Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bir ve beraber olmak

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

"Bir ve beraber olmak" ne güzel haslet!
O haslet, erdemli yola çıkar
Sevgi, gün olur, bir yudum hasret,
Hasrete sebil, nehir gibi akar
Aşktır, vuslat yolcusunun çilesi
Gözleri, narin narin ufka bakar

İSLÂM…
İslâm, insana hizmet dinidir
Eza, ceza, hüzün, cefa vermez
Bütün kötülüklere manidir
Bazen sabra, sükûta akıl ermez
Dostun sözüne kalbim kanidir
Minnet borcunu nefsine yormaz

YEİS…
Yeis, bataklık; şekvasını kaldır!
Yolun üstündeki çakılı aldır
Vatanın her karışı sevda bize
O sevda, kökleri üstünde yürür
Toprak kokusu güven verir bize
O güveni biz, göz nuruyla görür
"Yüzü suyu hürmeti" dua bize

MAKAMLAR…
Makamlar, mevkiler gelip geçici
Bir yürek isterim, gönül açıcı
Merhamet, nahif bir gölge gibidir
Kibir, gurur, bıçak gibi kesici
Ey zarafet, yeryüzüne in!
"Kendin ol!" diyen canlara merhaba

SAMSUN’DAN ANKARA’YA
Samsun’dan Ankara'ya millet gider;
"Ulusun, korkma!" der, vahdete gider
Geçen bir asır tarihten dün gibi
Vuslat yolcusu hey, avdete gider
O anı yaşamak, o ana dokunmak,
Tarihin mahşeri yerine gider

İSTİKLAL MARŞI
İstiklâl Marşı, yüreğimin sesi
O seste kanatlanan ervahı bil
Bir milletin yükselen tek nefesi
O nefeste kenetlenen ahı bil!
Kars'tan Edirne'ye kadar; şâhadet
Şahit ol Yarabbi! Yüreğe avdet!
Vatanı sevmek, Hak'ka ibadet
Onda sükûnet, en büyük saadet

GÖK BOŞLUĞUNA
Gök boşluğuna, gözlerim dalıp gitti
Sonsuz azametine dermanım gitti
Örümcek yuvasını yapmaktan aciz
İdrakim ilahi vecdi, tadıp gitti.

NURETTİN ARDIÇOĞLU’NA
“Nevi şahsına münhasır” şahsiyet
Ulu orta, gösterişlerden uzak
Rüzgâr gibidir, hayat serüveni
Emreder tavrı, ikiliği bozar!
Tarihi kahraman Belek Gazi,
Türk Yurdu Harput’u, ihya gayreti
İnşadır en büyük emeli, yurdu
Nöbetinde, ‘git-geldir Harput Yolu

UZUN GECELER
Geceler, uzadıkça uzadı!
Uzun gecelerin lezzeti, tadı
Sohbet diye bilinir, letâfeti,
Hal ehliyle birlikte zarafeti,
İkram ettiler bize saadeti!

BİR ŞEB-İ ARUS GECESİ
Mevlana gel dedi, aşk meclisine
Koştular yârenler, dost meclisine
On üçüncü asırdan, yirmi birinci asra;
Gönüller, Şeb-i Arus Meclisine
Yâd eylediler tarihi bir daha

KAR YAĞDI
Yirmi yedi Aralık tarihine şerh düştüm!
Toprağı öpe öpe yağıyor kar
Toprak, kar yoluna hasretle bakar
Mikâyil sayar her kar tanesini
Buluşturur karla divanesini
Kar yağsa dağlara bil ki rahmettir
Yağan kar sofralara berekettir
Güneşin ışığında beyaz kristal
İstikrarlı olsun kar, Ya Zül- celâl
Güneş, toprağın kokusu ve insan
Kar beyazında esrarlı serinlik
Hamiyetli bakışlarda derinlik

BUGÜN KANDİL
Bugün kandil, yarın mübarek cuma
Dersimiz, gözyaşıyla okuma!
İslâm, ahlakı, ilmiyle dokuma
Adam gibi adam olma marifeti
Dil ile kalbin ruhi zarafeti
Defeder içinden bütün afeti
İslam’la müşerref olma daveti
Titrer kalbim okudukça her ayeti

BU GECE…
Bu gece bir kutlu selâm ağı dağılır
Gözler, gönüller bir büyük seferberlikte
Yüce dileğe güzel dilekler yayılır
İnsanlar, ancak mutmain olur, birlikte

DEM DEM SÜKÛT İÇERİZ
Sükûtu içimizde demlendirir
Sabır niyazında dinlendirir
Bazen efkâr türküsü çimlendirir
Dem dem sükût içer, neşe buluruz

Yazarın Diğer Yazıları