Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

HARPUT'U ANLATIRKEN

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

 

Bizim tarihimiz, ‘medeniyet tarihidir’
Türk-İslam Coğrafyasın, ‘gönül coğrafyası’ olarak adlandırırız!
Gönül Coğrafyamızın, “Kubbet’ül İslam” Şehirleri;
Türkiye’de, ‘Ahlat’ Afganistan’da, ‘Belh’ Özbekistan’da, ‘Buhara’ şehridir!
Tarihin ‘efsanevi şehri’ Harput’u, ‘vuslat şehri’ olarak düşünürüm!
Harput, tarihi buluşturan efsanevi şehrimiz…
Harput, ‘gönül insanlarıyla’ asra, asırlara tebessüm eder!
Tekkelerde iki soru yöneltilirmiş; İlk soru, “Bugün gönül kırdın mı?”
İkinci soru, “Namazını kıldın mı?”
Birinci soruya cevap ‘evet’ ise, ikinci soru sorulmazmış!
Mevlana’nın Anadolu’da ilk durağı,  Elazığ- Karakoçan İlçemiz…
Mevlana, “Gönlünü vermedikçe, gönül bulamazsın.”
Harput Hükümdarı Belek Gazi aynı zamanda, ‘fütüvvet erenidir’
Harput’un 9 asırlık tarihinde bizler hangi dersleri çıkarırız;
“Gönül zariftir. Zorbalıkla değil zarafetle fethedilir”
Ecdadın bizlere bıraktığı en cihangirane miras nedir;
“Gönül kalesi gülle ile değil, gülle zapt edilir.”
A.Hamit Tarhan, “Gönül bir binadır ki, mimarı muhabbettir.”
Bizler, Sohbet Meclislerine; ‘irfan ocakları’ diyoruz!
Son 150 yıla gidiniz… İlim-İrfan meclislerinde, ‘hikmet dersleri’
O meclisler, O dersler; ‘nesilden nesile devam etmiş…’

Dikkatinizi Nisa Suresi 69 ayete çekmek istiyorum;
“Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse, işte onlar;
Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar, şehitler
Ve Salih Kimselerle beraberdirler. İşte onlar ne güzel arkadaştırlar”
Burada,  ‘nebilerle’ peygamberlere, ‘Sıddıklarla’ Hz. Ebubekir’e,
‘şehitlerle’ Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’ye
‘salih kimselerle’ Ashab-ı Suffe, Bedir, Rıdvan gibi mümtaz zevata işaret ediyor.

Harput’un ruhani iklimine dönelim…
Elazığ’dan, Harput’a dönüle dönüle çıkılır…
Harput’u gezdikçe nefeslenirsiniz… Bir, ‘derya şehir’ sizleri huzura taşır!
Tebrizli Şair, “Harput, Asya’nın gül bahçesidir” derken sözün özüne dokunmuşlardır.
Harput ikliminde; Fatih Ahmet Baba, Ankuzu Baba,
Arab Baba, Beşik Baba, Ahi Musa, Murat Baba,
Şeyh Ali Septi, Mahmut Samini İmam Efendi, Beyzade Efendi,
Seyit Ahmet Çapakçuri, Hacı Muharrem Hilmi Efendi, Hacı Tevfik Efendi,
Ömer Naimi Efendi, Ömer Hüdai Baba ve daha niceleri
“Şehitler, Sadıklar ve Sıddıklarla…” birlikte olmak!
O şuura bizleri taşıyor!
Ulu Cami’de, saf tuttuğunuzda o manevi huzuru yaşarsınız!
O manevi ihramı üzerinizde hissedersiniz!
Bu manevi zenginlik bizlere de, ‘güç vermekte…’
Daha büyük ufuklara yönelmemizde gayretlerimizi artırmaktadır…
Harput’tan bakınca, Doğu’nun tılsımlı dünyasına kendinizi kaptırıyorsunuz…
 Malazgirt’ten Anadolu’ya uzanan, ‘fetih şuuru’
O şuurun nurani ikliminde, ‘Efsanevi Harput Şehri…’
Ahmet Yesevi Piri Türkistan’dan Anadolu’ya taşınan,
“fütüvvet derslerinde…” hikmet pınarları sürekli çağlamıştır!
İbrahim Suresi 24 ayette şöyle buyrulur;
“Görmedin mi, Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi?
(Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir.”

Son 25 yıl içerisinde Harput’a gelen şair, edip, mütefekkirler,
O manevi iksirden etkilenmişler…
H. R. Gürpınar, “İşte, şimdi damarlarımda bu iksirin alevleri dolaşıyor!”
Ali Akbaş bir şiirinde;
“Bu dağlar Kartal Yuvası/ Göğe değer Balkayası,
Belek Gazi’nin rüyası/ Burada döndü gerçeğe
Burada durdu dal çiçeğe…”
Doğu Anadolu, şefkat nazarlarının tomurlaştığı tarihin ulu coğrafyası…
O coğrafya, İslam’ın ilânihaye yaşayacak kalesidir!
Harput’ta, o tarihi rıhtımda demir almak;
“Ak yüzlü, bilge sözlü, kartal bakışlı, civan duruşlu;
Aynı gövdenin baharında çiçek açmış,
Cümlesine meyve vermiş dalları,
Kanat gerecek gelecek nesillere…”
Destan Şairimiz Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu,
“Harput Abideler” şiirinde tarihi soluklandırır;
“Harput’ta bir câmi… dünden yadigar
“Sarayhatun” diye bir nâmı vardır
 
Ol camiin nârin minaresinde
Uzun Hasan Bey’in endâmı vardır
 
Beşyüz yıldan beri şok minareden
Ulu Peygamberin selâmı vardır
 
Uyumaz Harput’un evliyaları
Dillerinde Allah kelamı vardır
 
İhtiyar “Kale ”nin, Ulu Câmiin
Mâzide pek şanlı eyyâmı vardır
 
Her sabah yeşeren tevhid nurunun
Nesiller boyunca peyamı vardır
 
Belek Bey, at üzre Kayabaşı’nda…
Elinde vatanın ilamı vardır”

Harput’ta, “Sıddıklar, Şehitler, Âlimler, Salih Amel İşleyenler…”
Birlikte, ‘coğrafyayı vatan yapan…’ Allah dostlarıdır!
Harput’u gezdiğinizde, “Allah dostlarının makamları…”
‘Koruyucu bir zırh misali’ tefekkür dünyanızı saracaktır!
Günümüzde de, “iyiliği emredip kötülüklerden men eden…”
“Manevi Önderlere” ihtiyacımız var!
Onları, ‘toplumun aksaçlıları, bilge kişileri’ olarak tanımlarız
Şairimiz Ali Akbaş bir şiirlerinde şöyle der;
“Gördüm ki, her şehrin bir sahibi var
Her şehrin bir naibi var
Hacı Bayram, Hacı Bektaş
Adım adım, taş taş
Mülkü tapulamışlar
…Ve bizi himmetlerine alıp,
Bekleye-durmuşlar”
Anadolu’nun, “manevi fethini…” iyi okuyalım!
O gönül erenlerini, “Horasan Erenlerini…” iyi tanıyalım
Onlar, “yetmiş iki millete bir gözle bakan…”
Mensubu bulunduğu toplumu, “hayra ve iyiliğe çağıran…”
“Allah Dostları…” “Kamil İnsanlar…” “Veli İnsanlar…”
 

Yazarın Diğer Yazıları