Alparslan Kılınç

Mehmet Akif Ersoy Ve İstiklâl Marşımız

Alparslan Kılınç

Korkma ! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak !
  
 İstiklâl Marşımızın kabulünün 101. yıl dönümünü kutlamaktayız. Bu münasebetle

“Söz Dünyamız” köşemizde bu hafta milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u yâd etmeye ve İstiklâl Marşımızı ele alamaya çalışacağız.

    Bağımsız her milletin bir milli marşı vardır. Bu milli marş milletleri ve o milletlerin değerlerini temsil eden birer simgedir.

    Kurtuluş Savaşını verdiğimiz buhranların yaşandığı, halkın ümitsizliğe düştüğü o günlerde halkı ümitsizlikten kurtaracak bir haykırışa ihtiyaç vardı. İşte o haykırış kendisini I. Dünya Savaşı sırasında;    
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Dörtlüğü ile başlayan “Çanakkale Şehitlerine” şiirini kaleme alarak milli ruhu oluşturan Mehmet Akif Ersoy oldu.

    Kurtuluş Savaşı sırasında halkı heyecanlandıracak, halka umut verecek milli bir marşa ihtiyaç vardı. Bunun için Genel Kurmay Milli Eğitim Bakanlığı’na müracaat ederek, “Bu savaşımızın manasını anlatacak, halka ve askere heyecan verecek ve diğer milletlerde bulunan milli marşlara denk olacak bir marş” istemesi üzerine, Milli Eğitim Bakanlığı bütün kuruluşlara bir genelge ile bildirdiği gibi gazetelere de ilan vererek “Birinci seçilenin sözlerine 500 ve bestesine 500 lira olmak üzere mükâfat” koyarak bir müsabaka açtı.
  
 Müsabakaya 724 şiir geldi. Akif, işin içinde para olduğu için, herkes kendisinden istemesine rağmen, bir şey yazmadı. Hâlbuki o sırada bir paltosu yoktu ve çok soğuk havalarda arkadaşının (Baytar Prof. Şefik Kolaylı) paltosunu ödünç alıyordu. Akif’i, kendinse “para vermeyeceklerini” söyleyerek razı ettiler, bu ihlas ve samimiyetle İstiklâl Marşımız kaleme alındı. Akif’in “kahraman ordumuza” ithafıyla başlayan şiiri, TBMM’nin 12 Mart 1921 tarihli oturumunda oy çokluğu ile milli marş olarak kabul edildi. Akif, mükâfat olarak ayrılan parayı, Darülmesai (İşevi) adlı Hilal-i Ahmer’e (Kızılay) bağlı bir derneğe verdirmiştir.
  
 İstiklâl Marşı, herkesi umutlandırmış ve endişeleri yok etmiştir. Okunduğunda insanın yüreğini titreten, insanı manevi yönden etkileyen İstiklâl Marşımız gibi bir marş hiçbir milletin yoktur. Son yılların en büyük şairlerinden biri olan rahmetli Bahtiyar Vahapzade bizim bu düşüncelerimizi destekleyici şu ifadeleri kullanmıştır: “İstiklâl Marşı ve Çanakkale Şehitlerine şiiri normal olarak insan eliyle yazılamaz, bunlar gizli bir ilhamın vasıtasıyla Mehmet Akif’e yazdırılmıştır, ben yüzden fazla ülkenin Bağımsızlık Marşını inceledim, güfte ve bestelerini araştırdım, hiç birini İstiklâl Marşı kadar etkili görmedim” diyor.
 
   Bize düşen İstiklâl Marşımızı sadece okuyup ezberlemek değil, 85 milyonun etrafında birleştiği, yekvücut olduğu milli marşımızın mânâsını ve ruhunu anlayıp hissetmek ve onu yaşatmaktır.

Akif’in dediği gibi; “O şiir bir daha yazılmaz. Onu kimse yazamaz. Onu ben de yazamam. Onu yazmak için o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur. Allah bir daha bu millete bir İstiklâl Marşı yazdırmasın !.. Amin.
 

Yorumlar 3
Mesut demir 15 Mart 2022 16:16

Kaleminize sağlık Alparslan Bey, rabbim bu ruhu içimizden eksik etmesin.

Yavuz 15 Mart 2022 14:54

Allah rahmet eylesin şairimize. Mevlam bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdirmasın. Kalemine sağlik üstad.

Abdullah BÜYÜK 15 Mart 2022 13:07

DİLİMİZ SESİMİZ. YÜREĞİNE SAĞLIK ALPASLAN HOCAM

Yazarın Diğer Yazıları