En hassas, en kritik konu… Üzerinde dikkatle düşünmeliyiz!
La Bruyere, “Suçların anası yoksulluksa, babası da kafa yoksulluğudur!”
Türkiye’mizde, ‘suçlar artıyor’ Aileler, ‘sarsılıyor’
Allah Resulü (sav) buyuruyorlar;
“Allah’ım küfürden ve fakirlikten sana sığınırım”
“Ve Nerdeyse fakirlik küfür olur…” (Allah cümlemizi korusun)
“Allah’ım yedi göğün Rabbi ve büyük arşın Rabbi!
Borçlarımızı öde ve bizi fakirlikten varlıklı hale getir!”
Takva ehli insanlar, ‘en fazla fakirlikten ve borçlanmaktan korkarlar’
Victor Hugo, “Borç köleliğin başlangıcıdır!”
Sıkıntılara sabır, ‘o kadar zor ki’
Asrımız insanı o zorlukları yaşamakta…
Allah Resulü (sav;) “Yedi (engelleyici) şey (gelme) den önce;
İyi işler yapmakta acele ediniz.
Yoksa gerçekten siz, unutturan fakirlik, azdıran zenginlik,
(her şeyi) bozup perişan eden hastalık,
Saçma-sapan konuşturan ihtiyarlık, ansızın geliveren ölüm,
Gelmesi beklenen şeylerin en şerlisi Deccal,
Belâsı en müthiş ve en acı olan kıyametten başka bir şey mi beklediğinizi sanıyorsunuz?”
Burada bizim üzerinde duracağımız, “unutturan fakirlik…”
Fakirlik insana birçok şeyleri unutturuyor
Özellikle de, ‘Helal- Haram Sınırlarını…’
İyi ve kötüyü birbirinden ayırt edebilme hasletini…
İmam Şafii, “Şayet bir soğana (dahi) muhtaç olsaydım;
(hiç) bir meseleyi anlamazdım!”
Bu ülkenin en büyük iki düşmanı, ‘yoksulluk ve cehalet’
Bu ülkenin aydınlığa çıkması için öncelikle;
“Yoksulluk ve cehaleti yenmesi şarttır!”
Hadis, “(Allah’ım) zenginlik fitnesinin şerrinden
Ve fakirlik fitnesinin şerrinden sana sığınırım…”
“Zengini daha da zengin, yoksulu daha yoksul yapan sisteme kapitalizm” denir.
Adam Smith, “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler…”
İnancımız, “Zekât; fakirin Müslüman zenginin malı üzerindeki payıdır!”
Hadis, “Zekât İslam’ın köprüsüdür!”
Al-i İmran Suresi 92 ayette de şöyle buyrulur;
“Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz.
Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir!”
Bakara Suresi 215 ayette kimlere infak edileceğini de izlere haber veriyor;
“Hayır, olarak infak edeceğiniz şey, anne-babaya, yakınlara, yetimlere,
Yoksullar ve yolda kalmışlara…”
Temel prensip nedir, “toplumun iki yakasını bir araya getirmek!”
Hadis, “üstteki (veren) el, alttaki (alan) elden hayırlıdır!”
Yoksulluğu yenmek ne demektir?
“Fitne, fesat ateşini söndürmektir!”
Bu milletin adresi, ‘kesinlikle yoksulluk olmamalıdır’
Yoksulluk, ‘kültür…’ olarak da kesinlikle düşünülmemelidir!
Hz. Ali (kv), “Hasisle fakir birbirine benzer;
İkisi de hayatlarını mahrumiyet içinde geçirir.”
Hasis sözlükte, “cimri, pinti, kısmık, bayağı, alçak” anlamlarına gelir.
Furkan Suresi 67 ayette şöyle buyrulur,
“Hem onlar ki, harcadıkları zaman ne israf ederler, ne de cimrilik ederler;
(harcamaları) bu (ikisi)nin arasında orta bir yol da olur” (Furkan, 67)
Kanaat yolunu seçmeyen, ‘cimrilik, yoksullukla eş değerdedir!”
Yaşar Kemal, “Yoksulluk bir ateşten gömlektir, onu giyen bilir!”
Karacaoğlan, “Kondum göçülmez. Acıdır ecel şerbeti içilmez.
Üç derdim var birbirinden seçilmez.
Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm.”
Yoksulluk, ‘toplumu felakete sürükleyebilecek derttir’
Her derdin, ‘elbette ki devası…’ vardır/ olacaktır!
Yoksulluk, ‘sosyal bir yara, kangrendir…’
Bizim Yunus ne diyor;
“Bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz!”
Derdimiz, her bakımdan; ‘yoksulluk ve cehalet…’
Siyasi İradenin Hedefi, “her ikisiyle amansız mücadele!” olmalıdır.
PEYGAMBER MİRASI…
Bir gün Ebu Hureyre, çarşıda alış veriş yapanlara dedi ki;
“Mescid-i saadette Peygamber Efendimizin mirası taksim ediliyor,
Sizlerde gidip alınız!”
İşini, gücünü bırakan gider.
Bakarlar ki miras taksimi falan yok. Yalnız Mescid-i Saadette;
Bazıları namazda, bazıları Kur’an’la, Bazıları da zikir, fikirle meşgul oluyorlar!
Ebu Hureyre (r.a)’a sorarlar; “Hani miras, hani taksim? Böyle bir şey yok?
Ebu Hureyre onlara cevaben;
“Peygamberin mirası Kur’an’dır, namazdır, zikirdir, fikirdir.
Bu amelleri işleyenler paylarını hisselerini alırlar.
Siz de bu meyanda bu mirastan pay alınız!” diye buyururlar.
Allah Resulü (sav); “Bu dünya bir sofradır. Herkes bu sofradan yer içer”
(İmam Efendi Sohbetname isimli eserinden)
Bakara Suresi 238 ayette şöyle buyrulur;
“Namazlara devam ediniz ve bilhassa orta namaza.
Gönülden bağlı kimseler olarak Allah’ın huzuruna durun!”
