İsrail, Gazze Şeridinde, alenen “21. Asrın en büyük soykırımını yapmakta…”
Aklımız, yüreğimiz Gazze’de… Oradan arşa yükselen çığlıklarla o kadar
muzdarip bir haldeyiz ki, İslâm Âlemi çok ağır bir imtihanla da,
yüzleşmektedir.
İsra Suresi 1.nci ayette şöyle buyrulur; “Kulunu (Muhammed’i) bir gece
Mescid’i Haram’dan (Mekke’den), kendisine bir kısım ayetlerimizi
göstermek için, çevresini mübarek kıldığımız Mescid’i Aksa’ya
(Kudüs’e) götüren Allah’ın şanı yücedir. Doğrusu O, işitir ve görür.”
Mescid’i Aksa, Müslümanlar için ilk kıbledir. Yeryüzünde inşa edilen
ikinci camidir. Bütün peygamberlerin namaz kıldığı yerdir. Allah’ın
Resul’ü (sav), “Gidin, mutlaka namaz kılın” buyururlar.
“Manevi Vatanım” şiirimizde şöyle sesleniriz,
“Mekke, Medine, Kudüs; manevi vatanım
Gezilir semalarda uhrevi anım
En güzel örtü hayatın, takva örtüsü
O örtüler ufkumdur, ufkumda imanım!”
Gözyaşları, kana bulanır mı? Bulanır efendim! Sabır Taşı, gün gelir
yerinden ikiye çatlar mı? Çatlar efendim! “Sükûtu hayal!” diye bir
kavram vardır. İsrail’in yaptıklarıyla insanlık âlemi, ‘büyük bir
hayal kırıklığının içerisindedir…’
Maide Suresi 32.nci ayette şöyle buyrulur; “Bundan dolayı
İsrailoğulları’na (Kitap’ta) şunu yazdık; “Kim, bir insanı, bir can
karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı
olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de
birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları
yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resullerimiz apaçık deliller (mucize
ve ayetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ)
yeryüzünde aşırı gitmektedir.”
İsrail, günümüzde de, ‘haddi aşan bir millet’ konumundadır. Haddi aşan
bir millete, hak ve hukuk dersi verilmelidir. Dahası, bu derslerle,
‘hizaya getirilmelidir’
İsrail’e, en son olarak BM’den tokat gibi bir cevap geldi. “BM Genel
Kurulu, Filistin meselesinin Barış yoluyla çözümü ve iki Devletli bir
çözümün uygulanmasına ilişkin New York Bildirgesini onaylayan tasarıyı
142 gibi ezici bir çoğunlukla kabul etti!” Ah! ABD ve onun başını
çektiği 10 ülke bu tasarıya, maalesef ‘Hayır’ diyebiliyordu. Artık,
insanlık âleminde büyük bir ittifakın oluşmaya başladığını görmekte
insanın iç dünyasını biraz güven veriyor. 22 Eylül tarihinde yapılacak
olan BM zirvesinde; “Fransa, İngiltere, Avustralya, Belçika, Kanada,
Portekiz ve Malta Filistin devletini tanıyacaklarını açıklamışlardı!”
Şüphesiz ki, Filistin’de; “1967 şartlarına dönüldüğünde Ortadoğu’da da
bir rahatlama olacağı kuşkusuzdur!” İşgaller, zorbalıklar, işkenceler,
katliamlar hiçbir zaman çözüm olmamış/ veya olmayacaktır da…
İsrail’in, Gazze Şeridi’ndeki soykırım uygulaması…” doğrudan doğruya
bütün nefretleri üzerinde toplayan bir insanlık suçudur. Bu suçu/ veya
büyük ayıbı kimse gözardı edemez. Ve hele öyle ki, “Gazze Şeridinde
yer alan milyonlarca insan yurtlarından göçe de zorlanamaz!” Bu durum
ancak abesle iştigaldir.
BM’lerde oylanan önerge, Fransa ve Suudi Arabistan tarafından
sunulmuştu. AB’ni oluşturan ülkelerin Filistin’e bakışları artık ABD
ve İsrail’in görüşleriyle uyuşmuyor. Büyük bir kırılmanın meydana
geldiğini de burada gözlemleyebiliyoruz. İsrail, artık insanlık
âleminde; ‘izolasyona sürükleniyor’ Alnındaki leke o kadar
belirginleşti ki, ‘dünyada cehennemi yaşayacak bir iç bunalıma doğru
sürükleniyor’
21. asırda, insanlık âlemi en buhranlı bir dönemden geçiyor
diyebiliriz. Bu ölçekte, hâlâ insanlık âleminin cazibe merkezi
konumundaki Türkiye’ye büyük görevler düşüyor.
Hadis, “Allah’ın Resul’ü (sav), Mümin mümine karşı, parçaları
birbirini bağlayıp tahkim eden bina gibidir, buyurdu ve (bu bağlılığı
göstermek için Resul-i Ekrem) parmaklarını birbirinin ara
Dağlar misali omuz omuza vererek kenetlenmek… Yüksek bir adalete,
hoşgörüye, yüksek bir ilme ve ahlaka, yüksek bir morale ve güvene o
kadar çok ihtiyacımız var ki… Sözün bittiği yerdeyiz… “Emrolunduğun
gibi dosdoğru ol!” ayetinin çağrısı ile titremeliyiz…Elbette, aklımız,
yüreğimiz Gazze’de… Bütün mazlum kardeşlerimizin yanında oldu/
ilanihaye olmaya da devam edecek…
Selam ve Muhabbetle