Alparslan Kılınç

Elektronik emzik

Alparslan Kılınç

Eskiden çocuklar ağladığında, huysuzlandığında ya da sadece biraz oyalanmaları
gerektiğinde ebeveynlerin ilk çözümü belliydi: Emzik. O küçük plastik parça hem çocuğu
sakinleştirir hem de ebeveyne kısa bir nefes alma imkânı tanırdı. Bugün ise bu geleneksel
yöntemin yerini çok daha güçlü bir araç aldı: Elektronik emzik. Evet, ben buna böyle diyorum.
Tabletler, akıllı telefonlar, dijital ekranlar... Hepsi birer yeni nesil emzik artık.

Günümüz ebeveynleri için hayat daha hızlı, daha yoğun ve çoğu zaman daha stresli. Hal
böyle olunca, çocukla ilgilenmek için ayrılan zaman da daralıyor. Peki, çözüm ne? Elbette
teknolojinin sunduğu kolaylıklar. Kafanı dinlemek mi istiyorsun? Çocuğun yemek yerken daha
az direnç göstermesini mi diliyorsun? Arkadaşınla bir kahve içip sohbet ederken çocuğun
sessizce oturmasını mı hayal ediyorsun? Cevap basit: Maalesef elektronik emzik. Bir tablet ver,
bir çizgi film aç, birkaç dokunmatik oyunla çocuğun dikkatini dağıt. İşte huzur. Ebeveyn rahat,
çocuk meşgul. Ne ağlama ne de itiraz var. Herkes durumundan memnun. Ama bu huzurun
bedeli nedir? Bunu kimse düşünmüyor. Uzmanlar kulak verirsek işin vahametini daha iyi
anlarız. Uzmanlara göre küçük yaşta ekranla tanışan çocuklarda şu sağlık sorunları
gözlemleniyor:

- Dikkat eksikliği ve odaklanma zorluğu: Sürekli ekranla meşgul olan çocuklar
derslerine ve sosyal etkileşimlere odaklanmakta zorlanıyor.

- Uyku bozuklukları: Mavi ışık melatonin üretimini baskılıyor, bu da uykuya dalmayı
zorlaştırıyor ve uyku kalitesini düşürüyor.

- Göz sağlığı sorunları: Uzun süre ekrana bakmak göz kuruluğu, bulanıklık ve miyop
gelişimi gibi sorunlara yol açabiliyor.

- Fiziksel hareketsizlik: Ekran başında geçirilen zaman, çocukların fiziksel aktiviteden
uzaklaşmasına neden oluyor. Bu da obezite riskini artırıyor.

- Sosyal izolasyon: Gerçek dünyadaki ilişkiler yerine sanal dünyaya yönelen çocuklar,
sosyal becerilerini geliştirmekte zorlanıyor.

- Duygusal regülasyon bozuklukları: Tabletle sakinleştirilen çocuklar, öfke ve hayal
kırıklığı gibi duygularını yönetmeyi öğrenemiyor. Bu da ileride davranışsal sorunlara yol
açabiliyor.

- Beyin gelişimi riski: 3 yaş altı çocuklarda aşırı ekran süresi, beyin korteksinde
incelmeye neden olabiliyor. Bu da kritik düşünme ve akıl yürütme yetilerini zayıflatıyor.
Ülkemizde ve Avrupa ülkelerinde çocukların akıllı telefon ve tablet ile ilgili
kullanımları istatistiklere göre nasıl derseniz. Ülkemizde bilinçsiz bir şekilde kullanım aldığı
görülmektedir. İstatistiklere göre:

- Türkiye’de 6–15 yaş arası çocukların %91,3’ü internet kullanıyor. Bu çocukların
%83,9’u video izliyor, %72,7’si oyun oynuyor, %66,1’i sosyal medya kullanıyor.

- En çok kullanılan platform ise %96,3 ile YouTube. Ardından Instagram (%41,5) ve
TikTok (%26,2) geliyor.

- Uzmanlar, 2 yaşından küçük çocukların ekranla hiç tanışmaması gerektiğini, 2–5 yaş
arasında ise günde en fazla 1 saat ekran süresi öneriyor.
Avrupa ülkeleri bu konuda oldukça net.

- Fransa, 3 yaş altı çocukların ekranla tanışmasını kesin olarak sakıncalı buluyor. Fransız
hükümeti, okul öncesi çocukların dijital cihazlarla vakit geçirmesini engellemek için
kampanyalar yürütüyor.

- İspanya ve Almanya gibi ülkelerde bazı okullar, ilkokul düzeyinde telefon kullanımını
tamamen yasaklıyor. Hatta bazı bölgelerde çocukların okul çevresinde bile telefon kullanması
disiplin cezası gerektiriyor.

- İsveç, çocukların dijital bağımlılığını önlemek için ebeveynlere rehberlik eden devlet
destekli programlar sunuyor.

Avrupa ülkeleri, çocukların gelişimsel haklarını korumak adına teknolojiyi sınırlarken
biz hâlâ “çocuğa zarar verirmiş” uyarılarını kulak arkası ediyoruz. Çünkü modern yaşamda
pratiklik, uzun vadeli düşüncelerin önüne geçiyor. Elektronik emzik, ebeveynin kurtarıcısı;
çocuğun ise dijital dünyaya açılan kapısı. Ama bu kapının ardında ne var, işte onu kimse
görmek istemiyor.

Ayrıca unutmamalıyız ki çocuklarımıza rol model olmak istiyorsak önce kendimizi
ekran bağımlılığından kurtarmalıyız. 

Yazarın Diğer Yazıları