Seza Çimento Elazığspor, bana göre geçtiğimiz sezon şampiyonluğu alternatifsiz kadro, teknik heyet değişikliğindeki zamanlama hatası ve özellikle son haftalarda ortaya konulan saha içi ve saha dışı strateji yanlışları yüzünden kaybetti. Hem yönetimin hem teknik kadronun aynı hataları bu yıl da tekrarlama lüksleri yok.
Sezon başı kampının zamanında başlaması ve eksik bölgelere bu ligin hazır ve iyi oyuncularının kazandırılması doğru hamleler olarak değerlendirilebilir, ancak sayısal anlamda olmasa da nitelik (kalite) anlamında şampiyonluk yarışında bize rakip olmalarını beklediğimiz takımlara kıyasla hâlâ eksiklerimiz var. En azından ben böyle düşünüyorum.
Dün sezonun ilk maçında Adana 01 FK maçında seyrettiğim Elazığspor’da hem umut veren değişim ve gelişimlere tanıklık ettim hem de kafamdaki birtakım soru işaretlerinin haklı olduğuna inandım.
Elazığspor’da geçen sezon en çok yakındığımız konulardan biri takımın kalecisi Muammer Yıldırım’ın bazı maçlarda takımın puan kaybetmesine yol açan kritik hatalarıydı.
Gördük ki Muammer Yıldırım bu sezon da kendine inanıp güvenenleri bazı maçlarda üzebilir. Dün hem yaptırdığı penaltıda hem de maç boyunca topa hamlelerinde ciddi hatalar yaparak adeta acemi bir kaleci görüntüsü çizdi. Net olarak söylemeliyim ki şampiyonluk yolunda Elazığspor’un kalesinde maç kurtaran bir kaleci olmalı.
Defans bloğumuzda iki bek oyuncumuz Mehmet Yılmaz ile Ömer Çakı’nın cesur bir şekilde ileriye çıkarken geriye dönüşlerde zorlanmaları stoperlerimiz Alpay Koldaş ve Ercan Coşkun’un zor durumlara düşmelerine yol açtı. Adana takımının orta saha ve hücum bölgesinde yer alan oyun aklı yüksek, atletik oyuncularından Muhammet Beşir, Okan Derici, Furkan Özyapı, Denizhan Taşkan ve Ömer Kuşan da bu hatalı oyun planımızdan ve defans bloğumuzdaki düşük oyuncu performanslarından gayet iyi yararlandılar.
Bu oyuncuların biri hariç diğer dördü Elazığspor karşısında gollerle tanıştılar. Teknik Direktörümüz Fırat Gül, herhalde oyun planındaki yanlışları görmüştür ve sonraki maçlarda bu hatalarını tekrarlamayacaktır diye düşünüyorum.
Elazığspor adına en sevindirici gelişme orta saha ve ileri uç oyuncularımızın gol üretme ve pozisyona girme anlamındaki başarılarıydı. Kanat oyuncuları Halil İbrahim Sönmez ve Beykan Şimşek’e iki bek Mehmet Yılmaz ve Ömer Çakının verdikleri destek üçüncü bölgede hayli etili olmamamızı sağlasa da kaptırılan toplarda ve geriye dönüşlerde aynı başarı gösterilemedi.
Elbette bizim bu kadar gol pozisyonuna girmemiz rakibin açık oynama tercihinin de bir sonucu olabilir. Hücum bölgesinde asıl gücümüzü kapalı oyunu tercih eden rakipler karşısında daha net olarak göreceğimizi düşünüyorum.
Yeni oyuncularımızdan Hakan Yavuz’un ilerleyen zamanda orta saha ve hücum bölgesine zenginlik katacağından eminim. Yine Enes Soy ve Erkan Eyibil de takıma güç katacaktır, ancak deneyimli stoper Süleyman Özdamar’ın sakatlığının nüksedip nüksetmeyeceği ve sezon içinde ne kadar süre alabileceği kafalarda soru işareti.
Dünkü oyunda Elazığspor’un çok gol yemesinin ve rakibe çok fazla pozisyon vermesinin en önemli nedenlerinden biri de bence rakibin pas bağlantılarını kesecek bir oyuncumuzun olmamasıydı. Geçen yıl bu görevi Muhammed Gönülaçar belli ölçülerde yapabiliyordu. Onun olmaması, Mikail Koçak’ın bu anlamda yetersiz kalması Elazığspor adına bir handikaptı.
Acilen iyi bir ‘6 numara’ nın takıma kazandırılması şart. Yoksa hücum gücü yüksek her takım, Elazığspor kalesine elini kolunu sallayarak gelebilir, zira orta saha oyuncularımızın da teknik özelliklerinin yüksek olmasına rağmen temaslı oyunda yumuşak kaldıkları aşikar.
Dünkü maçın sonucu tatsızdı evet, ancak enseyi de karartmayalım. Kulüp yönetimi, eksikleri bizim gibi görmüştür herhalde. İşi şansa bırakmak felaket olur. Geçen yıl bizim grupta şampiyon olan Van takımının en büyük artısı alternatifli zengin bir kadroya sahip olmasıydı. Bu bizim için de önemli bir parametre.
Kaleci, stoper ve oyun kurucu bölgelerine yapılacak 2-3 oyuncu takviyesiyle Elazığspor bu gruptan çıkar. Ancak alınacak oyuncular bu ligin üzerinde oyuncular olmalı.
Beni okuyan, beni dinleyen, sözcüklerimin izini süren herkese teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazımda buluşuncaya kadar sevgiyle ve huzurla kalın.