Batuhan Kemal AYDIN

YILIN İLK PROVAKASYONU

Batuhan Kemal AYDIN

Ömrümüzden bir yılın daha geçip gittiği, daha kaç defa uyanacağımızı bilemediğimiz yeni bir güne uyandık Hamd olsun..

2018 yılı bitti ve 2019 yılının ilk gününe merhaba dedik. Dedik demesine de.. bütün gece taksim meydanını izledim. Sosyal medya hesaplarından sayfaların ve kişisel hesapların yaptığı canlı yayınları sürekli takip ettim. Yılbaşı gecelerinin vazgeçilmezi Taksim Meydanı her türlü ahlaksızlığı, taciz ve fuhşiyatın döndüğü o meşhur gecenin meşhur meydanı.. 

Birazdan okuyacağınız düşüncelerim için beni kendi iç dünyanızda yargılayabilir yada hakkımda çeşitli yakıştırmalarda bulunabilirsiniz. Lâkin bu provakasyon'a sessiz kalamayacağım. 

Bir Futbol maçında rakip taraftarın 20-30 tane seyircisi sizin taraftarlarınızla aynı tribün de olsun. Kendi tribünlerindeymiş gibi takımlarını desteklemeye çalışsınlar hatta siz gol yediğiniz de çılgınlar gibi sevinsinler, sizce nasıl bir tepki alır bu gurup ?? Ben söyleyeyim maç sonunu göremez gözünü hastanede açarlar.

Dün ( Yılbaşı ) gece Taksim Meydanın da yaşanan tıpkı böyle bir durum idi. Yaklaşık 20-30 tane suriyeli taksim meydanında bizim insanımız gibi müslüman olduğunu unutmuş ve kendi aralarında hoplamaya zıplamaya başlamışlar gönüllerince eğleniyorlar. Bir insanın yeryüzündeki en önemli hakkı yaşama hakkıdır. Rabbim bize böyle bir cennnet vatan nasip etmiş ise tüm insanlığa ensar olabiliriz imkanlar çerçevesinde her türlü yardımı da esirgemeyiz hamd olsun ki bu mantıkta bir Cumhurbaşkanına sahibiz. Lâkin birilerinin artık şu konuya el atması lazım. 

Suriye'de korkusundan bırakın bayrağını, imanın gerekliliği olan vatan savunmasını yapmaktan aciz bir durumda olupta Türkiye de Suriye bayrağıyla, Suriye sloganlariyla eğlenmek, başka milletlerden olan insanları ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan insanları kışkırtmaktır. Üstelik her ne kadar kendi sınırlarımızı korumak milletimizin huzurunu sağlamak için dahi olsa 25 yaşındaki Türk Askerleri aslanlar gibi Suriye de savaşır Ümmet-i Muhammed'in selameti için can alıp can vermekten çekinmez iken. 

Çevremizde çok Suriyeli var ve tanıdığım bir çok suriyeli var ki akşama kadar üç kuruş para için sömüren işverenlerin önümde köle oluyorlar tek gayeleri savaştan, tecavüzden ölümden kurtardıkları ailelerinin geçimlerini sağlayabilmek. Ama bazıları var ki hırsızlığı, ahlaksızlığı ve bozgunculuk çıkarmayı kendisine şiar edinmiş. İşte tıpkı Yılbaşı gecesi taksimde Suriye bayrağıyla Suriye sloganları atarak halkı kışkırtmaya yönelik hareket sergileyen Şia köpekleri gibi.. Evet ben bu insanların Muhacir özelliklerini taşıyan insanlar olduğunu düşünmüyorum bunlar çeşitli provakasyonlar için ince ince dokunan şia köpekleridir. 

20-30 Suriyeli böyle bir hareket yaptığı için elbetteki tüm Suriyeliler hakkında kötü düşünecek yada konuşacak değiliz. Nasıl ki dün Kürtlerin savunucusu olduğunu iddia edip Ermeni uşağı Apo için " biji Serok apo" sloganı atanlara, Meclisteki kravatlı teröristlere bakıp kürt kardeşlerimiz hakkında kötü konuşmadıysak bu konu da da böyle konuşmayacağız. Ne ermeni Apo dur Kürt kardeşlerimin lideri, Nede meclisteki kravatlı teröristlerdir kürt kardeşlerimin savunucusu. Ne parklarda plajlarda nargile keyfi yapıp hırsızlık ve taciz eden Suriye asıllılardır Muhacir olan, ne de Taksim de Suriye bayrağıyla Suriye sloganları atandır gerçek muhacir. Elbette ki İngilizi, Yunan'ı, Ermeni'si benim ülkemde eğlenirken Suriye'liler de eğlenebilir lakin burada toplumsal kışkırtmaya yönelik provakasyon söz konusu. Twitter da #ÜlkemdeSuriyeliİstemiyorum hastag'ı Tt listesinde 1. Sırada 24 saati geçti. 

Evet konu gerçekten hassas hele ki bayrağı uğruna ölmekten çekinmeyecek milyonlarca insanın olduğu bir ülkede çok hassas ve tehlikeli bir hareket. 

Kadınların, çocukların ve yaşlıların hatta engeli ve sakatlığı olanların başımızın üstünde yeri var fakat bozgunculuk her suriyeli ÖSO ya teslim edilmeli. Yürekleri yetiyorsa orada açsınlar bayraklarını. Taksim de bayrak açan gençler şunu açıkça ifade etmek isterim ki, senin YPG'ye, DEAŞ'a, Katil Esad'a açamadığım korkup kaçtığın bayrağı benim ülkem de açamazsın. 

Benin nacizane düşüncem bu gibi konular toplumun sinir uçlarıdır. Hızlı refleksler alınmaz ise toplum duyarsızlarşır. Bu provakasyon'a sebep olanların hakkında yasal işlem başlatılıp suriyeye gönderilmesi gerekiyor. 

Ve şunu açıkça ifade etmeliyim ki, hiçbir mülteciden rahatsız olmuyorum çünkü bizler bugünün ulus devleti kalıbına sığmayacak kadar büyük bir tarihin mirasçılarıyız. Bizler 1000 yıllık bir Cihan Devletinin sahipleriyiz. Lideri, Ulu önderi, Efendisi muhacirliği yaşamış bir ümmetin torunları asla ve asla ensar olmaktan geri durmaz.

Yazarın Diğer Yazıları