Deplasmanda oynadıkları tüm maçları kazanan iki takım olan Kızılkaya Tarım Şanlıurfaspor ve Seza Çimento Elazığspor’un Şanlıurfa’daki kapışmasından kârlı çıkan Elazığspor oldu.
Dostane ilişkileri 50 yıla belki de çok daha öncelere dayanan iki köklü camianın maç haftasında başlayan ve maç sonuna kadar devam eden centilmence söylem ve tutumları iki kadim kentin şanına yakıştı ve Türk futbolunda çokça aradığımız bir dostluk örneği oldu.
Saha dışında bu dostluk gösterileri olurken saha içinde de kıyasıya bir puan mücadelesi vardı ve iki takım da son dakikaya kadar galibiyet için savaştı. Ev sahibi Şanlıurfaspor çok iyi oyunculardan kurulu bir takım olmasına rağmen en çok gol atan oyuncusu Berk İsmail Ünsal’ın olmadığı maçta gol yollarında etkisiz kaldı. Elazığspor ise istim üstündeki golcüsü Fuat Bavuk’un formu ve Mustafa Sarıgül’ün takım üzerinde oluşturduğu motivasyon ve hava ile deplasmanda daha çok gol girişiminde bulunan bir takım olarak görüldü ve goller atarak kazanmayı bildi.
Haftalardır eleştiri konusu olan savunma hataları ve birçok maçta oyundan düşen orta alan oyuncularının görüntüsü bu maçta bambaşkaydı ve tahminimce Elazığspor taraftarlarının ‘işte bizim takım bu.‘ diyecekleri Elazığspor sonunda ortaya çıkmaya başladı.
Takımın en çok gol pası üreten oyuncusu Beykan Şimşek yerine maça başlayan kadroda Samed Ali Kaya’nın tercih edilmesi eleştirilere konu olmuştur diye düşünüyorum ama bu tercihin teknik heyet nezdinde bir karşılığı vardır muhakkak. Taktik gereği ya da Beykan Şimşek’in hastalığı bu tercihin nedeni olabilir.
Maç oldukça hızlı başladı, Şanlıurfaspor’un eski oyuncumuz Berk Yıldız ile Elazığspor ceza alanındaki gol arayışı ve kaleci Muammer Yıldırım’ın da içinde olduğu pozisyonda Berk’in yerde kalması potansiyel bir penaltı pozisyonu idi ve daha maçın başındaki bu hareket bile oyunun kıran kırana geçeceğinin bir göstergesiydi.
Nitekim 6. dakikadan ilk yarının son dakikasına kadar Elazığspor 4, Şanlıurfaspor ise gol olabilecek 1 pozisyon üretti. Ev sahibi ekip, Elazığspor’un ön alanda yaptığı baskı ve orta alanda gösterdiği yardımlaşma nedeniyle ilk yarıda yeterince etkili olamadı ve neredeyse tüm gol ümidini Berk Yıldız’ın bireysel çabalarına bağladı.
Mert Çölgeçen, Yılmaz Ceylan ve Güney Tutcuoğlu’nun orta alanda hiç üretken olamamalarında Elazığspor’un geniş alana yayılan ve iyi uygulanan oyun planı ve topa ilk hamlelerdeki başarısının payı büyüktü.
Maçın ilk yarısının30. dakikasında Mikail Koçak’ın hem erken sarı kartı hem de sakatlanması nedeniyle yerini Alperen Aydın’a bırakması bizim adımıza bir dönüm noktası oldu. Alperen Aydın’ın hem gittikçe yükselen formu ve takıma olan uyumu hem de isabetle derin ve uzun pas atma becerisi, deplasmanda üzerimize gelen rakip karşısında oyunun gidişatını değiştiren bir hamle oldu. Maçın 67. dakikasında Fuat Bavuk’a attığı uzun pas, Fuat’ın deparlı koşusu ve gol becerisi ile birleşince oyunun belki de en klas hareketi ortaya çıkmış oldu.
İkinci devrede Şanlıurfaspor’un Vedat Bora’yı oyuna alması ev sahibi takım adına biraz hareketliliği getirse de Elazığspor’un sonradan oyuna giren oyuncuları Beykan Şimşek, Alperen Aydın ve Haluk Mustafa Tan’ın en az çıkanlar kadar oyuna katkı sağlamaları yüzünden ev sahibi takımın hamleleri pek de sonuç vermedi.
Tabi bu galibiyet hâlâ giderilemeyen eksiklikleri göz ardı etmemize yol açmamalı. Defansta sol stoper gibi oynayan Alpay Koldaş ile Süleyman Özdamar ilk hamlelerde bugüne kadar olmadıkları kadar başarılıydılar ama arkaya zaman zaman adam kaçırıldığını da gördük. Hakan Yavuz ve Erkan Eyibil bana göre olmaları gerekenin çok altındalar. Enes Soy gittikçe takıma alışıyor ama ondan beklentimiz daha yüksek. Samed Ali Kaya takımda yer buldukça daha iyi olmalı ve oynadığı zamanlarda Ömer Çakı ile daha iyi bir uyumu ortaya koyabilmeli. Maksut ise sonradan girdiği her maçta belli katkılar sundu ve bence daha fazla yer bulmalı takımda.
Bir başka eksikliğimiz oyunu soğutmamız gereken yerde zaman zaman hatalar yapıp panikliyoruz, Elazığspor oyunun temposunu oyunun gidişatına göre ayarlayabilme becerisini de kazanmak zorunda.
Sonuç olarak üç haftadır kazanan ve gol yemeyen bir takım var ortada var ve bunda Mustafa Sarıgül Hoca’nın katkısı büyük.
Elazığspor bu haftadan itibaren üst üste oynayacağı Kastamonuspor, Sincan Belediyesi Ankaraspor ve Muğlaspor maçlarından kayıpsız ayrıldığı taktirde bu lige ağırlığını koyar ve ben bu ligin favorisiyim der.
Beni okuyan, beni dinleyen, sözcüklerimin izini süren herkese teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazımda buluşuncaya kadar sevgiyle ve huzurla kalın.