen artçılar hakeza…

Cumhuriyet Tarihinde Elazığ ilk defa, ‘yıkıcı depremle sarsılıyordu’

Allah (cc) bu şehri daha büyük bir afetten korudu…

Deprem derken ilk aklımıza, ‘sert zeminler’ geliyor…

Yani, “Dağlar…” efendim!

Kur’an da, dağlarla ilgili takriben 49 ayet yer alıyor.

Nahl Suresi 15 ayette şöyle buyrulur;

“Sizi sarsar diye yeryüzünde de (direkler hükmünde) sabit dağlar,

Hem maksadınıza ulaşasınız diye nehirler ve yollar koydu (yarattı)

Kur’an bizlere yol gösteriyor, ışık tutuyor, rehberlik yapıyor…

Bizler ne yapıyoruz?

İnadına, ‘sert zeminleri…’ terk ediyoruz! Doğanın dilinden anlamıyoruz!

Sadece, ‘doğayı katletmekle…’ meşgulüz!

Hicr Suresi 82 ayette de şöyle buyrulur;

“Onlar, dağlardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardı.”

Nahl Suresi 81. Ayette de şöyle buyrulur;

“Allah, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı

Ve sizin için dağlarda barınaklar yarattı…”

Bizlere verilen o kadar büyük nimetler var ki?

O nimetleri maksadına uygun, ‘yerli yerinde kullanabilmektir’

Rıza-ı ilahiyi kazanabilmektir.

İnsan, kendisiyle niçin ve neden çelişkiye düşebiliyor?

 

İsra Suresi 17. Ayette şöyle buyrulur;

“Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme!

Çünkü sen asla yeri yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin.”

Yerküresini bizler kendimiz için emanet bileceğiz…

Emanete, ‘ihanet etmeyeceğiz’

Ahzap Suresi 72. Ayette şöyle buyrulmaktadır;

“Biz emaneti göklere, yerküreye ve dağlara teklif ettik,

Ama onlar bunu yüklenmek istemediler. Ondan korktular

Ve onu insan yüklendi. Kuşkusuz insan çok zalim, çok bilgisizdir.”

Kibirden, cehaletten, zulüm ortamından kaçacağız!

“Hakkı hak, batılı da batıl bileceğiz!”

Evlerimizi/ mekânlarımızı mütevazı bir şekilde inşa edeceğiz!

O inşa da, ‘doğayla bütünleşeceğiz’

Enbiya Suresi 31 ayet, gönül gözlerimizi açıyor;

“Yeryüzünde, insanlar sarsılmasın diye sabit dağlar yarattık,

Rahat gidebilsinler diye dağların aralarında geniş yollar var ettik”

Yüce Yaratıcı, “yeryüzünü oturmaya elverişli kılıyor…”

Biz insanlar için mükemmel bir dekor…

Kendi içerisinde mükemmel bir ahenk…

Aklıselimler için mükemmel bir sofra…

Kur’an, bütün yönleriyle kâinatı tasvir ediyor;

“Görmedin mi Allah gökten bir su indirdi.

Biz onunla renkleri başka başka meyveler çıkardık.

Dağlarda da yollar, beyazlı kırmızılı çeşitli renklerde

Ve kapkara topraklar var.” (Fatır, 21)

“O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı.

Orada bereketler meydana getirdi.

Orada araştırıp soranlar için rızıkları tam dört günde,

Belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu.” (Fussilet, 10)

Dağlar, ‘yeryüzünün kazıkları…’

Mürselat Suresi 27 ayette de şöyle buyrulur;

“Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı?”

Dağlar, her biri serin suları haznesinde saklayan, ‘doğal buzdolabı…’

Özellikle de, “Zilzal Suresini sıklıkla okuyalım…

“Yer,  (o şiddetli) zilzal’iyle (sarsıntısıyla) sarsıldığı;

Yeryüzü, ağırlıklarını (dışarıya) çıkardığı ve insan;

“Buna ne oluyor?” dediği zaman!

O anı, ‘deprem anını bir daha düşünelim!

“Artık kim zerre kadar bir hayır yapıyorsa, onu görecek!

Kimde zerre kadar bir şer işliyorsa, onu görecek!”

Geliniz, sıklıkla “Deprem Dersini” birlikte okuyalım!

Sadece Elazığ Şehrimiz değil?

81 İlimiz, 957 İlçemiz, 2951 Belediyemiz, 34 bin 500 köyümüz…

83 milyon nüfusumuzun esenliği için…

Sadece ‘Deprem Dersi’ için de değil; ‘insanı korumak için’

Birlikte seferber olmalıyız…

 

24 Ocak 2020 tarihinde, 6,8’lik bir depremle Elazığ Şehrimiz;

“Büyük bir yara aldı…” değil m?

Halkımız ne diyor; “Deprem değil, bina öldürür!”

Bizlerde şehirlerimizle ilk hafızalara gelen nedir?

“Çirkin ve de Çarpık yapılaşma…”

O güzelim ovalarımızı ellerimizle, ‘katlettik…’

Cumhuriyet Döneminde meydana gelen her deprem;

“Ovalarımız üzerinde sadece enkaz bıraktı!”

Akıllandık mı?

Bildiğimizi okumaya devam ettik!

Cumhuriyet Döneminde,

‘yüz bin insanımız afetlerin kurbanı oluyor’

“DEPREM DERSİMİZİ” iyi okuyalım…

Her depremin üzerinde titizlikle duralım?

Sorgulayalım, soruşturalım… Konuşalım, tartışalım…

Sebepleri üzerinde de, Sonuçları üzerinde de;

Geliniz kritikler yapalım…

Tekrar ediyorum, “güzelim ovalarımızı…” yok ettik!

Üstüne üslük,  ‘doğayı amansızca kirlettik’

“Çarpık Şehirleşmeye…” bizler zemin hazırladık…

Hala gözümüz, ‘ovalarda…’

Bağı, Bahçeye, ekin alanlarını yerlerinden sökerek;

“Koca Sitelere…” Beton yığınlarına terk etmeye devam mı?

Ne dersiniz efendim?

Yazarın Diğer Yazıları