Mehmet EMRE

DURUŞUNUZ OLSUN..

Mehmet EMRE

İskender, hiçbir kusuru konusunda onu uyarmayan bir vezirine;

-“Sana ihtiyacım yok.”dedi.

Vezir: -“Neden hükümdarım?”

İskender: -“Çünkü ben bir beşerim. Sen bu kadar süre zarfında benim tek bir hatama bile rastlamadıysan cahilsin demektir. Örtbas ettiysen o zaman da hainsin demektir...”

 

************

 

Bu küçücük bir hikayeden çıkarılacak o kadar ders var ki..

Siyaset uğruna yaptığımız fedakârlıklar ailemizi ve sevdiklerimizi ihmal etmelerimizi düşündükçe ince bir sızı yüreğimize düşmüyor değil. Lakin şu da var ki; siyasetten uzak kalmanın bedeli işin ehli olmayıp ama kurnaz olan insanlar tarafından yöneltilmek olduğunu yaşam deneyimlerim neticesinde öğrendim.

Gerek siyasete olan düşkünlüğümüz, gerek toplumsal takipçiliğimiz ve sosyal anlamda birçok insana dokunmamız hasebiyle toplumsal yapılar hakkında yeterince bilgi ve birikim sahibi olduğumu düşünüyorum. Bilirim ki insan bilgilerini paylaştıkça büyür ve o bildiler ile fikirler aktarıldıkça yaşar.

Ben şuna inanırım sevgili okur;

İnsanoğlunun beyni taşınabilir bir hard disk değildir. Bildiklerini menfi ve ya müspet bir şekilde aktarması gerekmektedir. Aktarmadığı her bilgi benim nazarımda fikir hırsızlığına girer. Çünkü bir bireyin ölümü halinde o bilgiler kendisiyle beraber toprağa gömülür. Netice de USB ile bir bilgi aktarımı da söz konusu değil hani..

Günümüz siyasi sahnelerinde gördüğüm şu ki; insanlar vatandaşlık görevini yerine getirecekken hür iradeleriyle değil, sürekli toplumsal yığın psikolojisi ile ya da menfaat gözeterek taraf olma gereği duyuyorlar.

Buraya kadar hepsi normal..

Elbette her bireyin bağlı olduğu liderler, teşkilatlar bulunmaktadır. Ama acı olan şu ki hiçbir kurum, kuruluş, siyasi parti ve dernekte lider konumunda ki kişilerin beşer olmaları münasebetiyle hatalar yapabileceğini ve onu bu hatalar yönünde ikaz etmeyi düşünmez veya buna cesaret edemez. Bunun altında dışlanmak, işi düştüğünde yapılmayacağını düşünmek, konumunu kaybetmek vb. gibi bir çok neden yatmaktadır. Neticesinde ise kötü seçmenler, kötü yöneticiler doğurmaktadır.

Hangi siyasi parti, kurum, Stk ya da dernek olursa olsun birey ve üyelerin yapılan başarıları desteklemesi ya da yapılan hataları bir şekilde liderine ulaştırması o kişinin boynunun borcu olmalıdır. Bu duruş; Daha vasıflı liderler ve bunun akabinde daha bir işlevsel toplumlar oluşturacaktır. Bu duruş; Bizim toplumsal bir sorumluluğumuz ve gelecek nesillere bırakacağımız mirasımız olacaktır.

Bu demek değildir ki var olan lider, yönetici ve ya aday/lara saldırgan tutumlarla derdimizi anlatalım. Tam aksine zarafet ile yapmak istediklerini dinlemek, katkıda bulunmak ya da olumlu olumsuz eleştirilerimizle vicdani sorumluluk yüklemek gerekir.

Sürekli üste oynayan siyasi lider, teşkilat mensupları, stk yöneticileri ve kurum amirleri artık vatandaşı görmüyorlar. Günümüz teknolojisi, hayatımızda artık çok önem arz eden sosyal medya da bile astları ile değil, üstlerini etiketleyerek var olmak, farkındalık yaratmak istiyorlar. İşte toplumsal kopukluklar burada başlıyor.

SENİ BEN SEÇİYORUM mesajını vermedikçe ve o yönetici bize yüzünü dönmedikçe desteklenmeyeceğini bilmelidir.

Makamlar, mevkiler gelip geçerler. Netice de her yöneticini görev dönüşü halk arasına karıştığında vicdani muhasebesiyle barışık bir şekilde hasbihal etmesi kaçınılmazdır.

Bizler artık dedikodu ile değil, gerçekleri zarif bir dille hiyerarşik yapıya uygun olarak iletmek zorundayız. Arada hata yapan ve işlevini yitirmiş olan çürük nöronları da ayıklamalıyız. Biz bunu yapmaz isek meydanlarda yapmamız gereken siyaseti, kapalı kapılar ardında dedikodu mekanizmasıyla yapmaya çalışanlar hem bize hem liderlerimize zarar verecektirler.

 

************

 

Yaklaşan Mahalli seçimler üzerine de birkaç söz söylemek isterim.

Malum adaylar belirlendi. İlimizde kazanması muhtemel partilerden aday gösterilen  iki aday da şahsına münhasır ve benim adıma özel kişiler.  Her ikisi de Elazığ’ın öz evladı. Her birinin ayrı ayrı duruşu var. Her ikisi de sıcak tebessümüyle göz dolduran isimler.

Hangi aday kendisini ve projelerini daha güzel ifade eder ise, vatandaşın gözünün içine bakıp güven verirse ve bizlerde vatandaş olarak gereken olumlu/olumsuz eleştirilerimizi bire bir yansıtır isek, sonuç ne olursa olsun kazanan ELAZIĞ olacaktır.

 

************

 

İskender günümüzde hükümdar olsa, büyük ihtimalle bir çoğumuzu hain olarak yargılayacaktı diye düşünmeden kendimi alamıyorum doğrusu..

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları