Mehmet EMRE

DELİ BAKİ

Mehmet EMRE

Ülke olarak zor günlerden geçtiğimiz şu günlerde yerelde Elazığ, genelde Türkiye’de ve dünyada yaşanan bin bir olumsuzluklara bir nebze çare olmak adına eli kalem tutanın, dili kelam yapanın sorumluluk üstlenmesi gerçeğiyle yola çıkarak yazım kervanına ben de katıldım. 

Bundan böyle elimizden geldiğince ve de aklımız erdiğince bu köşede olacağım. Elazığ HAKİMİYET Gazetesi ve takipçilerine merhaba diyor bu fırsatı tanıyan gazete yönetimine şükranlarımı arz ediyorum.

 

Kötü giden piyasalar, seçim ekonomisi ve ABD ile ekonomik savaş derken canım iyice sıkılmış olacak ki bir değişiklik yapayım dedim. Elazığ Sanayi Sitesi’nde soluğu aldım. Eski dostları ziyaret ettim, aracımı yıkattım vs. Ayrıca odun ateşinden yaprak döner yapan bir yer açılmış ki kesinlikle tavsiye ederim.

Yıllardır tanıdığım ön düzeneci Bünyamin abe’ye selam vermesem olmazdı. O da sağ olsun madem yemeği yediremedik bari çay söyleyelim dedi ve oturduk. 

Zaten klasiktir, muhabbetin konusu belli…

“Noolacak bu ülkenin hali!?”

Aynı şeyleri konuşmak hepimizi yormuş belli…

Tek şey söyledi “Üretim” ve devam etti…

         “Yıl seksen yedi ve ben ilk sanayi sitesinde çırak olarak çalışmaya başlamıştım.

Deli Baki diye bir tornacı vardı. Adam Kara Yollarında tornacıymış. Normal standart işlerini yapıp bitirdikten sonra boş kalan vakitlerinde birazda silah merakından olsa gerek bir tabanca yapmış. Mükemmel bir tabanca...! Şimdi diyeceksiniz ki; ne var yani, birçok şehirde tabanca yapan usta vardır diye. İşte bu tabanca o tabancalardan değil. Montajında sıfır cıvata, sıfır vida... Yanlış duymadınız. Tamamen birbirine geçmeli, tutukluk verme ihtimali en aza indirgenmiş bir tabanca… 

Eee tabi Baki abi bu silahı birilerine gösterdikçe telkinler artmaya başlamış.

“Sen bununla seri üretime geç”

“MKE’ye götür köşeyi dönersin”

“Bu silahı götürürsen ülkeye katkısı olur” vs. vs.

Baki abi ısrarlara dayanamayarak MKE’nin yolunu tutmuş.

Büyük bir ilgiyle karşılaşacağını ümit eder iken, bir dünya soruşturma geçirmiş ve malumunuzdur hapsi boylamış. Yıllarca hapiste kalmış. En sonunda bir avukatın kanun boşluğundan faydalanarak deli raporu alması sonucu serbest kalmış.

Mesleği dışında hiçbir iş bilmeyen Tornacı Baki, devlet raporuyla DELİ BAKİ olmuş…

 

     Sonrasında ne silaha, ne de başka işlere bulaşmış. Bozulan, kırılan ABD, Alman mallarının tornada taklidini yaparken, gelene gidene küfrederek ömrünü tüketip bu fani dünyadan gitmiş.

Mekanı cennet olsun…

Rahmetle andığımız bu ustamız gibi nice ustalarımız bir şekilde yolundan döndürülüyor, bezdiriliyor, hak ettiği saygı ve değer sunulmuyor.

Kınadığımız ABD ne mi yapıyor?

Zeki öğrencilerimize burslar veriyor. Belli bir düzeye geldikten sonra Türkiye’ye kıyasla azımsanamayacak maaşlar bağlıyor. Ne yapıp edip o beyni alıp ülkesine götürüyor. F 35 mi dediniz?

Ne malum bizim gençlerden birinin fikri olmadığı…!

Neticede “yatay kalkış yapan birçok uçak var. Dikey neden kalkmasın?” diye düşünen bir Türk olamaz mı? Bu sadece bir örneği, dünyaca ünlü Kalp Cerrahı Mehmet Öz, Nobel ödüllü Türk Bilim insanı Aziz Sancar…

Siz gidin, gelin, oturun “Noolacak bu ülkenin hali, Hep solcular böyle yaptı, biraz da Sağcılar yapppsın!..”

Yapmayın gözünüzü seveyim, üretin ve de üretime katkıda bulunun. Üreten insanların önünü açın.

Yahu arkadaş; sigaramı değiştireyim dedim sadece Winston %49 Japon ortaklı, kalanı ABD.

Vestel telefon dediler, araştırdım; Kamera, dokunmatik ekran ve ana kart ABD malı…

Biraz araştırmayı derinlere indirgedim öküzün yediği saman ithal…

 

E, hadi siz buyrun dolarları yaka durun, parasını ödediğiniz telefonlarınızı parçalayın…

Artık korkum şudur ki F 35 kriziyle birlikte F 16’ları benzin döküp yakacak bu vatanseverler!

Sevgili okur,

Biz Müslümanız… Tevekkül bizi tembelliğe değil, üretime ve çalışkanlığa yönlendiren bir olgudur. Çalışmadan, çaba harcamadan yapılan tevekkül değil, aklınca uyanıklık yapıp Allah’a sorumluluk yüklemektir.

Beyinlerimize sahip çıkalım, gençlerimizi yönlendirelim. Zeki olmanın sadece matematik problemi çözmek olmadığını hissedelim ve hissettirelim.

Rahmetli Tornacı Deli Baki başka bir ülkede başvurusunu yapmış olsaydı böyle mi olurdu?

 

“Buyrun Baki bey”

“Bizim laboratuvarları kullanın”

“Daha hafif ve ısınmayan metaller burada.”

“Maaş ve geçim sorununuz çözüldü, aracınız kapıda bekliyor.”

Tekrardan Tornacı Baki abeye Yüce Allah’tan rahmet duamı dile getirmişken, diğer yaşlı toplumlara oranla daha genç bir nüfusa sahip olan ülkemizin kıymetini bilenlerden olalım diyor ve yaklaşan Kurban Bayramı’nızı kutlayıp, üretim zaferleriyle dolu bir gelecek diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları