Ahmet KIZILKAYA

Elazığspor'u deplasmanlar ayakta tutuyor

Ahmet KIZILKAYA

Kendi sahasında oynadığı üç maçın ikisinde berabere kalıp birinde de mağlup olarak zirve yarışında gerilerde kalan Seza Çimento Elazığspor, deplasmanda oynadığı üç maçın üçünü de kazanarak inişli çıkışlı bir sezon başı grafiği sergiliyor.

Dün Karacabey Belediyespor maçında alınan 3-0’lık galibiyetin aslında özel bir anlamı var. Takımın yeni hocası Mustafa Sarıgül ilk maçta deplasmanda farklı galip geldi ve Elazığspor bu sezon ilk kez bir maçı gol yemeden tamamladı.

Gelinen noktada oluşan tabloya ve puan sıralamasına baktığımızda ilginç bir istatistik karşımıza çıkıyor. Elazığspor deplasmanda daha çok gol atmış ve toplamda yediği dokuz golün sadece ikisini dış sahada yemiş. Bu durum mutlak bir deplasman hakimiyeti gibi görünebilir ama ben öyle düşünmüyorum. Zira kazanılan üç deplasman maçındaki rakiplerimiz de ligin sorunlu ve orta halli takımları. Bu maçlarda bile Elazığspor rakiplerine çok fazla gol pozisyonu verdi ve galibiyetleri rakiplerinin deneyimsizlikleri ve beceriksizlikleri sayesinde kazandı.

Buradan sakın ola ki takımımızın aldığı galibiyetleri küçümsediğim ya da futbolcu kardeşlerimizin emeklerini önemsemediğim anlamı çıkmasın. Elbette iç sahada ve deplasmanda alınan her puan altın değerinde. Ancak yarışmacı bir takım olarak ve şampiyonluk hedefiyle yola çıkan takımımızın gelinen noktada şampiyonluk istatistiklerinden çok uzakta olduğunu da söylemem lazım.

Yeni teknik direktör Mustafa Sarıgül’ün bir sihirbaz gibi her şeyi bir anda düzeltmesini beklemiyoruz, ancak yine de hem maçlara konsantrasyon hem de şampiyonluk motivasyonunu yeniden sağlamada ve takım içi uyumu tesis etmede ciddi ve sonuç veren olumlu dokunuşlar yapmasını bekliyoruz.

Dün Karacabey Belediyespor maçında da bunu görmek istedik. Maça başlayan kadroda kalede Furkan Köse’yi ve sağ kanatta sakat olan Halil İbrahim Sönmez yerine Enes Soy’u tercih etmesi doğal bir durum ama ileri uçta Fuat Bavuk yerine Samed Ali Kaya’yı düşünmesi bana ilginç geldi. 

Önceki yıllardan takip ettiğim bir oyuncu olan Samed Ali Kaya’nın önceki takımlarında gösterdiği performansı şu ana kadar burada, bizim takımda gösterememesi ayrıca üzerinde durulması gereken bir konu. Onun yerine sonradan oyuna giren Fuat Bavuk ise sakatlık sonrası bir form düşüklüğü yaşasa da attığı golle takıma ve skora katkı sağlamaya devam etti. Fuat Bavuk bu takımda ve mevcut kadroda her zaman birinci tercih olarak düşünülmeli bence.

Oyuna baktığımız zaman 3-0’lık kazanılmış bir maçın sonunda bile dile getirilebilecek fazlaca eleştiri konusu var. Bireysel becerisi yüksek oyuncularımız ve özellikle deplasmanlarda zaman zaman başarıyla uygulanan ‘geçiş oyunu’ sayesinde goller atabiliyor bu takım. Geçen yıldan kalan bir duran top organizasyon becerisi de var hâlâ ancak takımın hem bütünsel anlamda hem de savunma-orta alan ve ileri uç bölgelerinde yeterli uyum ve koordinasyon yok. 

İsabetli pas yüzdesi şampiyonluğu hedefleyen bir takım için düşük. Savunma hattımız çok fazla hata yapıyor. Özellikle stoperler alan paylaşımında eksik kalıyor ve gücü sınırlı takımlar karşısında bile çok fazla gol pozisyonu veriyorlar. 

Mikail Koçak, Erkan Eyibil ve Hakan Yavuz’dan oluşan orta alan oyuncuları takımı hücuma kaldırmada ve rakip atakları ön bölgede karşılamada yeterli seviyede değiller. Özellikle Erkan Eyibil ve Hakan Yavuz’dan beklentim çok fazla. Elazığspor’da oyun zekası yüksek, diri bir ‘6 numara’ oyuncunun olmaması nasıl bir eksiklik yaşadığımızı bu maçta da bir kez daha bizlere gösterdi. Ara transfer döneminde bu takıma alternatif stoper ve bek oyuncularla beraber bir ‘6 numara’ kazandırılması kaçınılmaz. Bu anlamda Elazığspor transfer heyetinin sezon başı hamlelerinin eksikler ve hatalar içerdiğini söylemem lazım.
Bunca eleştiriden sonra birkaç pozitif noktaya da değinmem gerekir. İlk maçta farklı galip gelinmesi ve Mustafa Sarıgül Hoca’nın oyuncularla saha kenarından kurduğu diyalog ilerisi için umut verici. Performanslarını sezon başından beri yeterli görmediğimiz Ömer Çakı, Mehmet Yılmaz, Beykan Şimşek ve Hakan Yavuz’un bu maçta bir adım öne çıkmaları da sevindirici. Yine Enes Soy’un Serikspor takımındaki seviyeye ulaşamaması ve bazı pozisyonlarda ağır kalmasına rağmen organize bir atağın içinde olup gol atması takım adına güzel şeyler. 

Elbette lige çok iyi bir giriş yapan Batman ve Şanlıurfa takımları da bir yerlerde takılacak ve form düşüklükleri gösterecekler. Bizim bu süreci Mustafa Sarıgül Hoca yönetiminde iyi değerlendirmemiz lazım. Takımdan ayrılan Fırat Gül Hoca takımla ve oyuncularla ruhen kopmuş gözüküyordu. Dilerim bu eksikliği Mustafa Sarıgül Hoca tamamlar ve yeniden umutlanırız.

Beni okuyan, beni dinleyen, sözcüklerimin izini süren herkese teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazımda buluşuncaya kadar sevgiyle ve huzurla kalın.
 

Yazarın Diğer Yazıları