Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

1071'den 1922'lere…

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bu millet, 103 yıl önce tarihi bir zafere imza attık…
Bu millet, 103 yıl önce, ‘Ordu-Millet Kavramını’ dünyaya dersler
verircesine öğretti.

Bu vatan coğrafyasında, eli silah tutan herkes askerdir…
Her askerin sadece bir ismi vardır, “Mehmet!”
Mehmet’in üstünlüğü, “imanı, vatan aşkı, iradesidir!”
Öyle bir irade ortaya koymuştur ki,
“Ya şehit olacak veya gazi…” Üçüncü bir yol/ veya tercih hakkı yok…
Böyle bir tercih asla ve kat’a olamazda…
Dillere kolay, bu Ordu, 15 gün içerisinde, ‘450 km ilerleyecektir’
Bu sadece bu millete nasip olabilecek efsanevi bir destandır!
26 Ağustos Sabahı 4.30’da büyük taarruz başlayacaktır!
Karacahisar’ın güneyinde 50 ve doğusunda;
‘20-30 km uzunluğundaki cepheler yerle bir edilecektir’
Gazi, Atatürk, “Dumlupınar’da ateş hattında…”
Başkomutan olarak bir fiil, savaşı idare edecektir.
9 Eylül’de Türk askeri İzmir’e girecektir…
İzmir’in işgalinde (15 Mayıs 1919) düşmana ilk kurşunu sıkan
Hasan Tahsin gazetesindeki köşesinde; “meyus olmayın” diyordu!
O sözler, hiçbir zaman hafızalardan silinmeyecektir.

Elazığ Şehrimiz için de, ‘tarihin Aziz Şehri’ ifadesini büyük bir
huzur içerisinde kullanabilirim.
Atatürk’ün ‘Hocam’ dediği, Yakup Şevki Paşa Harput’ludur…
Büyük Taarruzda, “2. Ordu Komutanıdır!”
Albay Hacı Hulusi Yahyagil, ‘bütün cephelerde ismi anılır!’
Cevat Çobanlı Paşa ’18 Mart Kahramanı’ olarak anılır
Bu kahraman paşamız, Elazığ şehrinin, 2. Dönem Milletvekilidir…
Dede Nüzhet,  1. Mecliste yer alan bir kahraman insan…
Şarki Anadolu Müdafa-ı Hukuk Cemiyetinin, bir önemli şubesi de
Elazığ’da faaliyet gösterir…
Elazığ Milli mücadele ruhuna sahip bir şehirdir…
O ruha sahip insanlar arasında;
“İzolulu Hacı Kaya Kadı zadeyi,
Diş Tabibi Osman Beyi, Pulutlu Halil Beyi,
Şedelezade Fehmi Beyi, Belediye Reisi Halil Beyi,
Çötelizade Halit Beyi, Sungurzade Ali Beyi,
Çötelizade Reşit Efendiyi, Pertekli Hüsnü Efendiyi,
Kış oğlu Hasan Efendiyi, Kerimzade Süleyman Beyi…”
Her birini rahmetle anıyoruz…
Milli Mücadeleyi destekleyen, “Satveti Milliye Gazetesi!”
Şehrin aksiyoner gücünü ortaya koymaktadır…
103 yıl sonra Elazığ Şehri de, ‘tarihi duyarak yaşamaktadır’
“Yemen türküsü” bu coğrafyanın türküsüdür. Dinlenirse, bir içli ağıt
olduğu görülür.
Bu anonim eser için, A.H.Tanpınar, “Bu milletin iç romanıdır” der!
Ahmet Kabaklı, Malazgirt ve Kocatepe için;
“Her iki zaferde de, “Alperenlik ruhunun yaşadığını” ifade eder.
O ruhla seslenen, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu şiirinde;
“Son savletinle vur ki açılsın bu sûrlar
Fecr-î hücum içindeki tekbir aşkına.”
Yahya Kemal Beyatlı’da, Ordumuza ithaf ettiği,  “26 Ağustos 1922” adlı
şiirinde;:
“Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi
Senin uğrunda ölen ordu budur yâ Rabbi
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın
Gaalip et çünkü bu son ordusudur İslâm'ın.”
Bu şehrin yetkililerinden bir talebimiz olacak;
Tarihi buluşturan ‘vuslat şehri’ Elazığ’da;
“Milli Mücadele Müzesi ve Parkını…” yapalım!

26 Ağustos… Tarihimizin “en kutlu günü…”
26 Ağustos 1071 Tarihinde;
“Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan komutasındaki ordularımız;
Bizans ordularını yenmesiyle, “Malazgirt Meydan Muharebesi” kazanıldı!
Anadolu’nun Kapıları, “bu millete açıldı!”
Malazgirt,  Anadolu’yu bu millete “vatan yapan…” kutlu bir zafer!
Günlerden, 26 Ağustos…
26 Ağustos 1921 tarihi…
“Gazi Atatürk’ün Sakarya Meydan Savaşı’nda; “Hattı Müdafaa yoktur,
Sathı Müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı,
Vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz” emrini verdiği tarih
Günlerden,  26 Ağustos…
26 Ağustos 1922 tarihi…
“Büyük Taarruzun başladığı tarih!”
Bu milletin, “Kocatepe’de…” Bağımsızlık Destanını yazdığı tarih!
“Aylardan Ağustos; Günlerden Cuma…
Malazgirt’ten Kocatepe’ye…”
Bu milletin, “vatan yapan…” ve “vatan kurtaran…” iki şanlı zaferi
O sebepledir ki, “Ağustos Ayı…” bu milletin taçlandığı ay!

1071’lerden, 1922’lere…
İki anlamlı Zaferi,  “bugünlerde…” idrak ediyoruz!
Bu hafta,  “Cuma Hutbelerinde…”
Bu hafta içerisinde,  Camilerimizde verilecek Vaizlerde;
Bu hafta içerisinde,  “düzenlenecek…” toplantılarda;
“Vatan ve İstiklal…”
“Millet ve Devlet…”
“İnsan ve Hürriyet…” kavramlarının “kutsiyeti…” üzerinde durulacak!
Bütün bunlara karşı beslenen sevgi ve muhabbetin,
“İmanın bir cüzü…” olduğu anlatılacaktır.
Şair ve Mütefekkirlerimiz Anadolu için,
“İslam’ın Son Kale’si…” diyor!
Bu milletin, “Ordusu…” içinde,
“İslam’ın Son Ordusu…” diyor!
Her iki ifade, “oldukça anlamlıdır!”
Bu milletin düşmanları dikkat edilirse;
“Ordumuza…” ve “Güzel Vatanımıza…” saldırmaktadır!
Her zaman için söylerim;
Yüce Allah, Resulünü, “Sevr Mağarasında…” koruduğu gibi,
Bu milleti de, “Anadolu Coğrafyasında…” koruyacaktır!
Allah’a, Hamdı Sena ediyoruz… “Sabrımızla, Cihat ediyoruz!”
“Sevgi ve Merhametimizle, gönüller fethediyoruz!”
“Acıları paylaşarak…”  yaralarımızı dağlıyoruz!
İmanımız ve İhlâsımız bizlere, “KORKMA!” diyor.
Allah (cc) bizimle beraberdir!
Ye’is, yani ümitsizlik bizim hayatımızda olmadı/ olmayacak!

Yazarın Diğer Yazıları