Alparslan Kılınç

Evimizdeki Yabancılar

Alparslan Kılınç

Zamanla değişen yaşam biçimimiz, büyük aile sıcaklığından çekirdek aile düzenine
geçişi beraberinde getirdi. Eskiden bir sofrada toplanan kalabalık aileler, şimdi geniş evlerde yalnızlaşan bireylere dönüştü. Evet, evler büyüdü ama gönüller daraldı. Duvarlar arasındaki mesafe arttıkça, kalpler arasındaki bağlar inceldi.

Çocuklarımızın yüzünü özler olduk. Bir zamanlar akşam yemekleri, günün yorgunluğunu birlikte atmanın bahanesiydi. Şimdi ise sofraya birlikte oturmak bir hayal, bir
ritüel olmaktan çıktı. Umutla “akşam yemeğinde buluşuruz” diyoruz, ama o saat geldiğinde çocuklarımız ya aç olmadıklarını söylüyor, ya da tabaklarını alıp odalarına çekiliyorlar. Sessizlik, evin yeni dili oldu.

Belki de mahremiyetin sınırlarını yanlış çizdik. Kendi alanımız olsun derken, ortak
alanlarımızı kaybettik. Evlerimizdeki yabancılar biziz artık birbirimize yabancılaşan, aynı
evde ayrı hayatlar yaşayan insanlar.

Artık kimse kimsenin gününü merak etmiyor. Kimin ne yaşadığını, ne hissettiğini
bilmiyoruz. Aynı çatı altında yaşasak da, sanki birer ev arkadaşıyız. Paylaşmak yerine
bölünüyoruz; sohbet yerine ekranlara sığınıyoruz. Herkesin kendine ait bir odası var, ama
kimsenin kimseye ait bir cümlesi yok.

Ama hâlâ geç değil. Bu yabancılaşmayı durdurmak, yeniden birbirimize yaklaşmak
mümkün. Küçük adımlarla başlayabiliriz. Uzmanlar bununla ilgili şu önerilerde bulunuyor:

1- Ortak Zamanlar Yaratmak

Her gün olmasa da haftada birkaç kez, ekranları kapatıp bir araya gelmek… Birlikte
yemek yemek, oyun oynamak, film izlemek ya da sadece sohbet etmek. Bu anlar, bağlarımızı yeniden örer.

2- Dijital Detoks Saatleri

Evde belirli saatlerde telefon, tablet ve bilgisayarlardan uzak durmak; bu zamanları
sadece aile içi etkileşime ayırmak. Sessizlik değil, sohbet hâkim olsun.

3- Duyguları Paylaşmak

“Bugün nasılsın?” sorusunu yeniden hatırlamak. Sadece olayları değil, duyguları da
konuşmak. Çünkü gerçek yakınlık, hisleri paylaşmakla başlar.

4- Ortak Sorumluluklar

Ev işlerini birlikte yapmak, bir projeye birlikte girişmek, hatta birlikte alışverişe
çıkmak bile bağ kurmak için bir fırsattır. Paylaşmak, yakınlaştırır.

5- Empatiyi Beslemek

Her bireyin kendi dünyası olduğunu kabul etmek, ama o dünyaya misafir olmayı
istemek. Dinlemek, anlamak, yargılamadan yaklaşmak.

Evlerimizi yeniden yuva yapmak elimizde. Duvarları değil, kalpleri yakınlaştırmak
için çaba göstermek gerek. Çünkü aile, sadece birlikte yaşamak değil; birlikte hissetmektir.

Evlerimizin sıcak yuvalara dönmesi dileğiyle sağlıcakla kalın.

Yazarın Diğer Yazıları