Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Ali coşkun kütüphanesi

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Kemaliye’de, “Ali Coşkun Araştırma Kütüphanesi Kuruldu!”  Kemav Kültür
Evi’nden şöyle bir açıklama yapılıyor; “Kemav Kültürevi Ali Coşkun
Araştırma Kütüphanesi değerli büyüğümüz, mütevelli heyet kurucu üyemiz
ve 58. ve 59. Hükümetlerin Sanayi ve Ticaret Bakanı sn. Ali Coşkun’un
bağışı ile kuruluşu gerçekleştirilmiştir. Bağışlanan kitaplar
kütüphane bağış politikası çerçevesinin de hazırlığı Güzel Kentimize
ve Kültürevimize araştırma Kütüphanesi kazandırdığından dolayı değerli
büyüğümüz Sn. Ali Coşkun’a teşekkürümüzü sunmak isteriz.”
Şunu rahatlıkla ifade edebilirim, Ali Coşkun ismi, Türk Siyasi
Hayatında, İktisadi Hayatımızda, Kültür-Sanat- Edebiyat ve Musiki
Hayatımızda, ‘derin izler bırakan bir şahsiyettir’
Rahmetli Fethi Gemuhluoğlu’nun, “İnsana dost olmak, fikre dost olmak,
coğrafyaya dost olmak, tarihe dost olmak, Kendi vücuduna dost olmak,
komşuya dost olmak gibi kademe kademe, Ama enteğre, bir bütün içinde
bütün dostluklar söylenmeye mecburdur.”
O dostlukları, bu yörenin bir güzel insanı, Ali Coşkun Beyefendi de
gördüğümü gönül rahatlığı içerisinde söylemek isterim.
O dostlukları, kendileri her ne kadar Kırıkkale doğumlu olsalar da,
“bir Harput Beyefendisi kimliğiyle!” gördüğüm Prof. Dr. Sadık Kemal
Tural Hocada da, büyük bir aşkla gördüğümü ifade etmek isterim.
Sn. Ali Coşkun Beyefendinin, “bir Ağın sevdalısı olduğunu da söylemek isterim…”
Sn. Ali Coşkun Eğin İlçesi Başpınar Nahiyesinde İlkokul Öğretmeni
merhum Hasan Özmen için yazdığı o mükemmel şiir… Bu şiir, Prof. Dr.
Burhan Tarlabaşı tarafından da besteleniyor.
Güftesi Ali Coşkun’a ait eserin sözlerini birlikte okuyalım;
“Yıllar var gitmedim Şirin Ağın’a,
Özledim çıkmaya maya dağına.
Bülbülü ötmeyen viran bağına,
Yanar ağlarım neden öksüz kaldık,
Ona yanarım ona ağlarım.
Tarihe mi küstün Şanlı Ağın’ım,
Nerede düğünlerin hani halayım.
Uzakta olsam da sana hayramın
Neden öksüz kaldık ona yanarım.
Oğuz boylarından gelen Türk’lerdir,
Ağında öz lehçe arı Türkçedir.
Derindir kültürü hem de zengindir,
Gurbette hasretle yanar ağlarım
Neden öksüz kaldık ona yanarım”
Ağın Kaymakamlığına, Ağın Belediye Başkanlığına,
Başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere;  diğer illerimizde bulunan,
‘Ağın Kültür ve Dayanışma Derneklerine’ çağrımız olacak,
“Ağın’a Hasretlik Türküsü…”  isimli eseri dinledim…
Gerçekten etkilendim… Ağın İlçemizin güzellikleri renklendi…
Gönüllerde tomurlandı…
Gönül dünyamıza nakış misali işlendi…
Sözleri Ali Coşkun’a, Bestesi Burhan Tarlabaşı’na ait bu eseri,
Ağın’a, Ağınlı Hemşerilerimize taşıyalım…
Ağın’a Hasretlik Türküsünün sözleri o kadar etkileyici ki,
“Oğuz boylarından gelen Türk’lerdir,
Ağında öz lehçe arı Türkçedir…”
Ağınlı Öğretmenlerimiz, “Hasan Özmenlerimiz…”
Sadece Elazığ Şehrimizin değil, “Türkiye’nin muallimleri!”
Müderris Hüseyin Efendiden Tahtasız Hocaya…
Dünden bugünlere yüzlerde muallimimiz;
İlmiyle amil olarak coğrafyamıza ışık oldular…
Aynı zamanda onlar birer, ‘gönül erenleri…’
Türkiye’mizin, ‘hakiki mimarları…’
“Ağın’a Hasretlik Türküsü…”
O türküyü besleyen yürekli muallimlere selam ve dua ile…

