Elazığ İli Cumhuriyet Döneminin en büyük depremini yaşadı…
Bu güzel şehri ve insanını Allah esirgedi… Ne kadar şükretsek azdır.
Depremde, ‘can kayıplarımız oldu’ Allah mekânlarını cennet kılsın (âmin)
Yaralılarımıza Allah (cc) acil şifalar ihsan esin…
Hasar gören evlerimiz var…
Depremin getirdiği ağır psikolojiyle evlerine giremeyenler…
Elazığ artçı depremlerle sallanmaya devam ediyor…
Şu anlarda en hassas bir dönemden geçiyoruz!
Deprem sonrasını, ‘yönetmek…’
Bu toplumun en güzel tarafı, ‘infak kültürüdür’
Deprem yaralarını sarmak için Türkiye ayaktadır…
O dayanışma şuurunu daha da güçlendirmeliyiz!
Nasıl mı?
İnsanımıza, milletimize, Hakk katında; ‘hesap vereceğiz’
A’dan Z’ye Sorgulayalım…
Adil olacağız… Adaletli olacağız… Terazinin ibresine dikkat edeceğiz
Birlik şuuruyla, bir olma idealiyle insana merkezli hareket edeceğiz
Çıramızı; insanımız, milletimiz, devletimiz için yakacağız…
Doğru, Dürüst, Duyarlı olacağız… Derdi derdimiz bileceğiz, dertleneceğiz
Eleştirilere açık olacağız… Empati yapacağız… Emaneti koruyacağız..
Fitneye, fesata meydan vermeyeceğiz… Feraset sahibi olacağız…
Fırsatçılara göz açtırmayacağız… Fukara-i Sabirini gözeteceğiz
Gaflet, sosyal depremlere kapı aralar… Gaflete, acze düşmeyeceğiz…
Gıybetten ve dedikodudan uzak, ‘gönüllere’ gireceğiz! Günahlardan kaçınacağız!
Helali-Haramı gözeteceğiz. Himayemizdekilerle helalleşeceğiz… Hırsa kapılmayacağız…
Haddimizi bilecek… Huzura, kulaç açacağız…
İdealizmi elden bırakmayacağız… İhtikâr yapanları dost görmeyeceğiz!
İnsan Hak ve Hukukunu her halükarda koruyacağız!
İhlaslı, İrfan Sahibi, İtimada layık, İyilikleri gözeten bir ruh yapısı…
İkiyüzlülere de, iftiralara karşı da uyanık olalım…
Kul Hakkı ve Kamu Vicdanı… Sırat Köprüsü kadar çetin…
Keşkelerimiz… Öyle sağlıklı, itinalı çalışalım ki, yarın için; “Ah!” çekmeyelim
“Milli Birlik!” Bizlere ‘moral’ veren, ‘mutluluk’ veren çağlayanımız…
“Münafıklar!” bu ülkenin en korkulu düşmanı…
Nifak çıkaranlara da dikkat çekmek isterim…
Niyetlerimiz halis olsun… Nefis mücadelesinden de kaçınalım…
Okuyacağız… Toplum üzerindeki etkilerini çok iyi okuyacağız…
“Otokritik” yapacağız! Özeleştiriden aman ha kaçınmayalım…
“Ölüme dokunur yüreğiniz depremlerle…”
Onurunuz; aczinizle, çaresizliğinizle kırılır…
Paylaşmak… Kalpleri ısındırır… Yaralara merhem olur…
Resimlerin kırık dökük olduğu deprem anı…
Ruhların bedeni yırtmak için zorladığı anlarda…
Rüya âleminden çıkacak…
Sükûtun ruhani derinliğinde, sabır dersi alacak…
Sadakatle Hakkın rıza kapısına sığınacak…
Sefih dünyada susuzluğu hissedecek…
Sevgiye merhaba… Selama merhaba diyecek…
Saflara, uzağında kaldığı saflara koşacak…
Sağduyu da, Sulh içerisinde, gönül çırasını yakacak…
Şehir estetiktir… Medine havasını soluklamaktır…
Şura, şehir yönetimini güçlendirir…
Şuur, insani değerleri milletiyle buluşturur…
Şefkat nazarlarıyla şehrimize dost olacağız…
Takva, o dostluğun Hak Katında manevi katığıdır…
Tebessüm eden şehri, tevazu kanatları yükseltir…
Tahammül, Elazığ insanının depremle çetin imtihanı…
Tarihler ibreti âlem için yazacak bu çetin imtihanı…
Temiz hislerle hadiseleri tefekkür edecek…
Tevbe vaktidir… Hakka şükür ve niyaz vaktidir…
Uhuvvet dersini de birlikte tekrar yaşayarak öğreniyoruz…
Ülkemizin, Ülke insanımızın ihtiyacı olan ders; Uhuvvet (kardeşlik)
“Vasat Ümmet” veya “Orta Yol” bizlere emredilen yol…
Vatan Şehrimiz Elazığ; Gönül Coğrafyamın, ‘Vuslat Şehri’
Yolumuzun üzerindeki dikenler, çakıllar;
‘Yalan…’ ve de ‘Ye’is…’ Her ikisi de, Âlem-i İslam’a tuzak...
Zaman… İçerisinde okul, içerisinde ders, içerisinde hikmet…
Zamanla pişecek hamlıktan kurtulacak insan…
Zıtlar İkilem Değil… Bizleri ürküten, “Zan besleyenler…”
Zihnimde hep doğrular… Özümden kaynayan sözler…
A’dan Z’ye Sorgulama…
Hiç kimse kaçmasın/ gerçi kaçamaz; ‘hesap vermeden’
Deprem/ veya Depremler; insanlığın küçük kıyameti…
O anda, kalır mı hükmü dünyanın…
Kalır mı, ‘şanın, şöhretin, unvanın, makamın…’
Bir an ölümü yaşamak, ‘ilahi bir ders’ anlayana;
Ne diyor Kur’an; “ancak akıl sahipleri anlar”