Ahmet KIZILKAYA

Savaşarak kazanmak

Ahmet KIZILKAYA

2.Lig Kırmızı Grup’ta liderlik mücadelesi ve şampiyonluk yarışı son hızla devam ediyor. Çimentaş Elazığspor, beklenmedik şekilde kaybettiği puanlarla son dört haftasına girilen ligde ne yazık ki liderin 5 puan gerisinde. Ancak pozitif taraftan bakacak olursak bir hafta içerinde ligin ilk iki sırasındaki takımları aynı skorla yenmiş olmanın sağladığı güçlü bir moral motivasyon ve özellikle mücadele ruhu anlamında yakalanmış güçlü bir ivme var.

Daha önce de belirttiğim gibi şehrin potansiyeli ve futbol geçmişi, stat ve tesis üstünlüğü daha da ötesi camianın büyüklüğü anlamında ligdeki rakipleriyle kıyas kabul etmeyecek ölçüde ileride olan Elazığspor, bugün kendi kaderini kendi çizemeyecek durumdaysa bunda geç kalınan hamlelerin büyük payı var bana göre.

Özellikle ligin ikinci devresinde yaşanan sürpriz puan kayıpları, takımdan ayrılan Bülent Yenihayat hocanın hataları, futbolcular ile teknik heyet arasında kopan bağlar ve en sonunda tribünden hocaya yönelen tepkiler son etaba girilen dönemde bizim adımıza büyük kayıpları beraberinde getirdi. 

Şimdi taraflı tarafsız herkes Elazığspor’da geç kalmış hamlelerin ve kaybedilen puanların nelere mal olduğunu sorguluyor. 
Bülent Yenihayat, geçtiğimiz sezon şampiyonlukta ve uzun süren yenilmezlik serisinde elbette katkısı büyük olanların başında geliyor. Futbolcuların uzun süre beraber oynamaktan kaynaklanan uyumu, yönetimin desteği ve taraftarın inancı da Bülent Yenihayat’ın katkısı kadar önemli ve değerli.

Ancak bu sezon başı transfer sürecindeki hatalar ve özellikle de futbolcu transferinde gecikmelerin yaşanması, ligin ikinci devresinde Bülent hocanın yardımcılarıyla yaşadığı sorunlar ve yardımcıların ayrılıp kendinin kalması bir profesyonel kulüpte olmaması gereken davranışlar.

Bülent Yenihayat iyi bir insan olabilir ve öyle olduğuna da inanıyorum, iyi bir teknik direktör de olabilir ancak Elazığspor’da bu sezon bana göre formsuz ve başarısız bir dönem geçirdi. 

Hedef maçların neredeyse hiçbirini kazanamayan, sorunları tespit edemeyen ya da tespit ettiği halde çare üretemeyen bir hoca, ya kendi iradesiyle ya da yönetim kurulu kararıyla takımdan ayrılmalıdır. Bu bütün teknik direktörler ve kulüpler için geçerli.
‘Takıma vereceğim bir şey olmadığına inansam kendim ayrılırım.‘ diyen ancak bu sözünden sonra da puan kayıpları yaşayan ve takıma istemeden de olsa zarar veren Bülent Yenihayat ve zamanında hamle yapmayan Elazığspor Yönetim Kurulu bana göre doğruyu yapmamıştır.  

İnsanlığından ve beyefendiliğinden zerre kuşkumun olmadığı Elazığspor Kulüp Başkanı Sn. Ahmet Feti Yılmaz ve yönetim kurulu üyelerinin hemen her Elazığlı’da olan vefa duygusu ayrılık kararının gecikmesinde etkili oldu sanki. 

Gelelim bugüne. Takımın yeni hocası Fırat Gül’ü özellikle Kastamonuspor’da iken takip etmiştim. Teknik direktörlük geçmişinde Kocaelispor’la yaşadığı bir şampiyonluk da var. 

Ancak şu bir gerçek ki geçmişte yaşanan başarılar, kazanılan zaferler futbolda sadece bir anı olarak kalıyor ve herkes bugüne bakıyor.
Fırat Gül hocanın gelir gelmez takımla, şehirle ve taraftarla kurduğu bağ ve pozitif açıklamaları şu kritik süreçte çok önemli. Önce Aksaray sonra da Serik takımlarını aynı hafta içerinde 3-1’lik skorlarla geçmesi ve daha önemlisi oyunculara kazandırdığı mücadele ruhu benim açımdan çok değerli.

Aksarayspor ve Serikspor maçlarında kalabalık bir orta saha Beykan Şimşek’in yükünü hafiflettiği gibi rakiplerin kolay pas yapmasını da engelleyen bir hamleydi. Sonradan oyuna giren Kerim Frei hem daha zinde hem daha üretken oldu doğal olarak. Kerim ve Beykan aynı anda oynadığında belki çok pas yapan bir orta saha oluyordu ama üretkenlik azalıyordu. Fırat Gül hoca şimdi farklı bir oyun şablonunda onlardan daha fazla verim almanın yolunu bulmuş gibi. 

Dünkü Serik maçında da Fuat Bavuk ve Halil İbrahim Sönmez’in güçlü oyunları, Beykan’ın çok pas yapma anlayışından uzak olarak iki golün asistini yapması, Berşan Yavuzay’ ın cezalı olduğu haftada Mehmet Ablay’ ın o bölgeyi iyi bir şekilde doldurması, Ercan Coşkun ve kaleci Muammer Yıldırım’ın kritik hamleleri dikkat çekiciydi. Ama bunun ötesinde daha net bir şey var ki Elazığsporlu oyuncular hem rakip ataklarda topa ilk müdahelelerde hem atletik yapılı oyuncularla korakor mücadelede önde olan taraftı.

Son oynanan iki maçta benim gördüğüm takımda yeniden bir mücadele ruhu oluşmuş. Fırat Gül hoca oyunculara kazandırdığı motivasyon, oyun formatında yaptığı bir iki değişiklik ve saha kenarındaki duruşuyla bizden tam not aldı. Elbette bunun devamının gelmesi önemli. Buca deplasmanında alınacak bir galibiyet şehri iyice ayağa kaldıracaktır. Üzücü olansa geride kalan dört maçı kazansak bile liderliğin ya da en azından lig ikinciliğinin ancak rakiplerin yapacağı hatalara bağlı olması gerçeği.

Buca maçına kadar bir haftada gelen iki güzel galibiyetin keyfini sürelim, sonrası biraz da kader. 

Beni okuyan, beni dinleyen, sözcüklerimin izini süren herkese teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazımda buluşuncaya kadar sevgiyle ve huzurla kalın.
 

Yazarın Diğer Yazıları