Eski Sanayi ve Ticaret Bakanımızı bizler,
25-26 Ekim 2013 tarihinde Elazığ’da gerçekleştirilen;
“Elazığ- Kazan Kültür Sanat Buluşması…” toplantısında daha yakından
tanıma fırsatı bulduk.
O tarihi buluşmada kimler yoktu ki,
Ali Coşkun (Eski Sanayi ve Ticaret Bakanı)
Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş (21-22 Dönem İstanbul Milletvekili)
Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu (Yüksek İhtisas Üni. Rek.)
Servet Kabaklı (Türk Edebiyatı Vakfı Bşk.)
Robert Minnulin (Tataristan Milli Meclis Üyesi-Şair)
Prof. Dr. Ferit Yusupov (Kazan Federal Üniversitesi Öğretim Üyesi)
Fenzile Cevherova (Tataristan Kültür Bakanlığı)
İlmir Yamalov (Sanatçı)
Tarihi bir geceyi soluklayan güzel insanlar…
Tarihi buluşturan bu nezih gecenin vesilesiyle de,
Kısa bir ömürde efsaneleşen Abdullah Tukay’ı (1886-1913) anıyorduk…
Tukay kimdir? Özellikle de ‘genç nesil bilmeli…’
Abdullah TUKAY (1886-1913)
Kısa bir ömürde, Efsaneleşen bir büyük yıldız, O!
Daha küçük yaşta anne ve babasını kaybeden bu kahraman insan;
Medrese eğitimi alır… Bu arada, Rus sınıfına da devam eder…
İstanbul’dan gelen gazeteler ve dergileri yakından takip eder…
Dönemin fikir akımlarını inceler;
“Hürriyet, eşitlik ve kardeşlik…” taraftarıdır!
Tanzimatçılar gibi, “Fransız Edebiyatına…” ilgilidir.
Abdullah Tukay’ın şiirlerinde; “vatanın kurtuluşu…”
“milletin hürriyet…” içerisinde ilerleyip gelişmesi düşüncesi vardır!
Abdullah Tukay, ‘kendilerini milletine vakfeden yiğit bir insan…’
Milletiyle bütünleşmek, en büyük rüyasıdır şairin;
“Bütün fikrim, gece gündüz size aittir milletim
Sıhhatindedir sıhhatim, hem, illetindedir illetim
Sen mukaddessin, muhteremsin indimde bütün her şeyden
Değiştiremem bütün kâinata milletimi, milliyetimi
Bahtiyarım, bendeni etseler eğer sana nispet
Vardır niyetim, acizâne şairin olmağa
Sever benim kalbim “milli” kelimesini, bilmem neden?
Eyle milli milletimi, bahşeyle memnuniyetimi
……..
İşte budur maksadım, emelim ve saadetim
Eyledim muhabbetimi arz ben sana, ey milletim
Dost bilirsin sen beni, var buna emniyetim.”

Bu diyarın insanında, ‘su misali…’ berrak, duru, temiz bir duruş vardır.
O vakarlı duruşu bizlere yaşatan bütün dostlar sağ olsunlar…
“Ağın’ın Hasretlik Türküsü…” çok güçlü bir hissiyatın eseridir!
O hissiyatı bizlerde yaşatan; Ali Coşkun, bir siyaset adamıdır…
22 dönem Ak Parti İstanbul Milletvekilidir
59. Hükümetin Sanayi ve Ticaret Bakanıdır
O bir mühendistir, O bir akademisyendir
O bir iş adamıdır,  O bir sanayicidir…
O bir yöneticidir, TOBB Başkanıdır
O bir Vakıf insandır…
Birçok Dernek, Oda, Vakıf kurucusu/ veya başkanıdır
O bir araştırmacı yazardır, çizerdir; dahası, ‘ŞAİRDİR’
Şiirin ilham kaynağında; ilim, hikmet, marifet…
Aşk ile Sevgi ile çağlamak…
Karasu Vadisi, O Vadi üzerinde tebessüm eden yüzleriyle;
Ağın, Kemaliye (Eğin)  ülkemin ‘vuslat limanlarıdır’
O limanlarda, tevazuu kanatlanmış görürsünüz…
“Ağın’ın Hasretlik Türküsü…”
Hasret kokulu, bir yanık sedadır;
O yanık seda bu coğrafyanın bir bakıma, ‘içli romanıdır’
“Gurbette hasretle yanar ağlarım
Neden öksüz kaldık ona yanarım”
Ali Coşkun Bey adına, Kemaliye’de, “Ali Coşkun Araştırma Kütüphanesi…”
oluşturulması, Türkiye’nin 81 İline ve de 922 İlçemizin örnek alacağı
bir harekettir.
Kemaliye, Fırat Vadisinde; tarihini, kültürünü, ince zevk ve
estetiğiyle, mimarisini koruyan,
Şairin ifadesiyle de, “bir küçük şehirdir”
Ali Rıza Akbaş’ın şu şiiri birçok Kemaliye evinde duvarlara asılıdır;
“Bir acaip şehre vardım, toprağı az, taşı çok
Böyle olmakla beraber ekmeği ile aşı çok
Dört yol ağzında imamet eyleyen Hoca Rıza
Yaşı seksene ulaşmış gözünde yaşı çok”
Kemaliye İlçesi, her şeyiyle farklı… Erdemli insanlarıyla, gönüllerin
şehrini oluşturan tebessüm eden bir tavrı görürsünüz…
Türkiye’de, en istikrarlı bir şekilde gerçekleştirilen, “Kemaliye
(Eğin) Uluslararası Kültür ve Doğa Sporları Şenliğinin 45.nin
geçtiğimiz yıl yapıldığını biliyoruz…”
Sn. Eski Bakanımız Ali Coşkun Beyefendiyi tekrar tebrik ederiz.
İnşallah 28.Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarında Elâzığ Şehrimizde bir
araya gelmek nasip olur. Selam ve Muhabbetle

Yazarın Diğer Yazıları